KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAK
Anadolu’nun kültür zenginlikleri arasında bir çok özlü söz vardır.Yaşanan olaylara yorum getiren ve yüz yıllardır halkın dilinde olan değimlerden biride‘Kaş yapmak isterken göz çıkarmak’ sözüdür.Bu gün Suriye de düştüğümüz durum budur.
Bu topraklara yürekten bağlı yurdunu milletini seven ulusal onurunu bağımsızlık ruhunu canlı tutan her insan Türkiye’nin son on yılının bir kâbus gibi geçtiğini ve sonuçta ülkenin dönülmez bir noktada geldiğini görüyor.
Yıllardır terör belasıyla uğraşırken hatta 10 yıl önce terörü ülke genelinde sıfıra yakın tükenişe getirmişken bugün terör ülkenin bir numaralı sorunu haline gelmiş ve hatta uğrunda ulusal kurtuluş savaşı verip emperyalistleri kovduğumuz bu topraklarda şimdi haritalar değişiyor.
Çözülme açılım politikasıyla başladı. Habur törenleri seyyar mahkemeler Oslo ve İmralı görüşmeleri ve antlaşmalarla devam etti. Tüm barış adı altında yapılan bu görüşmeler kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi. Terörü muhatap almak ancak onu meşru hale getirmeye yaradı.
Sıfır sorunla çıkılan komşuluk ilişkileri sıfır dost kalıncaya kadar sürdü. Şimdi kuzey Irakta yıllardır başımızın belası olan terörle komşuyken koskoca Suriye sınırında da terörle komşu olduk. Suriye de rejim karşıtlarıyla bir olup ABD. nin isteği doğrultusunda Esat’ı yıkmaya çalışırken Mevcut kuzey Iraktan sınır olduğumuz terör belası koskoca Suriye sınırında karşımıza çıktı.Yakında orada kurulacak devlet Anadolu’ya uzanacaktır.Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmedi.
Bakın birkaç gün önce sayın başbakan bir demecinde: ‘Türkiye olarak biz ne içinde bulunduğumuz coğrafyada ne uzak ne yakın coğrafyada hiçbir ülkenin iç işlerine karışmadık ve karışmıyoruz. İletişim halinde olduğumuz her ülkenin iç işlerine toprak bütünlüğüne sınırlarına özellikle toplumsal hassasiyetlerine karşı bizde Türkiye olarak büyük hassasiyet gösteriyoruz’
Şimdi aklı olan dünyada çevremizde olup bitenleri okuyan öğrenen tv.lardan izleyen her insan Allah için elini vicdanına koyup bu sözleri düşünmeli.Biz natonun orda ne iş, var dedikten sonra Libya’ya ilk asker gemi gönderen ülke değimliydik.Libya da ki mevcut yönetim yıkılsın diye bedevilere çuvalla para dağıtmadık mı?Libya’ya gemiler askerler turisttik seyahate mi gitmişti.
Suriye ile daha düne kadar sınırları vizesiz açacağız açıklaması yapılmış birlikte tatillere çıkılmışken nasıl düşman olduk. Oradaki mezhep çatışmasının tarafı olduk. Ülkeyi yönetenlerin karşısındaki adamlara silah verdiğimiz eğittiğimiz söyleniyor. Kamplar kurduk kaçın oradan bize gelin sizi besleyelim dedik. Mısır yıkılırken yönetime karşı ayaklanmalar olurken orada da muhalifleri desteklemedik mi. Mısır devlet başkanına yönetimi bırak diye çağrılar yapmadık mı akıl vermedik mi. Irak da Müslümanları katleden ABD. Askerlerinin yanında yer alıp onların sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua etmedik mi. Bütün bunlar o ülkelerin iç işlerine karışma hassasiyetlerini kaşıma değil mi. Toprak bütünlüğüne saygı göstermeme değil mi?
İşte sayın başbakanın yukarıdaki değerlendirmesini iç politikada alın tüm olaylara uygulayın ve saptırmanın her saha da bu yöntemle yapıldığını göreceksiniz.