EKOLOJİ VE ÇEVRE ÜZERİNE-3
YAYINLAMA:
Sevgili Okuyucularımız 2 hafta önce “ANADOLU’DA GÖLLER BÖLGESİ ÜZERİNDE ETKİLİ ÇEVRE SORUNLARI.” Konusunu ele alıp Isparta’nın dünyada, il sınırları içinde ençok göl ve gölete sahip şehir olduğunu söylemiştik. Bölgenin en büyük gölü Beyşehir gölünü incelemiş, tehdit eden çevresel sorunlardan bahsetmiştik. Sulak alanların çok büyük önem kazandığı bu son zamanlarda önemine binaen bölgenin diğer göllerine geçip bu gün Eğirdir ve Acıgölden bahsedeceğiz.
EĞİRDİR GÖLÜ, Göller Bölgesinin en büyük doğal zenginliklerinin başında gelmektedir. Kuzey-güney uzanımlı büyük bir çöküntü alanının kuzey sınırında oluşmuş tektonik bir göl olan Eğirdir Gölü, 468 metrekare yüz ölçümü ile Türkiye’nin 4. Büyük gölüdür. Ortalama 14 metre derinliğe sahiptir. Gölün kuzey tarafına doğru Hoyran Boğazı’yla ayrılan ve daha küçük olan kısmına Hoyran Gölü, Güneydeki büyük kısmına Eğirdir Gölü denir. Genelde camgöbeği rengindeki göl, bazı gün ve saatlerde değişik renklere büründüğü için halk arasında yedi renkli göl olarak anılır. Balıkçılık, sulama, enerji üretimi için kullanılırken 25 Km civarında bir kanalla bağlandığı Kovada Gölünü de beslediği gibi Isparta İlinin içme suyu ihtiyacını da karşılar.
Gölde, Eğirdir’e karayolu yolu ile bağlanmış Can Ada, Yeşilada adlı iki adacığı da vardır. Gelelim çevre sorunlarına, göl son 25 yılda başta TUBİTAK, çeşitli üniversiteler ve kamu adına yapılan muhtelif kirlilik araştırmalarına sahne olmuştur. Bu göl ve havzasının çevrenin ve doğanın sürdürülebilirliği açısından taşıdığı değer, bilimsel rakamlarla desteklenir. Çünkü, başta içme ve sulama suyu temini, balıkçılık ve turizm gibi faaliyetlerini uzun yıllar sürdürebilmesi için gölün korunması gereklidir. Eğirdir Gölü etrafında özellikle Gelendost bölgesinde yapılan elma tarımında, zararlılarla mücadelede kullanılan tarım ilaçları yüzünden gölde kansere neden olan pestisit artmaktadır. Pestisit, erkek balıkların spermlerini etkileyip balık yumurtası (ovaryum) oluşumunu engelliyor, döllenmiş yumurtaları öldürebiliyor, yumurtadan çıkabilen larvaları da öldürebiliyor. Gelelim Acıgöl’e.
Gölde, Eğirdir’e karayolu yolu ile bağlanmış Can Ada, Yeşilada adlı iki adacığı da vardır. Gelelim çevre sorunlarına, göl son 25 yılda başta TUBİTAK, çeşitli üniversiteler ve kamu adına yapılan muhtelif kirlilik araştırmalarına sahne olmuştur. Bu göl ve havzasının çevrenin ve doğanın sürdürülebilirliği açısından taşıdığı değer, bilimsel rakamlarla desteklenir. Çünkü, başta içme ve sulama suyu temini, balıkçılık ve turizm gibi faaliyetlerini uzun yıllar sürdürebilmesi için gölün korunması gereklidir. Eğirdir Gölü etrafında özellikle Gelendost bölgesinde yapılan elma tarımında, zararlılarla mücadelede kullanılan tarım ilaçları yüzünden gölde kansere neden olan pestisit artmaktadır. Pestisit, erkek balıkların spermlerini etkileyip balık yumurtası (ovaryum) oluşumunu engelliyor, döllenmiş yumurtaları öldürebiliyor, yumurtadan çıkabilen larvaları da öldürebiliyor. Gelelim Acıgöl’e.
ACI GÖL (Çardak Gölü), Afyonkarahisar ve Denizli il sınırları içersinde bulunan ve Denizli’nin en büyük gölüdür. Yüzölçümü 41.5 Km karedir. Bunun 20 Km karesi Afyonkarahisar ilinin Başmakçı ve Dazkırı ilçeleri sınırları içindedir. Derinliği 150-210 Cm arasında olan sığ bir göldür. Yaz mevsiminde yer yer kurur. Göl suyu, çevresindeki dağların küçük derelerinden beslenir. Denizli’nin Çardak ilçesinde bulunan Acıgöl ülkemizin tek, dünyanın ise ikinci büyük ve temiz, doğal sodyum potansiyeline sahip kapalı havzasıdır. Ülkemizdeki sodyum sülfatın %98’i doğal kaynaklardan temin edilmektedir.
Bunun %90’nı Denizli’deki Acıgöl’den sağlanmaktadır. Bu büyük bir ekonomik kazançtır. Kağıt, cam, deterjan, tekstil gibi çeşitli sanayilerin ana maddesidir. Acıgöl yapay olarak oluşturulamayacak bir doğal değer olup B Sınıfı Sulak Alan olarak korumaya alınmıştır. Acıgöl’ü tehdit eden çevre sorunlarına gelince, Acıgöl sodtum sülfat elde edilmesinde kullanıldığı için göl suyu acıdır. Bundan dolayı insanlar sokulmadığından bariz bir kirlilik söz konusu değildir. Ayrıca Belediye tarafından Atıksu Arıtma Tesisi de yapıldığından şimdilik çevresel bir problemi yoktur. Görüldüğü gibi en büyük kirletici insanın ilişmediği doğa temiz kalmaktadır. Konuya haftaya Burdur Gölü, Çavuşçu Gölü, Akşehir Gölü ile devam edeceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
Bunun %90’nı Denizli’deki Acıgöl’den sağlanmaktadır. Bu büyük bir ekonomik kazançtır. Kağıt, cam, deterjan, tekstil gibi çeşitli sanayilerin ana maddesidir. Acıgöl yapay olarak oluşturulamayacak bir doğal değer olup B Sınıfı Sulak Alan olarak korumaya alınmıştır. Acıgöl’ü tehdit eden çevre sorunlarına gelince, Acıgöl sodtum sülfat elde edilmesinde kullanıldığı için göl suyu acıdır. Bundan dolayı insanlar sokulmadığından bariz bir kirlilik söz konusu değildir. Ayrıca Belediye tarafından Atıksu Arıtma Tesisi de yapıldığından şimdilik çevresel bir problemi yoktur. Görüldüğü gibi en büyük kirletici insanın ilişmediği doğa temiz kalmaktadır. Konuya haftaya Burdur Gölü, Çavuşçu Gölü, Akşehir Gölü ile devam edeceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *