İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNİN GETİRDİKLERİ VE BİZ

YAYINLAMA:
Sevgili Okurlar, geçtiğimiz haftalarda iki hafta “Yediğimiz Gıdalardan Zehirleniyoruz Suya da Dikkat” konulu iki makale yazdım. Sonra su damacanalarındaki tehlike ortaya çıktı. “Orman Yangınlarını” konu ettim. Bodrum, Burdur, Bilecik, Göksu, Samandağ bu satırları yazdığım 8 Ağustosta alev, alev. Hala binaların hastanelerin bodrum katları sel suları ile kaplı. (Samsun örneği) Çevre konusunda çalışan iki bakan istatistiklerin üstünde yağış oldu deyip doğayı suçladılar. Bir zamanlar, Belgrad’tan başlayıp tüm Trakya’yı kapsayan Belgrat Ormanlarının, sevgili bakanımın “Şehir Ormanları Projesiyle” “Muhafaza Ormanı” statüsünden çıkarıldığını öğrendim. Böylece talana kapısı açıldı. Tüm çevreciler bunlardan illallah etti. İşimiz Allaha kaldı. Bana sen falcı mısın? demeyin. Tüm ülke çevrecileri ve Üniversiteleri ile iletişim içindeyim. Bu olaylardan sonra, geçen yıl 7 Mayısta Türkiye Su Vakfında sevdiğim hocam, İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Müh. Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun konferansına katılmıştım. Tuttuğum notları gözden geçirdim. İlginç söylemleri bu yazıma konu ettim. Sizlerle paylaşıyorum. Bu günlerde yaşadığımız dayanılmaz sıcaklardan söz etmişti o tarihlerde. Daha önce de 2008-2009 yıllarında yoğun yağış ve sel tehlikelerinden bahsetmişti. Yaşadık. Şimdi de bir yıl önce söylediklerini yaşıyoruz. Bu hoca kendini bilimsel araştırma ve istatistik çalışmalara vermiş. Bakın geçen yıl ki konferansında neler diyor. Göçler, isyanlar, kargaşa, kıtlık hep iklim değişikliklerinden olmuştur. Toprak katmanları, buzullar, ağaç kesitleri hep geçen yıları ve o yıllardaki iklim değişikliğini gösterir. Okumayı bilene. 1816 yılı yazsız yıl olarak geçti. Kıtlık açlık getirdi. 2010 yılı en sıcak yıldı ama patlamalar minimumdu. 2012 de sıcak olacak. 2013’te güneşte patlamalar çok olacak, elektromanyetik dalgalanmalar olacak. Yüksek gerilim elektrik hatlarında, deniz altlarında ve uydularda problemler yaşanacak. 1850-2001 yılı arasında dünya bir derece ısındı. 150 bin yılda olan ısınma, şimdi 150 yılda gerçekleşti. Kuzeydeki zengin beyazlar karbon salıyor, güneydeki esmerler ormanları kesiyor. Halbuki ağaçlar, karbondioksiti alıp gövdelerinde karbon olarak saklarlar.  2030’larda kışlar bile kurak olacak ve dünyayı çölleşmeye doğru hızla götürecek. Sağlık, tarım, orman, su kaynakları, kıyı alanları, canlı türleri ve doğal alanlar bundan etkilenecek. Son yıllarda meteorolojik afetler 3 kat artmış. Önümüzdeki yıllar Daha sıcak olacak, şiddetli yağışlar, kuraklık olacak, tropikal fırtınalar Akdeniz’den itibaren görülecek. Sıtma gibi hastalıklar artacak. 2100 yılı civarında deniz seviyesinde 60 cm. yükseliş olacak, kıyılar yaklaşık 60 metre su altında kalacak. Kar yağışı çok önemli ama gittikçe azalıyor. Şehirler betonlaşma yüzünden ısı adası oldu. Kırsal alanlara göre 2-3 derece daha sıcak. Sıcaklık bir derece artınca tahıl %10 eksiliyor demiş. Sevgili Hocam. Ben devam edeyim.
Bizde afetler artıyor ama tedbirlerde artış yok. Ormanlarımız maden ocakları, derelerimiz HES’lerle talan ediliyor. Gidip 3 gün yaşadığım doğa harikası Rize, Çayeli, İkizdere, Senoz vadisindeki Melikom ve Uzundere-2 HES projelerine bölge insanının karşı çıkmasına karşılık, çevrecinin daniskası Başbakanımız ve Orman ve Su İşleri bakanımız problem yok demişti. Şimdi oradan gelen resimlere bakıyorum rezalet. Bölge halkının açtığı davalarda mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen hukuk devletinin hukuksuzluk örneği santral 4 yılda bitirilmiş. Yine Rize’de endemik (dünyada sadece orada yetişen) bitki çeşidi açısından en önemli 200 vadisinden biri olan rafting şampiyonalarının yapıldığı İkizdere şimdi kuruyor. Etrafındaki canlılar, bitkiler, hayvanlar, ve köylüler çaresiz. Ve Bakanımız “Türkiye’yi ağaçlandırma bakımından dünya lideri yaptık diyor.” Allah onları bildiği gibi yapsın. Biz bu günleri 40-50 yıldır atmosferde yaptığımız değişikliklerin sorunları yüzünden yaşıyoruz. Böyle giderse torunlarımız 40-50 yıl sonra neler yaşayacak düşünemiyorum. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *