TÜRK TOPLUMUNUN DRAMATİK DURUMU
Dram demek belki iddialı bir başlık olacaktır ancak çevrenize mahallenize komşunuza ve ülkeniz genelindeki halkın durumuna çalışan ve emeklilerin her gün basına yansıyan yaşam koşullarına bir bakın ve düşünün.
Pazardan çürük, çöpe atılmış sebze ve meyve toplayan emeklileri yaşlıları birkaç bankadan aldığı kredi kartları ile bankalar arası borç aktarma uzmanlığına soyunmuş insanları icra dairelerinde yatağının yorganın peşindeki memurları tarlalarındaki ürüne güvenip bankalardan kredi çektikten sonra atalarından kalan topraklarını kaybedenleri bir gözünüzün önüne getirin.
Ülkede alın terini sermaye için akıtan işçilerin tek güvencesi olan kıdem tazminatlarını kaybedecek yasaların TBMM den nasıl geçirilmek istendiğini görüyoruz.
Bu dönemde milletin yıllardır gözü gibi koruduğu kendinden bir parça saydığı TSK’nın nasıl terör örgütü gibi değerlendirildiğini üst düzey komuta kademesinin cezaevlerinde kendilerini ve TSK’yi nasıl aklamaya çalıştığını ibretle izliyoruz.
Üniversite ve memur sınavları yapılıyor halkın kabiliyetli çocukları kazanamazken sorular birilerine verilip onların kazanması sağlanıyor.
Asrın yolsuzluğu diye adlandırılan Almanya’daki ucunun ipliğinin pazara çıkarılıp cezalandırıldığı Deniz feneri davasına 4 yıldır daha yargılayacak mahkeme bulunamadı. İddianameyi hazırlayan savcılar yargılanıyor.
Toplumu psikolojik baskı altında tutmak için ayda bir yapılan anketlerin sonuncusunda Türk halkının terörle mücadele de Kürt açılımı masalında dış politikada Suriye ile yaşanan gerginlikte yolsuzluklarla savaşta ve daha birçok konuda AKP iktidarını başarısız bulmaktadır. Ancak bu gün seçim olsa kime oy verirsiniz sorusunun cevabı ise %50 Akp. imiş.
Liderlerin değerlendirmesinde de Erdoğan’ın %40’ları aştığı görülmekteymiş.
Zaman zaman kendi kendime soruyorum. Bu millet mazoist mi? Kendisine ve ülkeye bu denli sıkıntılar yaşatan bir iktidara hala bu desteği nasıl sağlıyor. İnsanın aklına ister istemez hani şu seçimlerde kullanılan sonuç formatlarıyla oynandığı teorileri geliyor.
Özellikle son bir yıldır halk üzerindeki baskı komşu devletlerle olan ilişkilerde kazan-kazan derken kaybet-kaybet bol-bol itibar kaybet üzerine kurulu dış politikalar onaylanmazken etrafınızdaki 10 kişiden dokuzuna Habur’u İmralı’yı Oslo’yu sorsan ekonomik politikaları toplum üzerindeki baskıyı cezaevlerine doldurulan insanların durumunu sorsan sekizi bu gidişatı iyi görmüyor. AKP’yi artık desteklemediğini söylüyor. Görüntü buyken birilerinin savunmak için öne çıkardıkları argüman alternatif yok. Ana muhalefet partisi güçlü muhalefet yapamıyor sözleri oluyor. Bu tam bir demogojidir. Günceli, ülkede mecliste olup bitenleri muhalefetin neleri yapabileceği neyi yapamayacağı hesap edilmeden düşünülmeden söylenen sığınılacak bahanedir. Ne yapsın muhalefet silah alıp dağa mı çıksın. Meclisten hangi yasayı geçirecek güçtedir. Milletin yararına olmayan yasaları eskiden anayasa mahkemesine götürür sonuç alırdı şimdi yapısı değiştirilen mahkemeden beklenen kararlar çıkmıyor. Uyarı görevini yapıyor eleştiri görevini yapıyor Yasalardaki toplumun yararına olacak düzeltmeler için gerekli çabayı gösteriyor.Mevcut iktidarın ekonomik politikalarına alternatiflerini sunuyor.Hatta bu muhalefet projelerinden bir kaçı iktidar tarafından uygulanır durumu geldi.Tüm bunlardan sonra hala eğer doğruysa bu anketler ne denebilir ki mazoşistlik bile hafif değerlendirme olacaktır.