Anketler ve gerçekler!
Seçimlere bir ay kala bir biri ardına açıklanan kamuoyu anketleri kafaları iyice karıştırırken anketi manketi dikkate almayarak kararını veren seçmenleri daha çok hırslandırıyor.
Kimi; AKP: % 48, CHP:%26, MHP:%11-12 diye açıklama yapıyor.
Kimi; CHP %30’u geçti AKP %40’ın altına indi, MHP %15-16’lara dayandı diye açıklama yapıyor.
Kimi ise iktidar partisini yüzde ellilerin üzerinde gösterir iken hiçbir muhalefet partisine şans tanımıyor.
Biz de bugünkü yazımızda dilimiz döndüğünce yarın seçim olsa kim ne kadar oy alırı yorumlamaya çalışacağız.
Her şey olabilir!
İktidar partisi her zaman avantajlı olarak yola koyulmuştur.
Bu ANAP dönemimde de böyleydi, DP döneminde de İnönü’nün ve Ecevit’in iktidar olduğu CHP döneminde de.
Hele hele Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde bu avantaj kat kat büyüdü.
İktidarın avantajlarını iyi kullanan Başbakan Erdoğan ve ekibi bunun meyvelerini ise geride bıraktığımız iki genel seçimde ve iki yerel seçimde çok iyi topladılar.
12 Haziran seçimlerine girerken de herkes cebinde belli bir oy oranını koyarak yola çıktı.
AKP yüzde 30’u cebine koyarak yola çıktı ve en az bir 20 puan daha nasıl alırım hesabını yaparak çalışmalara koyuldu.
Erdoğan ve ekibinin hedefi yüzde elli oy oranı ve Anayasa’yı tek başına rahat değiştirecek milletvekili sayısı.
CHP yüzde 20 oyu cebine koyarak yola çıktı ve en az bir on puan daha toplayıp öncelikle % 30 bandını geçmeyi hedefledi.
En azından bir koalisyon hükümeti kurarak AKP’yi zayıflatmayı hedef alan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tabiî ki milletvekili sayısını da önemsiyor.
Bu sayıdaki hedef ise en az 220-230 aralığında bir sayıyı yakalamak.
MHP ise öncelikle yüzde on barajının altında kalır düşüncesini ortaya atanları mahcup edecek iyi bir oy oranı yakalamayı ardından da 70-80 milletvekili çıkarmayı hedef alıyor.
MHP’lilerin de gönlünden geçen CHP ile birlikte 300 milletvekili rakamını bulup koalisyon hükümeti kurmak.
Neden olmasın?
Şimdi sizler bu satırları okurken yazar ne güzel sallıyor diyeninizi de, adam çok güzel analiz etmiş diyeninizi de, ah keşke, nerde, diyeninizi de duyar gibiyim.
Bakın Türkiye’de hiçbir zaman sanat, spor ve siyasette hiçbir kurum ve kişinin yakaladığı istikrar 15 yılı bulmamıştır.
Galatasaray’a bakın.
2000 yılında Türkiye’ye Süper Kupa’yı getirdi.
Bugün ligde kalma mücadelesi veriyor.
Tarkan 90’lı yılların başında neydi şimdi ne oldu?
ANAP’a bakın, DSP’ye bakın, DYP’ye bakın.
Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Tamam Ak Parti iki dönem bu memlekete çok iyi hizmetlerde verdi.
Tayyip Erdoğan belki de gelmiş geçmiş en çalışkan Başbakanlardan birisi oldu.
Ancak giderek tek adam olma düşüncesi Erdoğan’ı Başbakanlıktan partisini de iktidardan ederse şaşırmayın.
Bugünlük bana ayrılan yer bu kadar.
Yorumlarımız devam edecek…