YENİ DÜNYA’NIN BAŞ BELASI ETNİSİTE

YAYINLAMA:

Ülkemizin kalkınmasını büyümesini uluslar arası güç olmasını engelleyen ana sorunların başında yüz yıla yakındır devam eden modern faşizmin bir versiyonu olan etnikçilik üzerine oluşturulan ayrılıkçı anlayıştır.
Etnik kışkırtma batının Osmanlı devletini çökertme planlarıyla başladı ve Rumlar, Bulgarlar, Sırplar, Hırvatlar, Araplar Osmanlı devletine karşı etnik savaş başlatarak ayrılıp devletler kurmuşlardı.

O zaman Anadolu da Türk halkıyla iç içe yaşayan Ermeniler ve Kürtleri de ayrı devlet olmaya teşvik ettiler. Neticede ayaklanan Ermeniler birlikte yaşadığı Türkleri arkadan vurmaya başladı sonuçta talihsiz bir olay olan tehcir olayı yaşandı. Sevr antlaşmasına Kürt devleti sözü de bu amaçla sokuldu.
Bugün ABD başta olmak üzere batı dünyası kendi içinde etnisiteye izin vermezken Doğu ve güney yarım kürede ki ülkelerde etnik ayrışmayı hızlandıracak desteği sağlıyor ve birçok ülke de iç karışıklıklar yaratıyorlar.

Yüz yıldır ülkenin başının belası etnik terörün kaynaklarının nereye dayandığı aşikârken maalesef bugün o terör ve etnisite destekçilerinden yardım bekliyoruz çözüm arıyoruz. Verilen reçetelerin ülkenin parçalanmasının yolunu açmaktan öteye gitmeyeceğini hala anlamayanlar var.

Kendi içimizde bulabildiğimiz tek reçete bu güne kadar silahlı mücadeleyken bu gün din inanç ve mezhep yoluyla etnisitenin etkisizleştirileceği insanların güçlü bir dini anlayış etrafında birleştirilmesiyle kan bağını ırk bağını öne çıkarmadan bir arada yaşayabileceği varsayımıdır.

Bana göre her ikisi de iflas etmiştir. Çözüm yolu eğitimden geçmektedir ve yiten bugünkü nesil değil kurtarılacak gelecek nesildir.4x4x4x4’le dinsel temelli eğitim yerine çağdaş dünyaya entegre olmuş, ırk ve kan bağı üzerine kurulan ayrılıkçı düşüncenin faşizm olduğu bilincinin verildiği yurt sevgisinin aşılandığı insanların yasalar karşısında eşit olacağı bölgesel ekonomik farklılıkların ortadan kaldırıldığı barış içinde bir arada yasama erdeminin öğretildiği bir eğitim sistemiyle ancak çözüme ulaşılabileceği gerçeğini artık görmeliyiz.
Bugün yapılmaya başlanan din mezhep eksenli eğitimle varılacak nokta özgür birey özgür yurttaş yerine biat eden tebaa anlayışında mezhep tarikat aşiret sarmalına düşmüş insan yetiştirilecektir. Çağdaş dünyada olduğu gibi insanların manevi alanına devletin müdahale etmediği eğitim anlayışı esas alınmalıdır. İşte ancak o zaman kaybolan geçmiş nesil yerine yeni bir nesil yetiştirmek mümkün olacaktır.

Terör örgütünün konuşlandığı topraklara okyanus ötesinden gelip el koyan bize Kandil de ki nifak yuvalarına giriş izni vermeyen ABD de etnik farklılık yok mu? 300 milyona yakın Amerikalının hepsi yerli halk mı? tek bir ırk mı tek bir kandan mı geliyorlar tek bir dilimi konuşuyorlar. Bugünkü ABD. 250 farklı etnik topluluktan oluşmaktadır. İspanyol kökenliler İngiliz kökenlilerden daha çoktur. Onlarca farklı ırklardan din ve inanç kökeninden gelen insanlar var. Ancak orada tek resmi dil vardır oda İngilizcedir. Amerika da geçmişte zenci ve Kızılderili katliamlarını dünya unutmuş olsa da tarih unutmadı. Halen ABD de beyaz Anglosakson ve Protestan egemenliği geçerlidir. Aksi hiçbir girişime devlet izin vermemektedir. En önemlisi hangi ırktan hangi etnik kökenden hangi dinden mezhepten olursa olsun Amerikan kimliği taşıyan her yurttaş gururla o kimliği ile dünyanın her yerinde övünmekte ben AMERİKALIYIM diyebilmektedir. Bizde ise Türk olduğunu söylemekten çekinen insanlar ülkeyi yönetiyor. Bu anlayışla ne terör biter ne Türkiye büyür. Büyümeler hormonlu gıdalara benzer. Bir gün gelir vücut kansere yakalanır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *