SIRA KİMDE

YAYINLAMA:

Merhum İnönü zamanın ABD devlet başkanı Lyndon B.Johnson’ın Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek için gönderdiği tehdit içeren mektubuna karşılık kendisine ‘’Yeni bir Dünya kurulur Türkiye orada yerini alır’’gibi özgün ve onurlu bir karşılık vermişti. Bağımsız bir devlet olmanın açık örneğidir bu söz.                                          
ABD son yıllarda şiddet kullanmak veya operasyon yapmak yerine yerli halkları kışkırtarak dünya düzenini değiştirmeye soyunmuştur. Bunun için seçilen öncelikli hedefler enerji kaynaklarını elinde bulunduran Ortadoğu ülkeleri olmuştur. Demokrasi getirmek adına yola çıkılarak önce Irakta Saddam’ı devirmiş binlerce Müslüman’ı katletmiştir. Devam eden bu süreçte adına Arap baharı dedikleri bu işgal ve rejim değişikliklerinde müdahale edilmeyen tek istisna Arap ülkesi ABD’nin çıkarlarını en iyi koruyan ama demokrasinin özgürlüklerin olmadığı İslam âleminin kalbi olan kadınların insandan sayılmadığı Suudi Arabistan krallığıdır. Afrika’nın petrol zengini ülkeleri de bu kara Arap baharının ateşinden nasibini almıştır.       
                                                         
Tunus’ta muhalifler harekete geçirilmiş Bin Ali Arabistan’a kaçmak zorunda bırakılmış yerine gelen ABD yandaşı Marzuki ile ülkede değişen bir şey olmadığı gibi halk daha da yoksullaşmıştır.

Libya da yıllardır ABD’ye ve batıya kafa tutan petrol gelirlerini sosyal devlet anlayışı gereği halkına dağıtan elektriğin suyun bedava olduğu çalışmayana insanca yaşamını sürdürecek desteği sağlayan Kaddafi cahil bedeviler eliyle linç edilirken başta Türkiye olmak üzere birçok taşeron ülke nato kılıfı ile kullanılmıştır. Kadafi’nin linç edilmesini sokaklara dökülüp kutlayan bedeviler ABD’nin el koyduğu petrol gelirlerinden nemalanamayacak ve yakın bir gelecekte Kaddafi döneminde devletten aldıkları desteği kaybedip çöldeki bedevi yaşamlarına döneceklerdir.

Mısırda Mübarek bu gün ülkemizde birilerinin özendiği ve uygulamaya koyduğu tek adamlık ve despotik yönetim biçimi ile halkın desteğini kaybetmişti. ABD Mısır da İsrail’i koruyacak orta doğuda ABD çıkarlarını savunacak bir Mısır yönetimi istiyordu. Mısır halkı kışkırtılarak milyonlarca insan Tahrir meydanında günlerce toplanıp mübarek rejimine son verdi. Yemende Bahreyn de çok fazla çıkarı olmamakla birlikte oralarda da yandaş yönetimler için gerekli müdahaleler yapıldı.
Bu günlerde Arap baharı gelip Suriye’nin kapısına dayandı. Batılı eğitim almış laik Arap ülkesi Suriye’nin devlet başkanı babasından devraldığı baskı rejimini yumuşatacak tedbirler almaya çalışırken baharı kucağında buldu. ABD’ye göre Suriye İsrail için tehlike arz ediyordu. Ayrıca İran’la çıkacak sorunda Hürmüz boğazının alternatifi limanları vardı. Türkiye ile PKK sorunu olmasına rağmen dostluklar kurmuştu. BOP’un efendisi Obama tarafından ABD’ye çağrılanlara Obama İsrail ile düşmanlığı Suriye ile dostluğu bitireceksiniz dedi. O günden sonra dikkat ediyorsanız Suriye’ye düşmanlığımız halen tırmanmakta İsrail ilişkilerimiz ölüm sessizliğine bürünmüştür. Çevremizde tüm bu olup bitenleri yeniden gözden geçirin ve yazımın başındaki bağımsız bir ulusun devlet başkanının ABD başkanına verdiği cevabı hatırlayın birde bugün ABD taşeronluğuna soyunan devleti. Komşularla sıfır sorun sonunda Suriye’nin namlularının Türkiye’ye çevrilmesine İran’ın füze kalkanı hedefimdir vururum noktasına geldi. Ve bugün Karanlık Arap baharı şimdi ülkemizin güney doğusunda özerklik talepleriyle başlayıp bağımsızlıkla bitecektir.
Yıllardır vatan millet Sakarya Çanakkale kahramanlık destanları savaşçı millet demokrasiye inanmış toplum masalları gibi kendimizi kandırdığımız şövenist söylemlerin hepsinin birer savsata olduğu görülecektir Aslında on yıldır bu ülkede olanlara ses çıkarmayan üniversiteleri yargısı ordusu aydını basını yazarı çizeri işçisi işvereni sendikası stk.sı susmuş korkup sinmiş bir toplumdan Tahrire toplanan milyonların kararlılığını yada Libya da ki bedevilerin cesaretini  bekleyenler boşuna umut etmesinler.Toplumun çoğunluğu  ne demokrasiye inanmıştır ne de laik cumhuriyet rejimine.Onlar hep güçlünün yanında yer almışlardır.Geçmişte 12 eylülün lideri Evren ve dört komutanın yaptığı anayasaya %92 evet oyu verenler şimdi Kenan Evreni ve 12 eylülü yargılıyorlar.Güç karşısında eğilmenin ve yalnızca beyin yerine midenin yönlendirdiği yere gitmenin tipik örneğidir bu durum..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *