DOĞAMIZ BİZE İHTAR ÜSTÜNE İHTAR GÖNERİYOR

YAYINLAMA:
Tüm dünyada fırtınalar, kasırgalar, seller bize bir şeyler söylüyor. Ama dinleyen kim? Sevgili doğasever dostlarım, kardeşlerim, çocuklarım hepimiz günlük sıkıntılarımız içinde bocalıyoruz. Hiç düşündünüz mü, bir gölde balıksınız, gölün suyunu büyük pompalarla çekiyorlar su gittikçe azalıyor ve sonunda göl kuruyor. Peki, balık ne olacak sizce. Ölecek. Evet, bu misali ormana, toprağa, suya, havaya da verebiliriz. Bir gün GDO’lu besinlerden bahsediyoruz, bir gün hava kirliliğinde, bir gün su kirliliğinden bunun sonu ne olur sizce. Balığa ne olduysa bize de o olacak.

  3-4 yıl önce Türkiye’nin 81 ilinden davet edilen STK temsilcileri, üniversite temsilcileri ile Bursa ve Rize – İkizdere’de üçer gün 90-100 kişi ile yaptığımız çalışmalarda sorunlara çareler aradık. Sonucu hükümete bildirdik. Ne değişti? Hala nehirlerimiz ön araştırma yapılmadan yapılan HES’ler, barajlar, setler, boru içine alınıp bir başka yere götürmeler nedeniyle akmıyor akmayınca da deltalar denizler ölüyor. Akarsular, fabrika ve evsel atıklar, kimyasal tarım ilaçları yüzünden lacivert akan zehirli su olmuş. Yaz aylarında dolaştığım Trakya’da, Istıranca derelerinin İSKİ tarafından borularla İstanbul’a taşınması yanında şimdi sondajlarla çıkarılan yer altı suları da taşınıyor. Ya denizlerimiz, Marmara denizinde 3-5 tür balık kaldı. Bırak Marmara yasağını, Büyükçekmece koyunda bile troller, gırgırlar denizin dibini kazıyor. Martıları besleyecek büyüklükte balık çıkarıyorlar. Hele bu denizleri bekleyen en büyük felaket asrın akıllısından çıkan asrın projesi “Kanal İstanbul” bu felaketi çok büyütecek. Biz de yaşayarak anlayacağız.

Bu iki denizin doğal dengesi bozulacak. Çünkü ne ısısı ne tuzu uymaz birbirine. Ayrıca İstanbul’u besleyen su kaynakları da darbe yiyecek. Tamam, bunları yok ediyoruz da, diğer doğal kaynaklarımız ne durumda? Göllerimiz kuruyor, Bu günlerde en çok Eğirdir, Beyşehir, Burdur gibi göller bölgesinden E-posta geliyor bana. Bir taraftan tüm pislikler göllere akıtılırken bir taraftan gölü besleyen dereler kanallarla taşınıyor. Kuş cenneti diye bildiğimiz Manyas bile ölüyor. Başka ne kaldı doğal varlıklarımızdan ormanlarımız mı? Onlar şimdi satılık. Haber Türk gazetesi çevre sahifesinde zaman zaman okuduğum Süha Umar hep üstünde durduğum, tüm Türkiye Çevre Gönüllüleri, Doğa Dostlarıyla haberleştiğim bu konuları kaleme almış diyor ki; Kaz Dağları Ormanları madencilere, Ege ve Ak Deniz Ormanları turizmcilere, Bolu Ormanları villacılara satılıyor.

Bütün bu ormanlar ayrıca “üretim” adıyla ormancılar tarafından yok ediliyor. Daha geçtiğimiz Cumartesi toplantımızda bir misafir, Avrupa’da ormanları gezerken kırılmış, çürümüş ağaçları yerde yatarken gördüm gezdirene sordum, bunlar çirkin bir manzara oluşturuyor neden toplanıp götürülmüyor dedim. Onlar çürüyecek genç ağaçlara besin olacak diye cevapladı dedi. Düşünce farkına bakın. Bütün bu nehirlerde, göllerde, denizlerde, ormanlarda yaşayan canlılar var. Onların yaşamına da set koyuyoruz. Bir de bilgisiz, bilinçsiz eli tüfekliler. Bu günlerde gazetelerde okuyorsunuzdur, bir Anadolu parsı daha vurulmuş, sayısız tavşan avlanmış. Bunların da yaşam hakkı var nesillerini sürdürmek zorundalar. Ama biz bu günü düşünüp onları paraya çevirmek için büyük, küçük, ana, yavru demeden avlıyoruz.

Bir avcılık yasası, balıkçılık yasası çıkmıştı. Şimdi hedef bu yasaları işler hale getirmek. Yine sonuç eğitim, eğitim, eğitim. Bu konuda çalışan derneğimiz DEÇED 12 Aralık Perşembe günü 350 öğretmen ve okul aile birliği üyesine seminer verdi. Okullarda Çevre Eğitimi ve Uygulaması Projesini bu yıl da işler hale getirdi. Haber Türk ve bazı gazetelerde okuyorum. “Büyükçekmece Belediyesi Okullarda Çevre Eğitimi ve Uygulaması Projesi” kapsamında, okullarda eğitim yapıyor diye. Doğru bu projenin bir büyük ortağı da belediye ama bu projeyi sürdüren derneğimiz DEÇED ve bu projeyi valilik emriyle tüm ilçelerde sürdürülmesinde daha doğrusu benim başlattığım bireysel çalışma halinden proje haline getirip o zamanın valisi Erol Çakır’a kabul ettiren, sevgili dostlarım o zamanın İl Çevre Müdürü Yavuz Çengel ve yardımcısı İslam Sadıker’in de hakkını yememek lazım. Sağlıklı kalmanız dileklerimle. 


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *