AĞAÇLARIN DİLİ, SUYUN HAFIZASI VAR

YAYINLAMA:
Geçen hafta KONUMUZ AĞAÇ adlı köşe yazımdan sonra HABER TÜRK Gazetesinde bir yazar 2004 yılında Hürbakış gazetesine yazdığım bir köşe yazınsındaki konuyu yazmış. Derneğimizin Eğitim Koordinatörü Em. Öğr. Alev Solmaz’da konuyu facebookta Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Der. Bloguna taşımız.. Çok ilgi çekici bu konu 2004’te iyi tepkiler almıştı. Özet halinde ve biraz ilavelerle tekrar edeceğim.

Sevgili Haberdar Okurları; sıkılmayın bu yazıyı sonuna kadar okuyun. İnsanlar çıkardığı seslerle konuşurlar, hele aynı dili konuşuyorlarsa anlaşmaları çok kolay olur. Hayvanlar da çeşitli sesler çıkararak anlaşırlar. Geri tek bir canlı türü kaldı BİTKİLER. Şimdi sıkı durun bilimsel ve ispatlanmış bir şeyi sunacağım size. Bitkilerin dili, suyun hafızası vardır. Yok yaaa. diyeceksiniz, DEMEYİN ve OKUYUN.

 “Çevre sorunları ve bilmediğimiz yönleriyle akasya” başlıklı yazımda “Avustralya kıtasının Tasmanya bölgesinde, akasyalar ve antiloplar bir arada yaşarlar. Tabi, antilopların en önemli besin kaynağı gayet lezzetli olan akasya yaprakları ve filizleridir. Antiloplar akasya dallarına saldırınca, lezzetli akasya özsuyu derhal zehir gibi acı bir sıvıya dönüşür ve antilopların kendilerine zarar vermelerini engeller. Aynı zamanda, saldırıya uğrayan akasya ağacı yapraklarından uyarıcı bir gaz salgılamaya başlar. Bu gaz, o ağacın 50 m. çevresindeki diğer akasyalar tarafından algılanır. Uyarıyı alan her ağaç hemen özsuyunu zehirli maddeye dönüştürdüğü gibi, uyarı gazını da salgılar. Böylece uyarılan bütün ağaçlar topluca savunmaya geçerek kendilerini düşmanları olan antiloplardan korur.” Demiştik.
Şimdi gelelim bitkilerle insanlar konusuna.
BİTKİLER VE BİZ
Japon elektronik mühendisi ve sibernetikçi “Dr. Ken Hashimoto” bitkilerden yayınlanan dalgalardan modüle edilmiş sesler elde etmeye çalıştı. Bitkileri çok seven eşi ile birlikte yaptıkları çalışmalar sonucunda, kaktüsten gelen sesleri saptayarak ona karşılık vermeyi başarmışlar. Hashimoto’lar, kaktüse yirmiye kadar toplama yapmasını da öğretmişler. İki tane ikinin kaç ettiğini sorunca gelen cevap grafiğe dönüştürüldüğünde, belirgin ve birbirine bağlı dört tepe oluşturan seslerle karşılık verdiğini saptamışlar.
Bir biyoloji bilgini olan “Lyall Watson,” bitkilerin yaydıkları dalgaları sibernetik yönden incelemeye çalışmış ve bitkilerin gönderdikleri sembolleri bir amplifikatörden yükselterek, elektronik makineye iletmeyi başarabilmişti. Bitkiler kendilerine zarar veren, dalını koparan, çiçeğini ezen kişiyi tanıyor ve o kişi yanlarına yaklaşınca ilettikleri dalgalar, elektronik makinede kolayca anlaşılıyordu.
Lyall Watson bitkilerle “katil kim” oynamaya başladı. Çeşitli yerlerde, laboratuarlarda bu oyunu oynuyor, çiçeklere zarar veren kişileri buluyordu. . Florida’da iki siklamen çiçeğinden biri kompütere bağlı deney yaparken ziyaretine gelen dostlarla konu yine açıldı. Dostları bitkilerle konuşuyor diyen Watson’u gırgıra aldılar. Watson, peki dedi hepimiz yan odaya geçelim. Sizler teker teker odaya girin. İçinizden birisi makineye bağlı olmayan çiçeğin bir dalını kırsın. Bu altı kişi denileni yaptı. Sora Watson makinenin başına oturdu, arkadaşlarını teker teker içeri çağırdı. Makineye bağlı çiçekten iki kişi için acı sinyalleri almıştı. İki kişiden biri çiçeği kendisinin kırdığını söyledi. Diğeri kesinlikle dokunmadım diyordu. Watson o arkadaşına bu gün ne yaptın diye sordu. Gelen cevap;
- Bahçede oyalandım biraz.
- Yani ne yaptın?
- Bahçedeki otları biçtim. Açmış çiçekleri toplayıp vazoya koydum oldu cevabı…
Teyzem Rumeli Hisarı Kaleiçindeki evinin bahçesinde ağaçlarla konuşur, saksıları sularken çiçeklere iltifatlar yağdırırdı. Bu davranışı ile onların daha güzelleştiğini, böyle davranmazsa çiçeklerinin kendine küstüğünü söylerdi. Ben de o günkü aklımla teyzemle gırgır eder, bitkilerin dili, kulağı yok ki seni dinlesin derdim.
Artık bitkilerin bağırışlarını ben de duyuyorum. Hepimizin, tüm insanların da bu sesleri duyması için, bu yazıyı onlara okuyarak bizim gibi düşünmelerini sağlamak tüm çevre gönüllülerin görevi olmalıdır diyorum. Çevreniz çiçeklerle dolsun. Haftaya SUYUN HAFIZASI konusunu yazacağım. Sağlığınız daim olsun.          
       
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *