EKOLOJİ VE ÇEVRE ÜZERİNE -4-

YAYINLAMA:
Sevgili Okuyucularımız 3 haftadır devam eden konumuz  “ANADOLU’DA GÖLLER BÖLGESİ ÜZERİNDE ETKİLİ ÇEVRE SORUNLARI.” na bölgenin diğer göllerinden de bahsedip konuyu haftaya kapatacağız. Sulak alanların çok büyük önem kazandığı bu son zamanlarda su havzalarına yollar yapılarak, maden izinleri verilerek, bilinçsiz sulama kanalları yapılarak gelecekte su sıkıntıları yaşayan bir ülke konumuna düşmemek için sıkılsak ta konu hakkında bilgilenmemiz gerekiyor. Bu yazıyı kaleme aldığım 9 Ağustos Cuma günü gazetelerden okudum. Seyfe Gölü Koruma Derneği Başkanının e-mailinden de okuduğum Kırşehir’in Mucur ilçesi sınırlarında bulunan doğa harikası kuş cenneti Seyfe Gölü, son yıllarda yetersiz yağış alması yanında çevre ilçe ve köylerin içme sularını karşılaması için açılan derin kuyular ve bizlerin vahşi sulama ismini taktığımız kanallarla sulamalar yüzünden göl kurumuş. Seyfe Gölü Koruma Derneği başkanı “Kuş cenneti, oldu kuş cehennemi ve 200 kuş türü evsiz kaldı” diyor. Gelelim göller bölgesinin diğer göllerine.

Burdur Gölü, Burdur ve Isparta illeri arasında yer alan Türkiye’nin yedinci büyüklükteki gölü olup, ortalama göl alanı 23700 ha dır. Güney batısında Salda Gölü ve Yarışlı Gölü vardır. Suyu hafif sodyum sülfatlı tuzludur. Bu yüzden balık yaşamaz. Ciddi çevre sorunları vardır. Bunların başında insanların yaptığı kirlilikler, havzadaki yanlış planlamalar ile arazinin yanlış kullanılmasından göl seviyesinin gittikçe azalmasıdır. 20 yıllık verilere göre nikel, krom ve çinko gibi ağır metaller göl suyunu gittikçe artan şekilde kirletmektedir.
Çavuşlu Gölü, (veya Ilgın Gölü) 51 km2 alana sahip, etrafı sazlık ve bataklıklarla kaplı tektonik bir tatlı su gölüdür. Doğanhisar çayı, Çiğil deresi ve Bulcuk çayı ile beslenir.  Batısında Açık Ilıca adlı sıcak su kaynağı vardır. Güneydoğusundaki Yorazlar çeşmesi, halk tarafından şifalı su olarak bilinir. Tehdit eden çevre sorunları yine insan sebepli vahşi sulamalar yüzünden yok olmak üzeredir.
Akşehir Gölü Eber Gölü gibi, Sultan dağları ile Emir dağı arasındaki çöküntü alanında yer alır. Kapalı havzada bulunduğundan çevresinde su kaynaklarının bolluğundan az tuzlu olan suyu kıyılarda tatlılaşır. Gölün flora ve faunası (bitki ve hayvan çeşitleri) Eber Gölüne benzer. Eber Gölü kadar olmasa bile ekolojik olarak bol gıdalı göl sınıfına girer. Sazan ve turna gibi ticari önemi olan balıklar yanında beş ayrı türde balık yaşar. Gölde sonbahar ve kış başlarında yaban kazları, yaban ördekleri, pelikanlar, dalgıçlar, balıkçıllar, yağmurcunlar ve martı türlerinden oluşan 60-80 bin civarında kuş görülmektedir.

Ayrıca bu göl bilirsiniz Nasreddin Hoca’nın “Ya tutarsa” deyip maya çaldığı göldür. Çevre sorunlarına gelince, son yıllarda gölü besleyen derelerin üzerine yapılan baraj ve göletler, ayrıca DSİ’nin açtığı derin kuyular yüzünden 1997 de kurumaya yüz tutmuş, 2009 yılı itibarı ile yağışların iyi olması sebebiyle göl tekrar büyüme göstermiştir. Günümüzde ise küresel ısınmanın etkisiyle ve özellikle su kaynaklarının bilinçsiz kullanılmasıyla göl yine küçülmeye başlamıştır. Bu nedenle Türkiye’nin en güzel göllerinden biri olan göl yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bilinçsiz yapılan barajlar, çiftçilerin sulama amacıyla kullandıkları dalgıç pompalar gölün hem yerüstü hem yeraltı besleme kaynaklarını neredeyse sıfıra indirmiştir. Allah bize ve bizi yönetenlere akıl versin. Onlarda köylüye sulama teknikleri öğretsin. Sevgili okuyucularımız belki konumuz biraz sıkıcı oldu ama internetten okuyanları bilinçlendirir diye umut ediyorum. Haftaya Eber, Suğla ve Kovada Gölü ile konuyu bitireceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *