Mehmet Mert
Kafalar karışık...
Yayınlanma:
CHP slogan değiştiriyor; ‘Türkiye hepimizin’ diyor.
MHP beklemede; hele başkanlık sistemi gelsin bakacağız diyor.
HDP düşmüş kendi derdine.
AK Parti; Reis ne derse doğru der, ne yaparsa doğru yapar modunda.
Diğer küçük partileri ne derler ne ederler hiç duymuyoruz bile.
Vatandaş ise bütün bu gelişmeleri, tedirginliklerle, kuşkularla, meraklarla, sabırla takip etmekte.
Zira elden başka şey gelmez ki..
*
Nereye gidiyoruz, ne durumdayız, neler oluyor, kim yapıyor, ne yapıyor, nasıl yapıyor, ne zaman yapıyor...
Açıkçası kafalar karışık.
Gözler buğulu.
Yol dumanlı.
Harita bulanık.
Ve işin ilginci sadece sabretmekten başka elden Bir şey de gelmiyor.
Uzmanları dinleyelim, siyasileri takip edelim, bizden önde koşanlara bir bakalım diyoruz ama onlar da bizden farksız.
*
Buyurun onlardan birisi.
1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti’nin oy oranını yüzde 47.2 ile en doğru tahmin eden, araştırma şirketi A&G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür.
Daha bir ay önce; “Başkanlık sistemine sadece muhalefetin değil AKP seçmeninin önemli bölümü de karşı. Referandumdan başkanlık çıkmaz” diyordu.
Dün yaptığı açıklamada ise; “Toplumun yaklaşık yüzde 40'ı parlamenter veya başkanlık sistemi hakkında bilgi sahibi değil. Kamuoyunda başkanlık dendiğinde bazı seçmenlerin aklına federasyon ve bölünme geliyor. Hükümet terörle mücadelede başarılı olur, bölünme paranoyalarını ortadan kaldırır ve nasıl bir başkanlık sistemi olacağını halka iyi anlatırsa sandıktan başkanlık için evet çıkabilir.
Yani 2010 referandumunda anayasa değişikliğine yüzde 58 destek veren, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde düşük katılıma rağmen bugünkü Tayyip Erdoğan'a yüzde 52 oy veren seçmen, kafalarındaki sorular giderildiğinde başkanlık sistemine evet diyebilir....''
Şeklinde görüş belirtmiş.
*
Anlayacağınız bir araştırma şirketi sahibinin bile kafası karışıkken, sıradan insanlar ne yapsın.
Daha bir ay önce (3 Kasım'da Cumhuriyet Gazetesi röportajında) referandumdan başkanlık sistemi çıkmaz diyen bir kişi, hele hele Türkiye'nin en önemli araştırma şirketlerinden birisinin sahibi, yöneticisi olan bir kişi bile 30 günde fikir değiştirebiliyorsa korkarım bu fikir değiştirmeden çıkar aklımıza daha başka şeyler de getirebilir.
*
Yastık altındaki dolarları bozalım, güzel.
İyi de bozulan o dolarlar yine bankalarda saklanıyor, yok olup, buhar olup havaya uçmuyor ki.
Veya kimde var ki yastık altı dolar.
Vatandaş borç harç içinde kan ağlıyor.
İşsiz kıvranıyor.
Kredilerini ödeyemiyor.
Yarına nasıl çıkacağım diye kara kara düşünüyor.
Biz de bozdur şu dolarlarını diye faryat ediyoruz.
Olsa da bozdursak değil mi..!
*
Her yeni güne uyanan sabahı iple çekiyoruz.
Acaba bu sabah hayırlı bir haber alacak mıyız?
Dolar, avro düştü mü?
Faiz düştü mü?
İçeride ve dışarıda gerginlik giderildi mi?
Suriye'de hava nasıl?
Irak'ta nasıl?
AB'den yeni bir çıkış var mı?
ABD'den ses var mı?
Reis nerede konuşuyor?
Konu başlığı ne?
Bahçeli yeni anayasa taslağına, gel bili bili diye sesleniyor mu?
Kılıçdaroğlu şimdi kimleri alkışlatıyor?
Vesaire, vesaire...
*
Galiba bütün suçu 2016 senesine atıp bir an önce bu yıldan kurtulacağımız günü beklemek en iyisi.
Hadi 2017.
Gel bir an önce de üstümüzdeki bu kara bulutlar dağılsın.
İçinde 2 seçim olan, bir darbe teşebbüsü olan, doların ateşini çıkaran, avronun tirendini yükselten, patlamalar yaşatan, yüzlerce şehit verdiğimiz şu kara yıl olan 2016'dan kurtar bizi.
Kurtar da 2017'de şöyle bir kendimize gelelim.
Ülkede sözde değil, özde birlik ve beraberlik havası essin.
Ekonomi rayına otursun.
Huzurumuz yerine gelsin.
Mağduriyetler giderilsin.
Yeniden batıya açılmanın hayallerini kuralım.
Modern, mutlu, güçlü, güvenli bir ülkede yaşamanın keyfine varalım...
Hadi 2017.
Senden çok şey bekliyoruz...
Kurtar bizi....
MHP beklemede; hele başkanlık sistemi gelsin bakacağız diyor.
HDP düşmüş kendi derdine.
AK Parti; Reis ne derse doğru der, ne yaparsa doğru yapar modunda.
Diğer küçük partileri ne derler ne ederler hiç duymuyoruz bile.
Vatandaş ise bütün bu gelişmeleri, tedirginliklerle, kuşkularla, meraklarla, sabırla takip etmekte.
Zira elden başka şey gelmez ki..
*
Nereye gidiyoruz, ne durumdayız, neler oluyor, kim yapıyor, ne yapıyor, nasıl yapıyor, ne zaman yapıyor...
Açıkçası kafalar karışık.
Gözler buğulu.
Yol dumanlı.
Harita bulanık.
Ve işin ilginci sadece sabretmekten başka elden Bir şey de gelmiyor.
Uzmanları dinleyelim, siyasileri takip edelim, bizden önde koşanlara bir bakalım diyoruz ama onlar da bizden farksız.
*
Buyurun onlardan birisi.
1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti’nin oy oranını yüzde 47.2 ile en doğru tahmin eden, araştırma şirketi A&G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür.
Daha bir ay önce; “Başkanlık sistemine sadece muhalefetin değil AKP seçmeninin önemli bölümü de karşı. Referandumdan başkanlık çıkmaz” diyordu.
Dün yaptığı açıklamada ise; “Toplumun yaklaşık yüzde 40'ı parlamenter veya başkanlık sistemi hakkında bilgi sahibi değil. Kamuoyunda başkanlık dendiğinde bazı seçmenlerin aklına federasyon ve bölünme geliyor. Hükümet terörle mücadelede başarılı olur, bölünme paranoyalarını ortadan kaldırır ve nasıl bir başkanlık sistemi olacağını halka iyi anlatırsa sandıktan başkanlık için evet çıkabilir.
Yani 2010 referandumunda anayasa değişikliğine yüzde 58 destek veren, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde düşük katılıma rağmen bugünkü Tayyip Erdoğan'a yüzde 52 oy veren seçmen, kafalarındaki sorular giderildiğinde başkanlık sistemine evet diyebilir....''
Şeklinde görüş belirtmiş.
*
Anlayacağınız bir araştırma şirketi sahibinin bile kafası karışıkken, sıradan insanlar ne yapsın.
Daha bir ay önce (3 Kasım'da Cumhuriyet Gazetesi röportajında) referandumdan başkanlık sistemi çıkmaz diyen bir kişi, hele hele Türkiye'nin en önemli araştırma şirketlerinden birisinin sahibi, yöneticisi olan bir kişi bile 30 günde fikir değiştirebiliyorsa korkarım bu fikir değiştirmeden çıkar aklımıza daha başka şeyler de getirebilir.
*
Yastık altındaki dolarları bozalım, güzel.
İyi de bozulan o dolarlar yine bankalarda saklanıyor, yok olup, buhar olup havaya uçmuyor ki.
Veya kimde var ki yastık altı dolar.
Vatandaş borç harç içinde kan ağlıyor.
İşsiz kıvranıyor.
Kredilerini ödeyemiyor.
Yarına nasıl çıkacağım diye kara kara düşünüyor.
Biz de bozdur şu dolarlarını diye faryat ediyoruz.
Olsa da bozdursak değil mi..!
*
Her yeni güne uyanan sabahı iple çekiyoruz.
Acaba bu sabah hayırlı bir haber alacak mıyız?
Dolar, avro düştü mü?
Faiz düştü mü?
İçeride ve dışarıda gerginlik giderildi mi?
Suriye'de hava nasıl?
Irak'ta nasıl?
AB'den yeni bir çıkış var mı?
ABD'den ses var mı?
Reis nerede konuşuyor?
Konu başlığı ne?
Bahçeli yeni anayasa taslağına, gel bili bili diye sesleniyor mu?
Kılıçdaroğlu şimdi kimleri alkışlatıyor?
Vesaire, vesaire...
*
Galiba bütün suçu 2016 senesine atıp bir an önce bu yıldan kurtulacağımız günü beklemek en iyisi.
Hadi 2017.
Gel bir an önce de üstümüzdeki bu kara bulutlar dağılsın.
İçinde 2 seçim olan, bir darbe teşebbüsü olan, doların ateşini çıkaran, avronun tirendini yükselten, patlamalar yaşatan, yüzlerce şehit verdiğimiz şu kara yıl olan 2016'dan kurtar bizi.
Kurtar da 2017'de şöyle bir kendimize gelelim.
Ülkede sözde değil, özde birlik ve beraberlik havası essin.
Ekonomi rayına otursun.
Huzurumuz yerine gelsin.
Mağduriyetler giderilsin.
Yeniden batıya açılmanın hayallerini kuralım.
Modern, mutlu, güçlü, güvenli bir ülkede yaşamanın keyfine varalım...
Hadi 2017.
Senden çok şey bekliyoruz...
Kurtar bizi....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.