ÇERNOBİL GERÇEĞİ-1-
YAYINLAMA:
NÜKLEER ENERJİ DÜNYAYI BIRAKTI TÜRKİYE’Yİ SEÇTİ KONU HAKKINDA BİLGİLENMEMİZ GEREKLİ. BİLGİSİ OLMAYANIN FİKRİ OLMAZ
1995 yılından başlayarak her ay TEMA toplantılarına katılıyordum. Her toplantıda bir kişi bir konu hakkında araştırmalar yapar arkadaşlarını bilgilendirirdi. Sevgili Dost, Prof. Dr. Lütfü Baş benden Enerji konusunda çalışma yapmamı istemişti. Ben daha önce Afşin, Elbistan Termik Santralini manevi kızım Necla ve eşi İnş. Müh. Hakan ile yerinde görmüş baca gazlarının insana ve doğaya verdiği zararları yöre halkından öğrenmiştik. Hidro Elektrik Santarallerinin prensibini de biliyordum. İncelemem gereken Nükleer Santrallerdi. İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü ve Küçükçekmece Nükleer Enstitüsünde çalışmalar yaptım. Esas bilgi kaynağı Çernobil oldu. Bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. 4-5 hafta konuyu işleyeceğiz. Bilgiler arşivinizde dursun. İnşallah hiç lazım olmazlar.
Konuya Çernobil bilgileri ile başlayalım.
Dünya nükleer enerjinin korkunç yüzüyle 1986 Nisanının sonlarında tanıştı. 26 Nisan günü, saat 01.24’te Sovyet topraklarında meydana gelen nükleer facia ardında günümüze kadar uzanan bir yıkım bıraktı. Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe yapılan ve reaktörün zayıf güvenlik sistemlerine meydan okuyan bir deney, santral çalışanlarının da ihmaliyle 'yüzyılın felaketi’ne dönüştü.
Milyonların kaderini değiştiren kaza sonucu, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarının yaklaşık 200 katı kadar radyoaktif madde atmosfere salındı. Kazadan sonra kuzey yarımküredeki hemen her ülkede radyoaktif kirlilik görüldü. Ancak rüzgarın yönü ve yağışlar nedeniyle bazı ülkeler radyoaktif maddelerden daha fazla etkilendi. Dönemin Sovyet topraklarının yanı sıra İskandinavya da yoğun oranda radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Çernobil'den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin kilometrekare toprağı kirletti. Çernobil faciasının sonuçları, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bile etkisini sürdürüyor. Kanser vakalarındaki çarpıcı artışın yanı sıra, kaza sonrası radyoaktif bulutların ulaştığı bazı bölgelerde hala olayın izlerine rastlanabiliyor.Örneğin, ağustos 2005'te Almanya'nın güneyindeki Bavyera ormanlarında yaban domuzlarında yoğun oranda radyoaktivite tespit edildi. İngiltere'de de günümüzde bile bazı çiftliklerde 'Çernobil kontrolleri' yapılıyor. Ölü sayısı net değil buna rağmen, facianın yarattığı yıkımın boyutları tartışmalı. Olayın etkilerine ilişkin olarak sürekli yeni raporlar yayımlanıyor, yeni araştırmalar yapılıyor ama kazanın tam olarak kaç kişinin ölümüne yol açtığı bile hala net değil. Resmi açıklamalara göre kazayla doğrudan bağlantılı olarak ilk aşamada 31 kişi öldü. Birleşmiş Milletlere bağlı organizasyonlar olan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kaza sonucu 4 bin kişinin öldüğünü belirtiyor.
Nükleer enerjiyi aklama çabası...Greenpeace çevre örgütünün verdiği rakamlar ise, bu açıklamaların çok üzerinde. Örgüt, Çernobil felaketi sonrası sadece kanser nedeniyle ölenlerin sayısının 93 bin civarında olabileceğini bildiriyor. Beyaz Rusya Ulusal Bilimler Akademisi'nin araştırmasına dayanan Greenpeace raporunda, 2 milyar insanı etkileyen felaket yüzünden 270 bin kişinin kansere yakalanabileceğine dikkat çekiliyor.Verilerdeki bu belirsizlikte ise resmi kaynakların ve özellikle Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun 'nükleer enerjiyi aklama çabaları'nın da hayli etkili olduğu belirtiliyor. Önümüzdeki birkaç hafta bu konuya devam edeceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
Milyonların kaderini değiştiren kaza sonucu, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarının yaklaşık 200 katı kadar radyoaktif madde atmosfere salındı. Kazadan sonra kuzey yarımküredeki hemen her ülkede radyoaktif kirlilik görüldü. Ancak rüzgarın yönü ve yağışlar nedeniyle bazı ülkeler radyoaktif maddelerden daha fazla etkilendi. Dönemin Sovyet topraklarının yanı sıra İskandinavya da yoğun oranda radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Çernobil'den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin kilometrekare toprağı kirletti. Çernobil faciasının sonuçları, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bile etkisini sürdürüyor. Kanser vakalarındaki çarpıcı artışın yanı sıra, kaza sonrası radyoaktif bulutların ulaştığı bazı bölgelerde hala olayın izlerine rastlanabiliyor.Örneğin, ağustos 2005'te Almanya'nın güneyindeki Bavyera ormanlarında yaban domuzlarında yoğun oranda radyoaktivite tespit edildi. İngiltere'de de günümüzde bile bazı çiftliklerde 'Çernobil kontrolleri' yapılıyor. Ölü sayısı net değil buna rağmen, facianın yarattığı yıkımın boyutları tartışmalı. Olayın etkilerine ilişkin olarak sürekli yeni raporlar yayımlanıyor, yeni araştırmalar yapılıyor ama kazanın tam olarak kaç kişinin ölümüne yol açtığı bile hala net değil. Resmi açıklamalara göre kazayla doğrudan bağlantılı olarak ilk aşamada 31 kişi öldü. Birleşmiş Milletlere bağlı organizasyonlar olan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kaza sonucu 4 bin kişinin öldüğünü belirtiyor.
Nükleer enerjiyi aklama çabası...Greenpeace çevre örgütünün verdiği rakamlar ise, bu açıklamaların çok üzerinde. Örgüt, Çernobil felaketi sonrası sadece kanser nedeniyle ölenlerin sayısının 93 bin civarında olabileceğini bildiriyor. Beyaz Rusya Ulusal Bilimler Akademisi'nin araştırmasına dayanan Greenpeace raporunda, 2 milyar insanı etkileyen felaket yüzünden 270 bin kişinin kansere yakalanabileceğine dikkat çekiliyor.Verilerdeki bu belirsizlikte ise resmi kaynakların ve özellikle Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun 'nükleer enerjiyi aklama çabaları'nın da hayli etkili olduğu belirtiliyor. Önümüzdeki birkaç hafta bu konuya devam edeceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *