DSP adeta kendi kendini feshetti

DSP adeta kendi kendini feshetti
Geçen hafta sonunda yıllarca çatısı altında siyaset yaptığı DSP ile yollarını ayıran Büyükerşen, eski partisini şu sözlerle eleştirdi: Yıllarca destek görmedim. Sırtımda taşıdım. Artık ortada DSP diye bir parti kalmadı, misyonunu tamamladı

ESKİŞEHİR Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, feçen hafta istifa ederek yollarını ayırdığı DSP'yi çok ağır ifadelerle eleştirdi. Büyükerşen, partinin kurucusu eski Başbakan Bülent Ecevit'ten sonra en küçük destek almadığını söyledi. DSP'nin süreç içinde misyonunu tamamladığını da ifade eden Büyükerşen, 'DSP halk desteğini kaybetmiştir' diye konuştu. Önümüzdeki günlerde CHP'ye katılmasına kesin gözüyle bakılan Eskişehir'in efsane başkanı Büyükerşen'in, AKŞAM'a özel açıklamaları şöyle:

GÖLGE ETTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORLARMIŞ
 Ne yazık ki, günümüzde partiler, bir kişinin veya grubun keyfi biçimde yönlendirdiği kurumlara dönüştü. Beni disiplin kuruluna sevk edecek olanların, partiden ihraç etmeye de güçleri yeter. Yani DSP'den istifa etmekten başka bir seçeneğim zaten kalmamıştı. Birkaç gün önce DSP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hasan Macit'e, seçimlerde diğer sol partilerle işbirliği imkanlarının aranması gerektiğini söylemiştim. Zannediyorum bu konudaki ısrarım parti yönetimini rahatsız etti. Sudan bir bahane icat edip benden kurtulmak istediler. Zaten yaptıkları açıklamada da, 'gölge etmesin, başka ihsan istemez' gibi bir ifade vardı, hatırlayacaksınız. Benim partiye gölge ettiğimi düşünüyorlarmış demek ki...

EN UFAK DESTEK GÖRMEDİM
DSP benim siyasete atıldığım parti. İlk kazandığım seçimde, rahmetli Ecevit'in ve DSP'nin büyük desteğini gördüm. Ancak ondan sonraki seçimlerde DSP'den en küçük destek gelmedi. Bırakın destek almayı, DSP'yi Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun'la birlikte yıllarca sırtımızda taşıdığımızı düşünüyorum. Türkiye genelinde bazı ilçe belediyeleri dışında hiçbir varlık gösteremeyen parti, Eskişehir'de ve Ordu'da oylarını artırdı.

DSP MİSYONUNU TAMAMLADI
DSP, benim ilk seçildiğim parti olmaktan çıkmış, misyonunu tamamlamıştır. Rahşan Hanım'ın da böyle düşündüğünü çeşitli beyan ve davranışlarından biliyorum. DSP, Türkiye genelinde halkın desteğini kaybetmiş, adeta kendi kendisini feshetmiş bir partidir. Mevcut DSP'yi, birkaç kişinin kendilerine Ankara protokolünde bir yer edinmek için muhafaza etmeye çalıştıkları bir teşkilat olarak görüyorum. Ortada parti denebilecek bir kurum yok. Dolayısıyla da kendisine kırgınlık duyulacak bir parti yok.

GÖRÜŞ ALMADAN GEÇMEK OLMAZ
 CHP'den ilk defa davet almıyorum. Sayın Baykal genel başkanken de beni CHP'ye davet etmişti. Yani CHP, yabancısı olduğum, bana uzak bir parti değil. Bu da zaten kimse için sır değil. Ama her şeye rağmen, ben DSP listesinden seçime girdim ve kazandım. Bana oy verenlerin ve meclis üyesi arkadaşlarımın nabzını tutmadan, en azından kanaat önderleri aracılığıyla görüş alışverişi yapmadan, 'Ben CHP'ye geçiyorum' demek, onlara saygısızlık olur, siyasi etiğe yakışmaz.

Çorbada benim de tuzum olsun
Gençliğimden beri CHP çizgisine yakın oldum. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye için bir ümit oldu, bir şeylerin değişebileceği hissedildi. Dolayısıyla benim de çorbada tuzum olsun isterim. CHP'ye katılmam ülkenin içinde bulunduğu sorunların çözümüne bir şeyler kazandıracaksa, bu daveti severek kabul ederim. Her seçim döneminde bana başka partilerden de teklifler yapılır. Ama bugün için gerçek demokrasi, sosyal adalet, halkçı ve Atatürkçü laik Cumhuriyet anlayışıma en yakın parti olarak CHP görünüyor. Eskişehir'in CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, hizmetlerimi sürdürmek isterim.

CHP birinci parti çıkabilir
Türkiye'nin siyasi tarihine bakıldığında, asla seçim kaybetmeyecek gibi görünen DP, ANAP gibi partilerin, ikinci dönemin sonlarında yorgunluk belirtileri yaşadıkları ve nasıl geriledikleri görülecektir. Benzer bir yorgunluk şimdi AKP'de de bariz biçimde ortaya çıktı. Son derece yapay konularla gündemi zorluyor ve gerginlik yaratmaya çalışıyorlar. Bu da gösteriyor ki, hem kendilerine duydukları güven aşındı, içinden çıkılamaz hale getirdikleri problemler için sağlıklı ve doğru çözüm teklifleri yok. Bu şartlar altında Sayın Kılıçdaroğlu'nun şansı olduğunu düşünüyorum. Toplumda yükselen talebi karşılayabileceği duygusunu seçime kadar yükselterek koruyabilirse, CHP seçimden birinci parti olarak çıkabilir.

CHP'ye seve seve giderim
CHP'ye katılım konusunda 'yeşil ışık' yakan Büyükerşen, kendisine oy veren Eskişehirlilerin nabzını yoklamadan CHP'ye katılmasının saygısızlık olacağını vurguladı. CHP için 'gençliğimden beri çizgisine yakın olduğum parti' tanımlaması yapan Yılmaz Büyükerşen, 'Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye için bir ümit oldu.  Benim de çorbada tuzum olsun isterim. CHP'ye katılmam ülkenin içinde bulunduğu sorunların çözümüne bir şeyler kazandıracaksa, bu daveti severek kabul ederim' dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.