Makus talih!

YAYINLAMA:
Makus talih!
 
Birgün çıkıp bir yiğit kaleme alacak!
Beylikdüzü’nün makus talihi!
Büyükçekmece’nin makus talihi!
Silivri’nin makus talihi!
Esenyurt’un makus talihi!
Avcılar’ın, Çatalca’nın, Küçükçekmece’nin, Bahçeşehir’in makus talihi!
O zaman bizler dünyada olacak mıyız bilmiyorum?
O zaman bu makus talihin yaşanmasına etken olanlar nerede olacak onu da bilmiyorum!
Ancak insanlık var oldukça; iyi ile kötü, ak ile kara, güzel ile çirkin, doğru ile yanlış mutlaka ve mutlaka fark edilecektir.
Herkes her işi yapabilir.
Herkes para kazanıp varlıklı olabilir.
Herkes mal, mülk, itibar koltuk sahibi olabilir.
Herkes doğruluktan dürüstlükten de bahsedebilir.
Herkes herkesi kandırabilir.
Ancak yalnız ve sadece vicdan taşıyan herkes bir tek vicdanına hesap veremez.
O vicdan azabı ki tarihte çok kez yeri vardır bütün o kazanımları silip süpürür.
 
Gazetecilik!
 
Gazetecilikte böyle bir meslektir.
Herkes yapabilir gazetecilik.
Ya da yaptığını zanneder.
Herkes yazı yazıp, fotoğraf çekebilir.
Herkes para basıp yayın organı sahibi olabilir.
Şu ya da bu şekilde birilerine dayayarak sırtını çok büyük yayın sahibi de olabilirler.
Ancak ve sadece herkes gazetecilik ruhunu, kültürünü, tılsımını taşıyamaz.
Elini vicdanına koyduğunda (Tabi bundan yoksun olanlara diyecek söz yok) oradan gelecek ses çok önemlidir.
İşte o ses size her şeyi söyler, içten içe fısıldar.
Yazdığınız haberlerde ve makalelerde güçlüyü mü haklıyı mı savunduğunuz.
Yanlı mı tarafsız mı kalem oynattığınız.
Doğruyu mu yanlışı mı ilke edindiğiniz!
Namusluyu mu namussuzu mu kolladığınız.
Kendi çıkarınızı mı halkın çıkarını mı önemsediğinizi vicdanınızdan gelen o ses sayesinde öğrenirsiniz.
Bu sesin hesabını verebiliyorsanız mesele yok.
 
Politikacı!
 
Politika yapmakta böyle bir şeydir.
Demokrasi sayesinde inanılmaz güçler kazanırsınız.
Artık çevrenizde bir sürü emir verebileceğiniz insanlar vardır.
Gittiğiniz yerde baş köşeye oturtulursunuz.
Saygı görürüsünüz.
Eliniz ayağınızı yalayanlar olacaktır.
Önünüzde eğilip yüzünüze güler herkes.
Siz bunların hepsini sahici zannedersiniz.
Fakat tam bu şaşalı günlerinizde sizi eleştirenleri, yanlışınızı görenleri, söyleyenleri, boğmaya, öldürmeye, yok etmeye kalkarsınız.
Daha dün bu kişilerin sizin için hayatlarını ortaya koyduklarını unutmuşsunuzudur.
Koltuk sevdası kör etmiştir sizi!
Vefa sizin için bir semt adı olmuştur artık.
Bu sanal gücünüzün sonsuza dek süreceğini zannedersiniz.
Bakın bakalım çevrenize etraf sizin gibi kendisini dün hint kumaşı zannedenlerle dolu.
Onlara bakarak ders alın bari.
Adam olun!
Koltuğun esiri olmayın, koltuğun gücüne itibar edenleri esir alın.
Taki bir gün gerçekle yüz yüze geldiğinizde.
Anlınıza yiyeceğiniz gerçeğin tokadı sizi azıcık rüyanızdan uyandırsa da artık iş işten geçmiştir.
Günaydın!
 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *