UMUDUN TÜKENİŞİ
YAYINLAMA:
İnsanlar umut ettikçe yaşarmış. Umudun tükendiği yerde yaşamın acı gerçeği ile yüzleşiriz. Ülkemiz bir seçimi daha geride bıraktı. Halkımız kendisini yönetmek üzere temsilcilerini seçti. Liderlerin belirledikleri isteler oylandı. Her ne kadar demokrasinin tanımına uygun düşmese de neticede sandığa giden milyonlar bir irade beyanında bulundu. Ancak o irade sandığa kadar nasıl geldi.
Seçim belirlenen kısa süreli takvime göre yürütülen bir çalışma değildir. Geçmişte bizim ülkemizde uzun soluklu rejim değişikliğini hedef alan çalışmalar yapılmıyordu. Cumhuriyet kurulduğundan bu güne kadar anayasa ile belirlenmiş çerçevesi çizilmiş kuralların dışına çıkılmaz ve insanların yaşamlarına müdahale edilmeden siyasi tercihlerinin belirlenmesi esas alınırdı. Son 20–25 yıldır kadınların örtünme biçiminin öne çıkarılmasından başlanarak tüm ülke geneline yayılan cemaat tarikat ve din eğitimi odaklı okullar kurslar yurtlar ticari ve sanayi kuruluşları ile sermaye birikimi oluşturulmuş ve bu destekle toplum inanç ibadet ve din bağlamında adeta bir kuşatma altına alınmıştır. Neticede uzun soluklu bu çalışmanın meyveleri iki seçimde alınmaya başlandı. Bundan sonrası ise esas karanlık dönemin başlangıcı olacaktır. Türk halkı bu seçimde neyi oyladı. Ülkesinin çocuklarının torunlarının geleceğini mi? Kürt sorununa adil demokratik ve kalıcı bir barışı mı? Yasalar karşısında eşit yurttaş olma hakkını mı? Tam bağımsız özgür bir ülke özlemini mi? İnsanca bir yaşam sürme temel hak ve özgürlüklerden eşit yararlanma kalkınmadan büyümeden pay alma hakkını mı oyladı. Oylanan devletten alınacak büyük ihalelerdi. Özelleştirmeden edinilecek servetlerdi. Deniz feneri gibi inanç sömürüsüyle insanların yardımlaşma dayanışma duygularının paraya tahvil edilmesiydi. Birilerinin servetine servet katmasıydı. Gemiciklerdi. Villalar kâşaneler 4x4 arabalarda keyif çatmalardı. Dinin daha güçlü bir şekilde ticari meta haline getirilmesiydi. Ancak sandıktan çıkan sonuç; 9 milyon emeklinin yaşam koşullarının çok iyi olması dolaysıyla aldıkları emekli maaşı ile yurt içi ve yurt dışında ki tatil yörelerinde keyif çatmalarının coşkusu(!) 15 milyon taşeron işçinin iş güvencesinden yoksun ucuz emekle köle gibi çalıştırılmalarının zaferi(!) 15–20 ay üretimden ailesinden kopup nafile angarya işlerde çalışarak bitireceği askerlik hizmetinin şerefine askere gideceklerin gururu (!)ile içeri tıkılan gazeteciler askerler yok edilmeye çalışılan yargı ve ordunun son durumunu onaylamaktı. Ayrıca 17 milyon yoksulunda yalnızca bedava sağlık hizmeti üç beş kuruş parasal çıkar kömür erzak adına sandığa iradesini yansıttı. Artık milli irade TBMM’dır. Vatana millete hayırlı olsun. Hayal kuranlar da uykusundan uyansın. Yıllarca köy kasaba şehir örgütlenen ve bu gün %50’leri aşan bir topluluğa karşı üç beş gün seçim çalışması yaparak karşı durulamayacağını en iyi dönemde alınan %32 oy oranına yakın %26’ya bile şükredip yeni yöntemler belirlemek yerine birbirlerini yemeğe devam ederek gelecek dört yılı da heba etme çalışmalarına devam etsinler.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *