CHP'yi kıymetini bilenler yönetmeli
CHP'de milletvekili aday adayı olmak için istifa eden 11 ilçe başkanından biri de Avcılar İlçe Başkanlığı'nı 12 yıl yapan Bayram Acar. “12 yıl ilçe başkanlığı yeter, bundan sonraki yaşantımda milletvekili olup Türkiye'ye hizmet etmek istiyorum” diyen Acar, adayların belirlenmesinde mutlaka ön seçim yapılması gerektiğini söyledi. Acar, “Bu partiyi kıymetini bilenler, partinin hayata dokunuşunu bilenler, yönetim anlayışını bilenler yönetmeli. Öbür türlü olmaz çünkü bu kurumsal kimliği ön plana çıkarmayan insanlar milletvekili değil ne olursa olsun yarın çıkarına ters düştüğü an partiyi bırakıp gider. Ki bunun örneklerini bugün görüyoruz” diye konuştu.
12 yıl ilçe başkanlığı yaptınız. Şimdi de milletvekili olmak istiyorsunuz, neden?
Ben o kapıların tamamını hizmet kapısı olarak görüyorum. Burada ki ilçe başkanlığının uzun soluklu olmasının altında yatan espri de bu. Ben ilçe yönetimine 1999'da geldiğimde Avcılar'da üçüncü partiydik. Birinci DSP, ikinci ANAP ve üçüncü de biz olduk. Daha sonra ilçe başkanlığı yapan Yılmaz Taştan, İsmail Sarıtepe, Cafer Çınar ile çalıştım. Daha sonra ilçe başkanı oldum. 12 yılda da hiç oy kaybetmedik, partimizin oyunu yükselttik. Ama artık Avcılar'da başarılı olmamız yetmiyor. Ben istiyorum ki İstanbul'da, Türkiye'de başarılı olalım. Bu bir bayrak yarışı. 12 yıl ilçe başkanlığı da yeter, yaşım daha genç; bundan sonraki yaşantımda da milletvekili olarak Türkiye'ye hizmet etmek istiyorum.
CHP'nin mevcut milletvekillerini nasıl buluyorsunuz?
Bizim bölgemizde 10 tane milletvekilimiz var, 6 – 7'sini taban bilmez, tanımaz. Bir iki kişiyi tanır. Rahmetli Mevlüt Aslanoğlu çok iyi bir vekildi, bundan sonra onun yerini dolduracak kişinin de çıkacağını zannetmiyorum. Mevlüt Ağabey, milletvekili olduktan sonra gerçek anlamda halkın vekili oldu. Bir kere telefonu açmadığını veya geri dönmediğine hiç rastlamadım. Sadece bana değil tüm ilçe başkanlarına, örgüt üyelerine, halka karşı da böyleydi. Düşünebiliyor musunuz, üçüncü bölgedeki muhtarlar mezarında mevlüt okutmuş. Ne ailesinin ne de CHP'nin haberi var.
Çıkarına ters düşen gider
Siz de kendinize örnek olarak Aslanoğlu'nu mu örnek alıyorsunuz?
Aynen, zaten öbür türlü olmaz. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi'ni Cumhuriyet Halk Partililer yönetmeli. Bu partiyi kıymetini bilenler, partinin hayata dokunuşunu bilenler, yönetim anlayışını bilenler yönetmeli. Öbür türlü olmaz çünkü bu kurumsal kimliği ön plana çıkarmayan insanlar milletvekili değil ne olursa olsun yarın çıkarına ters düştüğü an partiyi bırakıp gider. Ki bunun örneklerini bugün görüyoruz. Ama bu partinin gençliğinden başlayıp tepeye kadar emek vermiş, alın teri dökmüş, mücadele etmiş insanların bir tanesinin partiye yanlış yapacağına inanmıyorum.
Görüştüğüm tüm aday adayları ön seçim istiyor. Siz ne diyorsunuz?
Zaten biz ön seçim var diye istifa ettik. Biz Genel Başkanımızla, partinin yetkilileri ile görüştük, Genel Başkanımız televizyonlarda ön seçim olacağını hatta kendisinin de ön seçime katılacağını söyledi. Bu ön seçim olacak anlamına gelmez mi? Ön seçim olacak diye istifa edip bununla ilgili çalışmalarım devam ediyor. Üçüncü bölgede 70 bin üye var, gücümüz yeterse hepsine ulaşıp kendimizi anlatacağız. Bir 70 bin üyeye kendini ifade etmek var, bir de partinin en tepesine gidip ifade etmek... Hangisi daha mantıklı, daha demokratik, daha örgütçü, daha örgütlü toplum yaratır. Ön seçimin yerini hiçbir şey tutmaz. Çünkü partiyi şaha kaldırır, üzerindeki o ölü toprağını atar, pasivize edilmiş algıyı ortadan kaldırır. Üye, kendisine danışıldığını gördüğü için daha mutlu olur.
Kılıçdaroğlu ile devrim yaşandı
Siyaset genel olarak çok farklıdır ama CHP'de siyaset çok daha farklıdır. Her an herşey olabilir. Son anda ön seçim olmazsa bunun örgütteki tepkisi nasıl olur?
Siyaset farklıdır dediniz, CHP'de daha farklı... O 'daha farklıdır'a Kılıçdaroğlu nokta koydu. CHP'nin tüzüğü tüm siyasi partilerin tüzüklerinden çok daha demokratik. Artık partinin üyesi, ili, ilçesi yukarıda ağabey abla derdinde değil, 'benim tüzüğüm var' diyor. Partili vatandaşın yukarıdakilerin iki dudağı arasında değil. Kılıçdaroğlu ile bir devrim yaşandı ve parti demokratik bir tüzüğe kavuştu. İnsanlar ve yönetim tüzüğe riayet ediyor; yarın ne olacağını artık hepimiz biliyoruz. Bu nedenle ön seçim tüzükte var ve yapılacak.
Kimi çevreler de ön seçimde hemşehricilik ya da mezhepsel bağ nedeniyle haksızlıklar yaşanacağını söylüyor. Siz böyle bir duruma ihtimal veriyor musunuz?
Küçükçekmece'de yerel seçimlerde Trabzonlu olan Kemal Çebi liste başı oldu. İlçede 94 tane Trabzonlu üye var. Büyük oranda Alevi var, Çebi Alevi değil. Beylikdüzü'nde Ekrem İmamoğlu, Trabzonlu. Üyenin belki yüzde 10'u hemşehrisi ve yine Alevi üye sayısı çok fazla. Ama İmamoğlu fark attı. CHP'ye oy veren insanların yüzde 70 – 80' Alevi kökenli insanlar, parlamentodaki vekillerin çoğunluğu Sünni. Bir tanesi de demiyor ki, ben niye ona oy vereyim diye... Ben Gümüşhaneliyim, Avcılar'daki nüfus dağılımına baktığımızda 20. sırada belki ama 12 yıldır ilçe başkanlığı yapıyorum. Bizde böyle bir şey olmaz; din, dil, ırk, millet, mezhep, memleket ayrımı yapılmaz. Böyle bir düşünce CHP'ye yakışmaz. Sol, sosyal demokrat, evrensel düşünce içinde olan bir partide bunların konuşulması bile doğru değil. Bunları hala söyleyen varsa da çok ayıp ediyor. Bizim partililerimiz birini seçerken onun ehil olmasına dikkat ediyor; memleketine ya da mezhebine değil.
Esenyurt eskiden böyle miydi?
Ön seçim olur, listeye girer ve seçimi kazanırsanız İstanbul milletvekili olacaksınız. Bugün İstanbul'a baktığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz, çözülmesi gereken sorunları neler?
Ben baktığımda bir İstanbul göremiyorum, İstanbul'u kaybettik. Acı ama gerçek olan bu. Halen bu yapılanları zeka özürlü insan yapmaz. İstanbul'da nefes alacak yer bırakmadılar. 3. Köprü inşaatı bile AKP'nin zihniyetini ortaya koyuyor. Dünyanın dört bir tarafında yol yapılıyor ama bu yapılırken doğa katledilmiyor. Teknoloji gelişti; dağlar deliniyor, vadilerde viyadük yapılıyor. Köprüyü yine yap, buna karşı değiliz ama doğayı da mahvetme. İnsan biraz Allah'tan korkar, ormanların tamamını katlettiler. Kentler öyle bir hal aldı ki insanlara değil araçlara hizmet ediyor. Sokaklar, kaldırımlar, en ufacık boş alanlar otoparka dönmüş durumda. Kaldırımlarda insanlar yürüyemez halde. Şehir ne yazık ki metropol bir kent değil. Trafik bir keşmekeş. İnsanlar ömrünün yarısını trafikte geçiriyor. Sadece o dur kalklardan İstanbul'da israf olan yakıt, ben eminim Sivas'ın bir günde kullandığı kadar benzin harcanıyordur. Hem ömrümüz bitiyor, hem de milyonlarca dolara aldığımız yakıtı da boşa harcıyoruz. Esenyurt'u görüyorsunuz, eskiden sosyal demokrat yönetim varken böyle miydi? Avcılar'da aynı kirlilik var mı, hiç parsel bazında plan tadilatı var mı? Birkaç tane bina var onlar da Büyükşehir'in kararı ile yapıldı. Yazık bu memlekete... Adamların gözü paradan başka bir şey görmüyor, her şeye ticaret gözlüğüyle bakıyorlar, kent bilinci toplumsal yaşama bilinci yok, ben yaptım oldu mantığı var.
Siz nasıl bir vekil olacaksınız?
Ben milletvekili olursam bunların tamamının takipçisi olacağız. Rahmetli Mevlüt Aslanoğlu'nun belki yarısı kadar yapamam ama ben o yolda ilerleyeceğim. Çünkü kendime onu örnek aldım. Topal karıncaya sormuşlar, nereye gidiyorsun diye. Hacca demiş. O topal bacakla nasıl gideceksin dediklerinde, 'olsun o yolda ölürüm ya' cevabı vermiş. Bu da böyle... Ben de bu yolda Aslanoğlu'nu kendime ışık tutan biri olarak görüp öyle hizmet edeceğim. Kimin ne sorunu varsa yanında olacağım. Bunun mücadelesini veriyorum. Başarırım başaramam o ayrı bir şey. Başaramazsam da başaran arkadaşların arkasında ceketimi düğmeler onların başarılı olması için sonuna kadar çalışırım.
Yani listeye giremezseniz küsme, darılma olmayacak...
Hiç önemli değil, benim o listeye mutlaka girmek gibi bir kaygım yok. Ben bu yola baş koydum, nefesim yettiği müddetçe ben sosyal demokratların başarılı olması için mücadele edeceğim, enerjimi bu yolda harcayacağım. İnşallah da ölmeden iktidar oluruz.
Meyve veren ağaç taşlanır
Bayram Acar dendiğinde sempatik bulan da var, çok antipatik bulan da...
Bizde bir laf var, meyve veren ağaç taşlanır diye. Onlar benim için gül atıyorlar. Siz yıllardır bu bölgede gazetecilik yapıyorsunuz, ben de 12 yıldır ilçe başkanıyım. Benim bir tek gün o sosyal medyada yazanlara, basın açıklaması yapanlara cevap verdiğimi, medyada bu konularla ilgili açıklamalar yaptığımı gördünüz mü? Onlar taş atar ama o taş bana gül gibi gelir. Haklı yönleri yok mu, elbette. Ben 3 dönemdir ilçe başkanıyım, her dönem 100 – 150 kişi meclis üyeliği için başvuruyor ama 20 kişi seçiliyor. Geriye kalan 130 kişi ne yapıyor, onun benden ne fazlası var deyip vayy Bayram Acar tukaka... 3 dönem bunu yaşayınca seni sevmeyenlerin sayısı doğal olarak artıyor. Bu dönem 12 tane belediye başkan aday adayımız vardı, biri oldu 11'i olmadı. Halen Erhan (Bozan) benimle konuşmuyor. Benim elimde sihirli değnek mi var sanki, belediye başkan adayını ben belirleyeyim. Genel Merkez 'aday bu' dediğinde yapacak iki şey var; ya durup o adayla çalışacaksın ya da gideceksin. Ortası olmaz bunun, ortası partiye ihanet olur. Genel Merkez atadı başımın üzerinde dediğin an çıkıp çalışacaksın ve seçimi kazanacaksın. Bizim partililerimiz dahi Avcılar'da seçimi kaybettiğimizi söylüyordu. Ama ne oldu, seçimi kazandık.
Seçimin sonuçlarını nasıl örgürüyorsunuz?
Ben 8 Haziran'da Yunanistan'da yaşananları yaşayacağımız tahmin ediyorum. Ülke her geçen gün kötüye gidiyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle yönetim anlayışı yok. Tapeler, konuşmalar ortada... Eskiden Türkiye'de 5 tane dolar milyarderi vardı onlar da sanayiciydi, ürettiği mamüller ortadaydı. Şimdi 50 tane dolar milyarderi var. Hiçbirinin üretimi yok sadece müteahhitlikten dolar milyarderi oldular. Onlarda 'bu milletin bilmem ne yapayım' diyor. Genel Merkez dilerim Cumhuriyet Halk Partililer ile partiyi yönetsin, emek vermeyenleri bir yere taşımasın. Taşısın ki yarın kendi partisine ihanet edecek adam çıkmasın. CHP yönetimi tüzüğü uygulayıp ön seçim yaparsa bu parti şaha kalkar. Elbette Genel Başkanımızın bir kontenjanı olacak ve onun seçtiklerine biz saygı duyarız. Ama onun da bu örgütün seçtiklerine saygısı olsun.
Başkanlar da sokakta olacak
Geçmiş dönemlerde CHP'li belediye başkanlarını genel seçim çalışmalarında çok göremezdik. Bu dönem farklı olacak mı?
Cumhuriyet Halk Partililer yerel seçimlerden büyük ders çıkarmalı. Bu seçimde adayların tamamı CHP'nin içindeydi ve bugün baktığımızda Bakırköy, Maltepe, Bakırköy, Kadıköy, Avcılar gibi tüm belediyelerimiz çok iyi çalışıyor. Önümüzde bir genel seçim var ve bu belediye başkanları kendileri adaymış gibi çıkıp sokakta çalışacak, bir sinerji yaratacaklar. Çünkü bunlar örgütün içinden gelen isimler. Bunlar olursa bizim seçimi kaybetme durumumuz olur mu? Ben bundan önceki belediye başkanımın arkasından konuşmak istemiyorum ama söylemem de gerekiyor. Genel seçimlerde 17 tane seçim irtibat bürosu açmıştık, bir kez olsun ziyaret et diye adeta yalvardım. 'Senden maddi manevi hiçbir şey istemiyoruz sadece bir kez olsun gel; çok durma, uğra bir çay iç git' dedim ama yaptıramadım. Sanki bizim partilimiz değilmiş gibi bir tanesine bile uğramadı. Çünkü partililer o zaman moral buluyor, motive oluyor. Buna rağmen biz burada seçim aldık. Bu dönem böyle mi olacak? Belediye başkanımızla ilçe başkanımız uyum içinde. Bu kez Belediye Başkanımız ilçe yöneticilerimize 'çalışın' diye baskı yapıyor. Bu nedenle bu seçimde özellikle İstanbul açısından çok şey değişecek.
“Avcılar Belediyesi'nin son 1 yıllık performansını değerlendirdiğinizde karşınıza ne çıkıyor?” Belediye Başkanı Handan Toprak'a bir yıl süre verdiklerini belirterek, “Burada sosyal demokrat bir belediye vardı ama başkanı değişti. Bir yılda belediye ancak oturur. 1999'da Mustafa Değirmenci DSP'den belediye başkanlığını kazandığında o zaman ki ilçe Başkanımız Yılmaz Taşdan meclis üyelerine 'bizim partimiz olmasa bile sosyal demokrat bir belediye başkanı kazandı. Koşulsuz kendisine bir yıl destek vereceğiz' dedi. Öyle de yaptı. Biz de aynı şekilde davranıyoruz. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır, yaptıklarını gözlemiyoruz. Kendisine saygı duyuyoruz, çalışmalarının sonuna kadar arkasındayız. Bu bir yıl içinde konservatuar gibi çok güzel projelere imza attı” dedi.
Tüm işler tek firmada toplandı
Temizlik ihalesine de değinen Acar, “Bununla ilgili çeşitli spekülasyonlar oldu ama biz bunların peşine takılmadım ve de kurmuş olduğu sistem eskisinden çok daha iyi. Eskiden park bahçeleri başkasında, akaryakıtı başkasında, konteynırı başkasında, araç belediyenin kimi başka firmanındı. Şimdi hepsini bir yerde topladı, benim muhatabım sensin. 100 lira mı, al sana 110 lira ama problem istemiyorum, dedi. Bunu kriter olarak ortaya koydu ve bunun doğrultusunda çalıştı” ifadesini kullandı. Acar, “Çöp ihalesinin geçen yıllara oranla çok yüksek rakama bir firmaya verilmesinin bundan mı kaynaklandığını söylüyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verdi, “Yani, evet. Rakamları tam billiyorum. Çünkü belediye başkanını koşulsuz destekledik ve onun doğru şeyler yaptığına inanıyorum. 24 saatin 20'sinde sokakta, halkın içinde görüyorum. Sürekli bir koşturmaca halinde. Cumartesi, Pazar'ı, özel hayatı yok. Belki de hiç izin yapmadan bilfiil çalışıyor. Bizim görevimiz ne, çalışıyorsa ona destek olmak.”
KELİME OYUNU
Aile: CHP
Çocuk: Burada büyüdüğüm için CHP
Siyaset: Hizmet makamı
İstanbul: İçinden çıkılmaz bir şehir
Türkiye: Cennet vatan ama iyi yönetilmiyor
Dostluk: Samimiyet
Geçmiş: Mazide kaldı
Gelecek: Umut
Muhalefet: Demokrasi
İktidar: Hizmet
CHP: Umut
AK Parti: Karanlık
KAYNAK:GAZETE İSTANBUL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.