CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu: Tek adam sözünden döndü
Canan Kaftancıoğlu, toplantıda yapmış olduğu açıklamada ‘’İstanbul Sözleşmesi ihtiyacın da ötesinde bir zorunluluk. Son 2 günde en az 6 kadının öldürüldüğü bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliğini herkese her fırsatta anlatmak ve yine anlatmak zorundayız.
İstanbul sözleşmesi sözleşmeydi; adı üstünde sözleşme Tek adam yine sözünden döndü. Sözünün arkasında duramadı. İktidar İstanbul Sözleşmesini kaldırarak, biz bayanları daha da güvencesiz bıraktı, hukuksuz bıraktı.’’
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden gece yarısı ani bir şekilde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile çekilmesi üzerine ‘’İstanbul’da bayan gerçekliği’’ üzerine geniş çaplı bir kamuoyu araştırması gerçekleştirerek CHP İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı’nı kurdu. Yapılan kamuoyu araştırmasının sunumu ve kurulan dayanışma ağının tanıtımı, İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu tarafından düzenlenen basın açıklaması ile gerçekleştirildi.
CANAN KAFTANCIOĞLU: BU ARAŞTIRMADA SORUNLARINI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ KADINLAR ANLATTI
İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, basın toplantısına ‘’İstanbul’da Bayanların Gözünden Türkiye’de Bayan Olmak’’ başlıklı kamuoyu araştırmasının sunumu ile başladı.
Canan Kaftancıoğlu, gerçekleştirilen araştırmanın bayanların sorunlarını ve çözüm önerilerini kendilerinden duymak olduğunu belirterek ‘’Sizlerle paylaşacağım veriler, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı operasyonuyla hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırılmasından hemen önce yaptığımız bir araştırmanın verileri.
Bayana şiddetin her gün arttığı ülkemizde CHP İstanbul İl Başkanı olarak, aslında bu araştırmayı yaptırmaktaki duygum ve düşüncem başta şiddet olmak üzere bayan sorunlarının her geçen gün giderek arttığı bir dönemde çözüm arayışımıza katkı sunması için önce bayanları kendi sesinden duymak istememdi.
Araştırmanın sonuçları son derece çarpıcı. Araştırma üzerinden çözüm üretmeye çalışırken hepimizin bildiği 20 Mart gecesini yaşadık. Kendisine doğruları söyleyen siyasetçileri, bilim adamlarını, hukuk insanlarını, STK’ları dinlemeyen tek adamın karşısına, bir gece yarısı operasyonuyla hüküm vermeye kalktığı bayanların sesini, sözünü ve gerçekliğini bütün çıplaklığıyla ortaya koymak için de ikinci bir araştırma daha yaptık.
Bu araştırmalarla; bayanlar konuştu, bayanlar anlattı başlarında olan sorunu derdi ve elbette çözüm önerilerini…’’
CANAN KAFTANCIOĞLU: BİZ KADINLAR ŞİDDETLE HER AN YÜZ YÜZE YAŞIYORUZ
Canan Kaftancıoğlu, çarpıcı sonuçlar veren kamuoyu araştırmasına göre Türkiye’de yaşayan bayanların en sık karşılaştığı sorunların şiddet, taciz ve aile baskısı olduğunun altını çizerek ‘’İstanbullu bayanların yaptığı tarif üzerinden ülkemizde bayan olmanın ne kadar zor olduğunu çok net görüyoruz.
‘Sizce Türkiye’de bayanlar hangi sorunlarla karşılaşmaktadır’ sorusuna verilen ilk üç yanıt % 89,5 ile şiddet, %84 ile taciz, %72 ile aile baskısı.
Çağ dışı, insanlık dışı bu sorunların peşi sıra oran olarak azımsanamayacak başka olumsuz yanıtlar da geliyor. Örneğin erken yaşta evlilik, aynı işte erkeklere göre düşük ücretlerle çalıştırılma gibi adaletsiz durumların varlığı da son derece yüksek. %89.5 olan şiddet ile %84 olan taciz bayanın kendi söz konusu olduğunda sırasıyla %22.3 ve %30.5’e düşüyor.
Araştırmacıların denek kirliliği olarak tanımladığı bu durum aslında kadınların üzerindeki baskının boyutunu bize bir kere daha gösteriyor.
Bayana şiddete ailesinde ve çevresinde tanık olup olmadığını sorduğumuzda bayanların %73,3’nün şiddete tanıklık ettiğini görüyoruz. Dikkatinizi çekmek isterim kendi yaşadığı değil tanıklık ettiği.
Otobüste yanımızdaki, iş yerinde karşımızdaki, markette kasa sırasında önümüzdeki kadınlar, apartmanda komşumuz, annemiz, teyzemiz, arkadaşımız, halamız; biz bayanlar şiddetle her an yüz yüze yaşıyoruz.
Bayanların sosyo-ekonomik statüleri farklı, demografileri farklı, siyasi tercihleri farklı fakat talepleri aynı. Cezalar yetersiz! Cezaları yeterli buluyor musunuz sorusuna bayanların %94,6’sı yetersiz bulduğunu ifade ediyor.’’
KADINLAR KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR
Araştırma verileri, bayanların kendini güvende hissetmediğine dair dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu. Canan Kaftancıoğlu, bayanların korkuya mahkum edildiklerini ‘’Araştırmada İstanbullu bayanların dile getirdiği kimi sonuçlar biz bayanların hayatının nasıl bir kabusa çevrildiğini açıkça gösteriyor.
Gece sokakta yürürken kendini güvende hisseden bayanların oranı sadece %7,3! Bu şehirdeki biz bayanlar, gece sokakta yürümekten, korkuyoruz! Bu korkunun altında; ölüm, tecavüz, taciz tehdidi var.
Bunlar kadar kötü bir tehdit daha var; sadece gece sokakta yürüyor olmalarının bu suçları haklı çıkarabileceğini düşünen bir düzen.’’
CANAN KAFTANCIOĞLU: BU ÜLKENİN KADINLARI HER AY FATURALAR İÇİN PARA DENKLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
Araştırma verileri, bayanların karşılaştıkları ekonomik sorunlara dair çarpıcı sonuçlar ortaya koyması üzerine Canan Kaftancıoğlu, İstanbul’da yaşayan bayanların ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda olduğunu belirtti ve ‘’İstanbullu bayanların sadece %33,7’si gıda alışverişinde zorlanmadığını ifade etmekte.
Sağlık harcamalarında ise sadece %33,5’lik bir oran zorlanmadığını. İstanbullu bayanların sadece %28,8’i eğitim masraflarını karşılamakta zorlanmadığını belirtmiş.
Faturalarını öderken zorlanmadığını söyleyen İstanbullu bayanların oranı sadece %20,3. Bu ülkenin bayanlarının %79,7’si faturalar için her ay para denkleştirmeye çalışıyor.
Bu verilerden sağlık, eğitim gibi ücretsiz ulaşılması gereken sorunlara bayanların ne zor ulaştığını görüyoruz.’’
KADINLARIN %76.3’ü KIRMIZI ET TÜKETİMİNDE ZORLANIYOR
CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından yapılan kamuoyu araştırmasının en dikkat çekici sonuçlarından bir diğeri ise bayanların yüzde 76,3’ünün kırmızı et tüketiminde zorlanması oldu.
Canan Kaftancıoğlu, bayanların tüketim alanında karşılaştıkları zorluklarla alakalı görüşlerini ‘’Harcama kalemlerinden ekonomik olarak nelere yetişmekte zorlandıklarını anlamaya çalıştık.
Hepsi birbirinden problemli fakat biri var ki hepten can sıkıcı. %76,3’ü kırmızı et almakta zorlandığını belirtiyor. Evet ejder meyvesi değil, kırmızı et! İstanbullu bayanların sadece %28,6’sı beyaz et tüketiminde zorlanmadığını söylemek.
İstanbullu bayanların sadece %28,2’si temizlik ürünlerinin alımında zorlanmadığını ifade etmekte. Bu neticeler tam bir felaket.
Özellikle temizlik ürünlerinin temel ve zorunlu bir ihtiyaç olduğu salgın döneminde. Bayanların var olan yükünün üzerine bir de salgın yükü eklendi.
Salgın psikolojisinin olumsuz yönden etkilendiğini belirtenlerin oranı %77. Salgın demişken, evlerdeki artan sorumluluklarına değinmemek olmaz.
İstanbullu bayanların %67.3’ü salgında evdeki sorumluluklarının arttığını söylüyor. Görüldüğü üzere biz bayanlar her alanda güvencesizleşirken sorumluluklarımız da bir o kadar artıyor’’ sözleriyle ifade etti.
CANAN KAFTANCIOĞLU: KADINLARIN SİYASİ GÖRÜŞLERİ FARKLI OLSA DA SORUNLARI AYNI
İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, konuşmasında bayanların siyasi görüşleri farklı olsa da sorunlarının aynı olduğunu belirterek devam etti.
Çözüme bayanların yol göstericiliği ile ulaşılacağını söyleyen Canan Kaftancıoğlu, ‘’Bizim için en doğru olan, en güvenilir olan elbette bayanların yol göstericiliğidir.
Bu sebeple ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsaydınız öncelikli olarak hangi sorunlara yönelik çalışma yapardınız’ diye sorduk. Yanıtlara baktığımızda araştırmanın önceki bulgularını destekleyen şiddet ve tacizle mücadele ilk sıralarda yer alıyor.
Eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına dönük eğitime erişimde zorluk, ekonomik bağımsızlığın olmaması gibi yanıtlar da peşi sıra geliyor. Gördüğünüz üzere Bayanların siyasi görüşleri, kılığı, kıyafeti, düşüncesi, sosyolojik durumu farklı olsa da sorunları aynı.
Bu sebeple biz farklılıklardan ziyade çözmekle yükümlü olduğumuz problemlerine odaklanmayı tercih ediyoruz. Seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşamayı tercih edersiniz sorusuna verilen yanıtlar da oldukça çarpıcı.
Bayanlar açık ara daha çok özgürlüğün, daha çok refahın olduğu, görece daha çok demokrasinin olduğu, bayana biçilen rollerin değil; bayanın yaşamın ana öznesi olduğu batılı ülkeleri tercih ediyorlar.
Farklı ittifak gruplarına baktığımızda da benzer sonuçları görüyoruz. Daha vahimi, bayanların sadece %26,2’sinin kendilerini bu ülkede özgür hissettiği sonucuna ulaşmamız.
Bu ülkenin bayanı, hangi partinin seçmeni olursa olsun özgürlük hayalinde birleşiyor. İstanbullu bayanların sadece %23,2’sinin ise Türkiye’de bir bayan olarak yaşamaktan memnun hissettikleri sonucuna ulaştık.
Biz bayanlar böyle bir mutsuzluğu hak etmiyoruz. Tüm veriler gösteriyor ki; biz bayanlar bu ülkede kendimizi özgür hissetmiyoruz ve yaşamımızdan memnun değiliz.’’
BU TOPLUMUN VİCDANI HÜKÜMETİN KARA PROPAGANDASINDAN BÜYÜKTÜR
Canan Kaftancıoğlu; gerçekleştirdiği sunumda, yapılan kamuoyu araştırmasının ani bir şekilde çıkartılan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik önemli sonuçlar ortaya çıkardığının altını bir kez daha çizerek ‘’3 Mart tarihinde yaptırdığımız araştırmada ‘İstanbul Sözleşmesi’ni biliyorum’ diyenlerin oranı %50,5; ‘sözleşmeyi duydum ama bilmiyorum’ diyenlerin oranı ise %23,2.
Bilmediğini ifade edenlerin oranı ise %26,3. 23 Mart tarihli araştırmada aynı soruya verilen yanıtlarda ise anlamlı bir fark bulunuyor. Daha 20 gün önce bilenlerin oranı %50,5 iken 23 mart tarihinde bilinirlik oranı %75,3’e yükselmiş durumda.
Her şerden bir hayır çıkar dedikleri bu olsa gerek. Bildiğiniz üzere uzun bir süredir iktidar, İstanbul Sözleşmesi’ne dair adeta bir karalama kampanyası yürütmekte.
Bütün propaganda aygıtlarıyla aşırılık veya marjinallik ile ilişkilendirmeye çalışmaktalar. Bu kara propagandanın toplumda ne kadar karşılık bulduğunu anlamaya çalıştık.
Sonuçlara baktığımızda İstanbul Sözleşmesini ‘kadına şiddeti engelleyen ve kadın haklarını savunan bir sözleşme’ olarak görenlerin oranı %82,5 iken ‘toplumun genel ahlakına uygun olmayan bir sözleşme’ olarak görenlerin oranı yalnızca %17,5’tir.
Cumhur İttifakına oy veren bayanların %68,2’si sözleşmeyi olumlu gören ifadeyi desteklemektedir. Özetle bu rakamlar bize göstermektedir ki, iktidar kendine oy vermiş bayan seçmenle ters düşmekte ve desteğini alamamaktadır. Çünkü bu toplumun vicdanı hükümetin kara propagandasından büyüktür. İşte biz bu toplumun vicdanına inanıyor, güveniyoruz.’’
CANAN KAFTANCIOĞLU: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İHTİYACIN ÖTESİNDE BİR ZORUNLULUKTUR
Araştırmanın İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bölümünde sözlerine İstanbul Sözleşmesinin umutsuzluk içinde olan bayanlar için bir dayanak olduğunun söyleyerek devam eden İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ‘’İstanbullu bayanlara kalsa %79,4’ü sözleşmenin uygulanmasını destekleyeceğini belirtmektedir.
Yalnızca %20,6’sı ayrılma yönünde kararı destekleyeceğini belirtmektedir. Anlayacakları dilden özetlemek gerekirse halk ile inatlaşmaya gerek yok. 3 Mart’tarihinde yapılan araştırmada İstanbullu bayanların %50,7’si sözleşmenin sorunları çözeceğine inandığını ifade etmekte.
Aynı soruyu 23 Mart’tarihinde tekrar ettiğimizde çözüm olacağına inananların oranının %50,7’den %57,3’e çıktığını görmekteyiz. Dikkat ettiyseniz sözleşmeyi bilenlerin sayısı arttıkça çözüm olacağına dair inananların sayısı da artmaktadır.
İşte tam da burada belirtmek isterim ki, sizlerin sözleşmeyi topluma anlatmak için vereceği katkı son derece kritik. Çünkü görüldüğü üzere toplumda sözleşmenin bilinirliğini ne kadar çok artırırsak destekleyenlerin sayısı da o kadar çok artacaktır.
Çalışmanın verilerini sizlerle paylaşmaya iten de bu sonuçları görmek oldu. Sizlerin de gördüğü gibi İstanbul Sözleşmesi, birilerinin anlattığı gibi sadece bir kağıt parçası değil; bu umutsuzluk içinde aslında bayanların güvencesidir.
İstanbul Sözleşmesi, ihtiyacın da ötesinde bir zorunluluktur. İstanbul Sözleşmesi, az önce seslerini verilerle duyduğunuz bayanların kaderi ve umudu. Son 2 günde en az 6 bayanın öldürüldüğü bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliğini herkese her fırsatta anlatmak ve yine anlatmak zorundayız.
İstanbul sözleşmesi sözleşmeydi; adı üstünde sözleşme Tek adam yine sözünden döndü. Sözünün arkasında duramadı. İktidar İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırarak, biz bayanları daha da güvencesiz bıraktı, hukuksuz bıraktı.
Biz bayanları sırtını dayamak istediği devletten yoksun bıraktı. İşte tam da bu sebeple ‘kadın cinayetleri politiktir’ derken aslında bu durumu kastediyorduk.
Mağdur edilen, hukuktan mahrum bırakılan şiddete uğrayan kadınların da tek ama tek sorumlusudur bu iktidar’’ diyerek kamuoyu araştırmasının sunumunu tamamladı.
CHP İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DAYANIŞMA AĞI KURULDU: TEK ADAMA KARŞI ÇOK KADIN
Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından sorunlara ve çözüm arayışlarına karşı tüm bayanlara birlikte hareket etmek için kurulan İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı’nın kuruluş amacını anlattı.
Bayanların örgütlü mücadeleyle amaçlarına ulaşacaklarını belirten İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ‘’Tüm bu acı gerçekliğimize rağmen asla pes etmeyecek; kılığı, kıyafeti, kimliği, inancı, siyasi görüşü farklı da olsa araştırmada gördüğümüz gibi sorunlarda ve çözümde ortaklaşan tüm bayanları İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı’nda buluşturacağız.
İstanbul Sözleşmesi bayanlar için bir ‘’İstanbul Birleşmesi’’ olacak aslında. İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı, aslında yeni bir oluşum değil; var olanı, mücadeleyi aha görünür kılmak, çalışmaları eş güdümlü yapmak, birbirinden haberdar olmak, ortak mücadeleyi yan yana koyarak mücadeleleri yan yana koyarak daha hızlı sonuç alınması için oluşturduğumuz bir yapılaşma.
Ben İstanbul Sözleşmesi Kadın Koordinasyon Ağı’na hepinizi ve sizlerin aracılığıyla sesimizin gittiği herkesi davet ediyorum. Bunun ilk adımı olarak önümüzdeki hafta İstanbul Sözleşmesi Dayanışma Ağı Geçici Koordinasyon Kurulu olarak bu alanda İstanbul’da çalışmalar yapan tüm kadın derneklerini, kadın meclisleri, platformlar ve siyasileri davet edeceğiz.
Bizlere ulaşmak isteyen değerli bayanlar [email protected] adresinden bize mail atarak herkes bize ulaşabilir. Bizler bu kadın dayanışma ağında bir kere daha yan yana geldiğimizde, mücadelelerimiz eş güdümlü bir şekilde birleştirdiğimizde, yaşamın her alanında sorunlara karşı bütünleşik mücadeleyi sürdürdüğümüzde biz bayanlar 2 şeyi göstereceğiz tüm topluma: Birincisi sorunlarda ortaklaşan bizlerin çözümde de ortaklaşarak amasız, fakatsız yan yana gelebildiğini.
İkincisi ise tek adamlara karşı örgütlü çok bayan diyerek haklarımızı almakla kalmayıp tek adamı çok bayanlar olarak, çok daha kısa zamanda göndereceğimizi. ‘Yaşasın örgütlü kadın mücadelesi’ diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.