BOZULAN ÇEVRENİN İNSAN YAŞAMINA ETKİLERİ

YAYINLAMA:
Ne yazık ki, insan eliyle kirletilip, yok edilen çevre, yine önce insan sağlığını etkilemektedir. Hava kirliliği, su kirliliği, deniz kirliliği, atıklar kirliliği, besin kirliliği, radyasyon kirliliği ve tüm bunları hızlandıran en önemli temel sorun ise nüfus artışı, göç ve çarpık yerleşim. Ve tümünün de sebebi “SİYASETÇİ KİRLİLİĞİ” ve bu kirliliğin de çözümü yok, çünkü temizini mumla arasanız yüzde bir çıkmaz. Eeee! Şimdi biz ne yapacağız? “bilgileneceğiz, bilinçleneceğiz, örgütleneceğiz, doğa sever gençler yetiştireceğiz..” 
ÇEVRE SAĞLIĞININ KORUNMASI ÇOK BOYUTLU OLARAK ULUSLAR ARASI DÜZEYDE ELE ALINMAKTADIR.
Dünya Sağlık Örgütü WHO ( World Health Organization ), sağlık koşullarının iyileştirilmesi yönünde uluslar arası iş birliğini sağlamak amacıyla 1948 yılında kurulmuştur. Birleşmiş Milletlere bağlı uzmanlık kuruluşudur. WHO kuruluş yasasıyla, bütün halkların “olabildiğince en yüksek sağlık düzeyine” erişmesi gibi geniş yetkilere sahiptir. WHO’nun tanımına göre “yalnız hasta ya da sakat olmamak değil, ruhsal toplumsal ve fiziksel bakımdan da sağlıklı olma ortamını kapsamaktadır.” Merkezi Cenevre’dedir. WHO dünyadaki yetersiz beslenen ülkeleri gözlem altında tutmakta, bu ülkelerde doğal kaynakların tükenmesi, nüfus artışı, çevre kirliliklerini, açlığı ve kıtlığı gözlemektedir.
WHO’nun açıklamasına göre, dünyada 145.000.000 çocuk yetersiz beslenmeyle karşı karşıyadır.
Bozulan çevrenin yeniden düzenlenmesi için doğal hayat hakkında biraz bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Çünkü doğal hayatın ne olduğunu, önemini bilmeyen dünya insanının, bu konuda titizlik göstermesi, kendi yaşamının dışında öteki canlılara saygı ve sevgi beslemesi beklenemez.
Çevre bu yüzden bozulmadı mı? 

Doğal hayat, yer küredeki canlıların cansızlarla birlikte eko sistem içinde yaşamalarıdır. Canlıları temsil eden insan, hayvan ve bitkilerle, su, toprak ve güneş gibi cansız varlıklardan oluşan bu sistemde her biri diğerine bağlı olarak yaşarlar. Güneş, toprak ve su olmazsa, ot, bitki olmaz, ot bitki olmazsa, ot obur hayvanlar olmaz, ot obur hayvanlar olmazsa, et oburlar olmaz. Bu halkadan birinin eksilmesi, diğerlerinin yok olmasına sebep olur. Aynı göl, deniz olmazsa balık ta olmaz gibi. Ve bu sistemi bozan, tek yaratılmış canlı maalesef insandır. Düzeltecek de insan. 
Yer küre insanlar tarafından bencil kullanılmazsa, tüm canlıların yaşamları bu denge içinde sürüp gidecektir. Kentlerin yorucu, sağlık bozucu yaşamından, yazları denize, ormana kaçışımız, doğaya dönmek değil de nedir?
Hepimize torunlarımız için görev düşüyor. Yaşadığımız kentte ağaçlara, derelere, denizlere sahip çıkmak, enerjiyi, suyu, toprağı dikkatli kullanmak, geri kazanılabilir atıkları ayrı ayrı toplayıp konteynırlara koymak, bu işin olmazsa olmazlarıdır. Torunlarına yiyecek besin, içecek su, soluyacak hava bırakmak istiyorsan bu konulara önem vermemiz gerekiyor. İnsanlarımızı bu yönde eğitmek hepimizin görevi olmalı. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *