Başkalarının kuyusunu kazanlar!

YAYINLAMA:
Başkalarının kuyusunu kazanlar, ne kadar aşağı indiklerini fark edemezler!
Kendi işini bırakıp onun bunun yaptığı işe (ama doğru işlere) dil uzatanlar, onun bunun arkasından konuşanlar, laf yetiştirmeye kalkanlar toplum önünde her zaman hak edecekleri değerden fazlasını bulamazlar.
Gazetesi ‘GERÇEK’ kendi YALAN!
Refikimiz olmaya çalışan GERÇEK gazetesi sahibi Ali Tarakçı yine yağmış gürlemiş.
Her zamanki gibi yarım sayfa yazısının tamamında HABERDAR’a saldırmış.
Son bir ayda tam altı (6) köşe yazısında HABERDAR’a ve şahsıma saldırmayı GAZETECİLİK zanneden Tarakçı bir taraftan da ‘Arkadaşım Mert’ demeyi ihmal etmiyor.
Demezler mi ‘Senin gibi arkadaşım olacağına, mert, yiğit, özü sözü bir, düşmanım olsun daha iyi’ diye.
Arkadaş arkadaşı arkadan hançerlemez!
Arkadaş arkadaşı gazetesinin 6 gününde 6 sayfa eleştirmez!
Arkadaş arkadaşın kurduğu bir STK oluşumuna destek verir, köstek olmaz!
Bu nasıl arkadaşlıksa yatıp kalkıp arkadaşının aleyhinde atıp tutuyor mübarek!
Hadi benden utanmıyorsun bari GERÇEK adını verdiğin gazetenin okurlardan utan!
Yazdıklarının tamamı, yalan, palavra, dedikodu, boş laf.
Ben de bundan sonra sana gazetenin adı ‘GERÇEK’ ama sen ‘YALAN’sın  diyeceğim Ali Tarakçı. Bilesin.
Ahlak!
HABERDAR 11. Yılına girdi yayın hayatında.
Topu topu en fazla 7-8 defa tekzip yayınlamışızdır.
Yılda bir defa bile etmiyor.
Ancak bu tekziplerin çoğunu hep aynı kişi gönderiyor.
Adam kafaya takmış, peşimize özel avukat salmış.
En küçük bir haberde mahkeme yolunu tutuyor.
Biz de itiraz mitiraz ama yine bazılarını yayınmak zorunda kalıyoruz.
Emin ol yayınladıklarımız itiraz ettiklerimizin yarısı kadar değil.
Sorun değil biz TEKZİPDAR diye anılalım. 
Yeterki  iki yüzlülük yapmayalım!
180 derece dönenlerden olmayalım!
Adam satmayalım!
SHP gibi uç bir partiden meclis üyesi adayı olup, seçimleri kaybedince anında AKP gibi diğer uç partiye geçmeyelim!
CHP’den meclis üyesi seçilip AKP’ye demir atmayalım!
Yeter ki yolda bulduklarını yola çıktıkları ile değişmeyelim!
Özel sohbetlerde ‘aramızda kalsın’ adı altında anlatılanları yazanlardan olmayalım.
Bak ben susuyorum, senin için bir başka gazeteci Cengiz Alçayır yazısında ne diyor: ‘Bu zamana kadar hangi gazetecilik yönünle ödül aldın bilmem ama ‘Yazmak, konuşmak, muhalif durmak’ başlıklı köşe yazını çerçeveleterek, utanç belgesi olarak duvara asabilirsin.  Bi meslektaşına, başarılı ve sonuca giden bi çalışmasından dolayı ilk çelmeyi atan sen olabilirsin ama ahlaki duruşumu sınayacak-tartacak en son insan sensin Tarakçı.
Rumuzlarla haber yapan, dokundurmalarla ince mesaj yollayan, bildiği halde bilmezliğe yatan, imalı telefon beklentisinde olan gazeteci kim biliyor musun Tarakçı. 
O gazeteci sensin...
Zira dokundurmalı rumuzluk haberlerle telefon beklemek gazetecilikle örtüşmez.
Hele ahlakla, hiç...
Bu günkü haberimiz sana KAPAK olsun!
Bak bu gün HABERDAR’da bir haber var.
Büyükçekmece sahilinde yapımı devam eden YAT LİMANI İNŞAAT RUHSATI İPTAL EDİLİYOR.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı – İmar ve şehircilik Daire Başkanlığı İmar Müdürlüğün’ce, burada ruhsata aykırı yapılar yapıldığı ve KIYI KENAR KANUNU’na aykırı yapılar olduğu için limanın ruhsatının iptal edilmesine karar verilmiş.
Kaç gündür yazdığımız yazılar, dilekçeler, kurduğumuz BÜYÜKÇEKMECE KENT ŞURASI üyelerinin uğraşları sonuç verdi.
Hadi Tarakçı sen de yayınla bu haberi göreyim.
Sana söz eğer tekzip yersen cezasını da ben ödeyeceğim, senin tekzipi de ben yayınlayacağım.
HABERDAR özel haberi ama olsun sen al kullan.
Önemli değil.
Pardon sen en son belediye başkanı 4 yıl hapis cezası yediğinde de yazmaya korkmuştun değil mi?
Haklısın ben de kimden ne istiyorum ya!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *