Düzey Göz hedef büyüttü
Bilgisayarların hayatımıza girmesiyle gözlük kullanan sayısında da önemli artış oldu. Öte yandan katarakt, göz tansiyonu, şaşılık gibi hastalıklar nedeniyle göz hastalıklarının tedavisi önem kazandı. Bu durum göz hastanelerinin artmasına ve büyük ilgi görmesine neden oldu. Yurtdışından bile hastaların tercih ettiği hastanelerden biri de Avcılar'daki Özel Düzey Göz Tıp Merkezi. 2006 yılında Op. Dr. Veysel Özateş ve Op. Dr. Mustafa Karakoç tarafından kurulan Tıp Merkezi farklı göz hastalıkları konusunda uzmanlaşmış kadrosu ile hizmet veriyor.
“Burada gözle ilgili aklınıza gelebilen tüm ameliyatları yapabiliyoruz ve yapmış olduğumuz ameliyatlarda yüzde 99.9'a varan başarı oranına sahibiz” diyen Op. Dr. Mustafa Karakoç, gelecekle ilgili önemli hedefleri olduğunu söyledi. Yeni yerler açmak istediklerini söyleyen Karakoç, Türkiye'nin göz hastalıkları tedavisinde Avrupa'nın önünde olduğunu belirterek, “Bu noktada yurtdışından daha fazla hasta getirmek adına oralarda pazarlama ekibi oluşturduk. Ancak bu nokta da hükümetin de desteğine ihtiyacımız var. Verilecek teşviklerle Türkiye'de ciddi bir sağlık turizmi oluşturulabilinir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi lazım” dedi.
Öncelikle hastaneniz hakkında bilgi verir misiniz? İstanbul'da çok sayıda göz hastanesi açıldı. Sizin farkınız ne?
Biz sadece göz hastanesiyiz. Çok branşı olan bir hastanede normalde bütün tahlil, tetkik ve ameliyatlar yapılamıyor. Ama bizim burada gözle ilgili aklınıza gelebilen tüm ameliyatları yapabiliyoruz. Böyle bir farkımız var. Normal bir hastanede bir bilemediniz en iyi ihtimalle iki göz hekimi çalışıyor. Ama bizde 6 göz hekimi var. Bu da branşlaşmayı oluşturuyor. Yani bir arkadaşımız göz kapakları ve gözün estetiğiyle ilgileniyor. Bir arkadaşımız daha çok şaşılıklar, göz tansiyonuyla ilgileniyor. Ben daha çok kataraktlarla ilgileniyorum. Başka bir arkadaşımız diyabete bağlı olan göz bozukluklarıyla ilgileniyor. Çocuklarla ilgilenen de başka bir arkadaşımız var. Yani daha spesifik bir branşlaşma olduğu için hastaya faydamızın daha iyi olduğunu düşünüyorum. Sonuçta buranın böyle bir artısı var. Burada çözümlenemeyecek olan çok az vakamız var. Her türlü ameliyat yapılabilen, yüksek standartlara sahip, ayrıca teknolojinin en yenisi ve en kalitelisi bizde. Buranın diğer yerlerden farkı bu şekilde özetlenebilir.
Öte yandan son dönemde özellikle göz hastalıklarıyla ilgili yurtdışından çok sayıda hasta Türkiye'yi tercih ediyor. Bir sağlık turizmi oluştu diyebilir miyiz?
Türkiye'de gözle ilgili çok fazla yol kat edildi. Dediğiniz gibi yurtdışından da çok sayıda hasta geliyor. Ama bunun artması için Türkiye dışında bir şeylerin yapılması gerekiyor. Ne yapılması gerekiyor derseniz, sağlık turizmi adı altında zaten devletin ve hükümetin şu anda teşvikleri var. Ama özellikle yurtdışından daha fazla hasta getirmek adına oralarda pazarlama ekibi oluşturduk ve yeni pazarlama ekipleri de oluşturuyoruz. Bu ekiplerin sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Sayısını arttırırken de belli bir maddi güce de dayanıyor. O amaçla devlete bir başvurumuz var. Hibe karşılığı bir takım ödenekler yapılıyor. Bunu kullanmak için başvuruda bulunduk, amacımız büyümek. Mümkün olduğu kadar doktor sayısını, teçhizat sayısını arttırıp yurtdışından Türkiye'ye hasta getirmek. Çünkü Türkiye çevre ülkeler arasında tıp olarak çok ileri bir seviyede. Avrupa'da yapılan ameliyatlardan çok çok ileri seviyede, daha başarılı ve kaliteli ameliyatlar yapıyoruz. Hazır bir potansiyelimiz mevcut bu potansiyelin değerlendirilmesi gerekiyor.
Yurtdışına daha çok açılmak gerek
Hükümet bu potansiyelin farkında mı?
Evet, hükümet de bunun farkında olduğu için son zamanlarda bu konuda bir teşvik veriyor. Bu potansiyelin yurtdışına açılmasının ve bu amaçla da yurtdışında sağlık turizmi Türkiye'ye hasta gelmesini amaçlıyorlar. Biz de o paralelde daha da büyümeyi amaçlıyoruz. Çünkü artık pazar Türkiye'de biraz daraldı, kurumların sayısı arttı. İlk zamanlarda bize çok yoğun bir şekilde olan talepler biraz daha azalmış durumda çünkü artık her tarafta hastaneler açıldı. O yüzden yurtdışında olan şeyler önem kazandı biz de bu amaçla böyle bir çalışma yapıyoruz. Fakat 2006 yılından beri başarılı bir şekilde hizmet verdiğimizden dolayı; birçok hastamızın tavsiyesi ile insanlar bize geliyorlar. 2006'dan beri yaklaşık 50 – 60 bin katarakt ameliyatı yapmışız. Bu insanlar aynı hastalığı yaşayan yakınlarını da bize getiriyor.
Gelecekle ilgili planlarınız neler?
Belirli bir hasta kapasitesine sahibiz ama daha büyümeliliz diye düşünüyoruz. Planlarımız büyüyerek daha büyük yerlere açılmak, yeni yerler açmak. Birkaç yere açılma konusunda ruhsatımız var. O ruhsatlarımızı da değerlendirmek istiyoruz. Bizim üstünlüğümüz şu, başarı yüzdemiz çok yüksek; yapmış olduğumuz ameliyatlarda yüzde 99.9'a varan başarımızdır. Hasta memnuniyetimiz çok iyi. Kaliteli ve memnuniyet esansına dayanan bir hizmet veriyoruz o konuda başarılı olduğunu düşünüyoruz.
Göz kuruluğunda artış var
Hastanede ciddi bir hasta yoğunluğu var. Önceden 'çok kitap okuma gözlerin bozulur' denilirdi. Şimdi 'çok bilgisayar başında durma gözlerin bozulur' deniliyor. Teknolojinin gelişimi göz hastalıklarını etkiledi mi?
Etkiledi tabi ki. Bilgisayar bir defa başlı başına göz için bir problem. En önemli özelliği de göz kuruluğu dediğimiz bir rahatsızlığa sebep oluyor. İnsanlar uzun süre bilgisayar ekranın baktıklarından dolayı göz kırpma hareketinde gecikme meydana geliyor ve böylece göz kurulukları oluşuyor. Bu ekranlar radyasyon yayan ekranlar gözün yapısına zararı olan ekranlar bilgisayar kullanımı, teknoloji tabi ki göz sağlığını olumsuz yönde etkilemiş durumda.
Hasta sayısında da artış var mı?
Var yani bilgisayar kullanan hastalarımız küçümsenmeyecek kadar fazla. Baktığımız hastaların yüzde 20'sine yakını bilgisayara baktığından dolayı meydana gelen problemlerden dolayı başvuruyorlar.
Gözler mutlaka dinlendirilmeli
Son dönemde artış yaşanan bir göz hastalığı var mı? Mesela kataraktın ya da göz tansiyonunun sayısı arttı mı?
Göz tansiyonu, katarakt değil de göz kuruluğu çok arttı. Bilakis katarakt güneş gözlüklerinin kaliteli bir şekilde kullanılmasından dolayı daha da azaldı diyebilirim. Göz tansiyonu zaten o normal doğal süreçte olan onların artışlarında da bir fazlalık olmadı. Strese bağlı olarak şeker hastalıkları oluştu. Şeker hastalığında direk olarak göze etkilerinden dolayı kanamalar oluştu. Günümüzde şeker hastalarını çok fazla miktarda görüyoruz bunların göze olan etkilerini yoğun bir şekilde görüyoruz ama en önemlisi bu sorduğunuz soruda göz kuruluğu oranları çok arttı bilgisayardan dolayı...
İnsanların göz kuruluğuna karşı bir önlem alma şansı yok mu?
Bilinçli olmak lazım. İnsanlar normalde direk olarak bilgisayara baktıkları için dakikadaki göz kırpma sayılarında azalma oldu. Gözümüzün ön tarafında kornea dediğimiz tabakada gözyaşı belli bir saniye zaman kalabiliyor. Kırpmadığımız taktirde bu gözyaşı yenilenemiyor ve gözyaşında bozukluklar meydana geliyor. Direk olarak gözün arka tarafındaki tabakaları, kornea tabakasını etkiliyor. İnsanlar beş on dakika bilgisayar ekranına bakıyorlarsa bir iki dakika da uzağa, boşluğa bakmaları gerekiyor. Direk olarak bir saat bir ekrana bakmak zararlı olduğunu bilerek uyarıcı bir şeyler yapabilirler. Çok yoğun çalışanyar için bir takım damlalar var, bunların da koruyucu etkisi bulunuyor. Göz kuruluğu olan insanlar bir de bilgisayar karşısında oldukları zaman onlar için daha büyük bir eziyet oluyor. Bir iki dakika bakmak bile çok şey yaptığı için onlar dışarıdan takviye suni gözyaşları almak zorunda kalıyorlar. Bilinçli olarak beş on dakika bakıyorsanız boşluğa bakın bir iki dakika tekrar dinlendirdikten sonra bakın.
Op. Dr. Mustafa Karakoç “Önümüz yaz... Hepimizin ihtiyacı ise güneş gözlükleri. Hala pazarda, üst geçitlerde, 1 milyoncularda gözlük satılıyor. Kalitesiz bir güneş gözlüğünün ne gibi zararları var?” sorusunu ise şöyle yanıtladı, “Güneş gözlüklerindeki esas ultraviyole ışınlarını süzme özelliğinin olması gerekiyor. Kaliteli olarak addettiğimiz gözlüklerde bu özellikler var. Ama çok ucuz, üst geçitlerde şurada burada satılan gözlüklerde maalesef böyle bir özellik yok. O camlar mikadan yapılıyor. Yani cam bile değil. Bunlar da gelen güneş ışınlarının zararları etkileri olan ultraviyole ışınlarını süzemiyor. Süzemedikleri için ultraviyole ışını direk olarak gözümüzün içine giriyor. Retina tabakasında ileride geriye dönüşümsüz hasarlar oluşturuyor. Hasarlar oluştuğu zamanda körlükler, göz tansiyonları, kataraktlar çok daha sık bir şekilde görülüyor. Kaliteli ultraviyole ışınını süzme özelliği olan güneş gözlüklerinin kullanılması şart. Kalitesiz güneş gözlüğü kullanmak kesinlikle çok zararlı.”
Katarakt çok önemli bir ameliyattır
Op. Dr. Mustafa Karakoç uzmanlık alanı olan katarakt ile ilgili de şu bilgileri verdi, “Katarakt bir ileri yaş hastalığı olup, sıklıkla 60 yaşın üzerindekilerde görülür. Katarakt yeni doğan bebeklerde, çeşitli metabolizma hastalıklarıyla beraber görülebilir. Katarakt tedavisi yapılabilir bir hastalıktır. Tıbbi ilaç, göz damlası, egzersiz ya da gözlükle yok edilemez. Tedavisi ancak cerrahi ile mümkündür. Tedavinin tek yolu gözdeki kataraktlı lensin saydam göz içi lensi ile değiştirilmesidir. Katarakt operasyonu başarı oranı çok yüksek bir ameliyattır. Modern tekniklerin gelişimi ile günümüzde 10 dakika süren katarakt ameliyatı; iğnesiz, narkozsuz ve hastanede yatmadan yapılabilmektedir. Ameliyat genellikle damla anestezisi ile ve mikroskop altında yapılmaktadır. Mikrocerrahi gerektiren çok önemli bir ameliyattır. Merkezimizde gerçekleştirilen FAKO tekniğinde göz içine 2.2 mm’lik kesiden girilir. Katarakt ameliyatı sırasında doğal merceğin gözün diğer tabakalarından zarar verilmeden ayrılması sağlanır. Saydamlığını yitirmiş göz içi merceği ultrasonik ses dalgaları yayan özel bir cihazla göz içinde parçalanarak emilir. Yapay, katlanabilir bir mercek göze yerleştirilir. Kesi küçük olduğundan dikişe gerek duyulmaz.”
Hastalarımız ailemizden biri gibidir
2006 yılında Op. Dr. Veysel Özateş ve Op. Dr. Mustafa Karakoç uzun yıllar tıp alanında edindikleri tecrübeler doğrultusunda ortak girişimde bulunarak Özel Düzey Göz Tıp Merkezi'ni hizmete açtı.
Avcılar E5 yolu üzerinde hizmet veren Özel Düzey Göz Tıp Merkezi'nin, Atatürk Havalimanı’na, çevre yollarına, metrobüs hattına yakın olması yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalar için de ulaşım kolaylığı sağlamaktadır. Merkezin hekimleri hastaları teknolojik cihazlardan faydalanarak, etik değerlerden ödün vermeden, doğru tanı ve tedavi yöntemlerini uygulamaktadır.
Op. Dr. Mustafa Karakoç, “Merkezimiz çalışanları olarak, hasta ve hasta yakınlarını anne, baba ya da çocuğumuz gibi ailemizden biri kabul eder ve gelen herkesi ilgi, sevgi, güler yüz ve hürmet ile karşılarız. Onların rahat etmesi için her zaman gerekeni yapmaya çalışırız. Hastalarımız, başka bir kuruluşa ihtiyaç duymadan, göz ile ilgili teşhis, tedavi, tetkik ve ameliyatlarını geniş hizmet yelpazesiyle hizmet veren Merkezimizde gerçekleştirebilmektedirler. Hizmetlerimizi daha geniş kitlelere sunabilmek amacıyla merkezimizde, özel sigorta kuruluşları, bankalar ve SGK mensuplarına hizmet verilmektedir” diyor.
KAYNAK: GAZETE İSTANBUL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.