BU ÜLKE NEREYE GİDİYOR?
Son genel seçimlerden sonra sayın başbakan %49 oy alınca yurda sesleniş konuşması yaptı. Bize oy vereninde vermeyeninde başbakanıyım. Tüm ülke insanlarını ayrım gözetmeden kucaklayacağım gibi sözleri ümit vericiydi.
Yıllardır düşüncelerini amaçlarını takiye taktiklerini bilmeme rağmen bu siyasi hareketin liderinin halktan gördüğü ilgi dolaysıyla artık eski söylemlerini terk edeceğini partisini merkeze doğru çekeceğini, insanların inançlarını, örtünme biçimlerini, mezhepsel ve etnik farklılıklarını oy almak uğruna kullanmayacağını, toplumun bu teveccühü karşısında farklılıkları zenginlik kabul edip, birleştirici olacağını düşündüm.
Ancak seçim heyecanı geçince, baskı, ayrımcılık, din üzerinden siyaset yapma, inançları, kökenleri siyasi düşünceleri dolaysıyla insanlar sürekli ötekileştirme hızla devam etti. DGM’lerin yerine kurulan özel yetkili mahkemelerle adeta sıkıyönetim dönemleri geri geldi. Halk üzerinde yaratılan bu baskı ile haberleşmenin özel hayatlara müdahale etmenin insanları düzmece belgeler ve gizli tanıklarla suçlamanın yandaş medyanın yargısız infazlarıyla yaşam çekilmez hale getirildi. Bu gün toplum geleceğinden endişe duyuyor geçmişini arıyor.
Kavga günlük yaşamın temel değeri oldu. Sadaka anlayışının olağan hale gelmesi özellikle yoksul insanların onur ve gururunu yok etti. Oy bir siyasi tercih değil bir alışveriş bir çıkar birliği haline geldi. Böyle bir seçenekle baş başa bırakılan halkın demokratik tercihi söz konusu olabilir mi?
Medya; yandaş ve karşıt diye bölündü. İnsanlar, inananlar ve inanmayanlar, Sünni, Alevi, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza Ermeni, Yahudi, Musevi gibi etnik ve dini özelliklerini öne çıkarıp kendilerine bu ayrışma içinde yer arar oldu. Bu ayrım, düşmanlıkları körükledi. Sürekli toplumsal gerginlikler yaratılan ülkemizin bir bölgesinde yaşanan isyan ve başkaldırı bölünme noktasına geldi. Açılım ve çözüm diye yola çıkanlar şimdi geri dönüş için en sert tedbirleri alma gayreti içindedir. Son deprem faciası bölgedeki hareketliliği yavaşlatmış olsa da yakın gelecek çok büyük olaylara gebedir. Yıllardır en yakın komşumuz Suriye ile son olaylar dolaysıyla ilişkiler koptu. Libya da olduğu gibi sınır komşumuz ve güneydoğudaki terörle yakından ilgili olan Suriye de ABD’nin taşeronluğuna soyunmanın bedelinin ne olacağı yakında ortaya çıkacaktır. İsrail’e karşı kabadayılık Kıbrıs Rum yönetimini tehdide ne oldu. ABD’nin ikazı ve kulak çekmesiyle mi suspus olduk. Adamlar petrolü çıkarmış bile. Şu anlı şanlı Türk basınında bu konuda tek kelime çıkıyor mu? Hani gemiler Akdeniz’e açılmıştı.
AB. Ülkeleri ve özellikle komşumuz Yunanistan da ki ekonomik krizin yakında ülkemizi de etkilemesi olasıdır. Türk halkı Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanmaktadır. Son olarak doğalgaza, elektriğe, alkolü içkilere sigara ve diğer temel gıda maddelerine yapılan zamlarla önceden tedbir almaya çalışan hükümet zaten zor şartlarda yaşam mücadelesi veren insanları düşünmeden onlara bedel ödetmektedir.
Yıllardır ülkenin gündeminde ki Ergenekon davasıyla ilgili araştırma soruşturma yapılıyor örgüt mensubu diye onlarca insanın hayatı alt üst edildi. Ancak ortada hala açıkça belirlenen suç yok ve devamı beklenen ucu açık bir iddianame var. Akşam eve getireceği ekmeğin hesabını yapan insanlar bile artık bu örgüt davasıyla yatıp kalkıyor.
Ülkeyi sarsan bu dava, özgürlüklere müdahaleler, öç almalar, ihbarlar, dedikodular, belden aşağı vurmalar, eşcinsel haham ajanlar, medya infazları, itibar sıfırlamaları, kaos, yolsuzluk söylentilerini görmezden gelmeler, bilgi kirliliği, yasal olmayan dinlemeler, korku yaratmalar ile kavgasız gürültüsüz sansasyonsuz bir günün bile geçmesi mümkün olmuyor.
PKK terör örgütü ile savaşanlar yargılanıyor örgüt mensuplarıyla görüşmeler yapılıyor karşılama törenleri düzenleniyorsa terörün bitmesi olası değildir. Netice olarak geçmişte bu ülkenin en yüksek mahkemesince irticai faaliyetlerin odağı olduğu tescil edilen partinin yönettiği ülkemiz, halkın geleceğini karartırken bölücülere cumhuriyet düşmanlarına Ortadoğu da hesabı olanlara tam destek veriyor.
GÜNCEL İBRET VESİKALARI: Önümde TBMM.başkanının bastırdığı iki davetiye örneği var.Biri Atamızın ölüm yıl dönümü için diğeri hain vahdetinin babası padişah abdülmecid’i anma davetiyesi.Birincisi a-4 kağıda diğeri lüks kuşe kağıda basılmış.Yorum sizin…