DİNLER VE AĞAÇLAR

YAYINLAMA:

Sevgili Haberdar Okurları; geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Mübarek Ramazan günlerimizde ruhani dinlerin ağaca bakış açılarını çevreci bir gözle inceleyelim istedik. Eğer bu köşeyi sıkılmadan okuyorsanız konu size yine enteresan gelecek. Geçen yazılarımızda bizlerin ağaçları zaman zaman kutsallaştırarak, bez çaput bağlayarak, niyet tutarak onlara nasıl dinsel manalar verdiğimizi, Havva Anamızın elma ağacından Adem’e elma yedirip nasıl cennetten kovuldukları bize de öğretilmişti. Biz de yazılarımızda söz etmiştik. Bu haftadan itibaren ise çeşitli dinlerde ağaca bakış açılarını inceleyeceğiz. “Brahmanizm-Budizm-Konfüçyüsizm ve Ağaçlar”, “Musevilik-Hristiyanlık ve Ağaçlar”, “Müslümanlık-Türkler ve Ağaçlar” olmak üzere üç hafta dinlerin ağaçlara bakış açısını konu edeceğiz. 

Brahmanizm-Budizm-Konfüçyüsizm ve Ağaçlar
Brahmanizm (Hinduizm) dininde hayat bir orman olarak kabul edilir. Ormanın düzensiz olarak büyümemesini sağlamak için yollar açılır. Bu yollar Brahmanlığın yasalarıdır. Brahmanların, halk sınıfları olan dört kastı simgeleyen dört basamaklı bir tahta merdiveni vardır. Merdivenin 1. basamağı hizmetle yükümlü Çudra kastına, 2. basamağı çalışmakla yükümlü vaikya kastına, 3. basamağı savaşma ve yönetimle yükümlü Kşatriya kastına ve son basamağı dinsel eğitim ve öğretimle yükümlü dokunulmazlar olan Brahma kastına aittir. Brahmanizmin kutsal kitabı Veda’ların yorumu niteliğinde Manu Yasaları’ında: İnsanın ihtiyarlığında evini terk ederek ormanda yaşaması, sadece ağaçtan düşen meyvalarla beslenmesi öğütlenir. Zaten Brahmanizm inanç olmaktan çok bir yaşam biçimidir. Belirgin şekilde kalıplaşmış kuralları yoktur. Her şeye, bu arada, ağaca tapınmak serbesttir. Bu nedenle çeşitli ağaçlar kutsaldır.
Budizm inancına göre, Buda’yı annesi Maya, İÖ VI.yy başlarında, doğum sancısı çekerken sığındığı Kutsal Orman içinde doğurmuş. Ailesini terk eden Buda yedi yıl süre ile gurbette dolaşıp kendini öğrenmeye ve evrenin sırlarını keşfetmeye uğraşmış. Sonunda, Urvala Ormanı’nda muhtemelen incir ağacı’nın altında yedi gün tefekkür edip tanrısal esinlenmeye kavuşmuş. Bu günden sonra kendisine aydınlatıcı bilgin anlamına gelen Buda, gölgesinde oturduğu ağaca da kutsal ağaç veya bilgi ağacı isimleri verilmiş. Daha sonraları, ağaçların altında düşünür ve öğretilerini aktarırmış. Vücuduna sandal ağacı kokusu sürermiş.
Konfüçyüs’un, annesine verilen müjdede açıklandığı gibi, bir dut ağacı’nın kovuğunda doğduğuna inanılır. Kofüçyüs’a, bilgeliğe ulaştıktan sonra, En Yüksek Doruğun Hakimi ünvanı verilmiştir. Mabedinin avlusunda, her yaprağında doğa tarafından bir kelime yazılmış olan Onbin Kelimeli Ağaç’ın söylencesi vardır. Budizm de ağaçlara böyle dinsel payeler verilmiştir.
Gelecek pazartesi “Musevilik-Hristiyanlık ve Ağaç” konusunu işleyeceğiz. Sağlıklı kalın. Ağaçlarla dost kalın.  Mutlu olun hepinize hayırlı ramazanlar.    

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *