Elie Saab kumaşlarını Türkiye'den alınıyor
İpek, üreten için de, satan için de, tasarlayan için de ve tabii giyen için de farklı bir kumaş. Bir kere sihirli. Kendinizi prenses gibi hissetmek istiyorsanız uçuş uçuş kabarık bir ipek elbise giymeniz yeterli. Elie Saab'ın Paris Moda Haftası'nda sergilediği o muhteşem elbiseleri bana hep aynı hissi veriyor. İhtişam, zarafet ve dişilik...
İpek kumaşlarla yaptığı tasarımlarla nam salan ünlü tasarımcının kumaşlarının bir kısmını Türkiye'den aldığını biliyor muydunuz?
Günümüzün prenseslerini giydiren Saab, özel tasarım kumaşlarını, merkezi Sultanhamam'da bulunan İpekçi Tekstil'e ürettiriyor.
Ülkemizde ise Dilek Hanif, Cengiz Abazoğlu, Hakan Yıldırım, Özlem Süer, Arzu Kaprol ve Tuvana Büyükçınar gibi ünlü tasarımcıların yanı sıra, Vakko, Roman, Park Bravo, Derishow gibi tekstil markalarıyla çalışan İpekçi Tekstil'in sahibi Mustafa Akın Özerdem ile görüşmek üzere geçen hafta Sultanhamam'daydım.
İPEK SABIR İSTİYOR
Sirkeci Postanesi'nin arka sokağına girip Emir Han'ı ararken tarihi binaların ve kumaşların ihtişamına kapılıp bir ara kendimi kaybettim. Osmanlı sultanlarının gösterişli elbiselerinin kumaşları buralardan alınıyordur, ne de olsa İpek Yolu'nun önemli bir durağı burası, diye düşünürken bir satıcının sesiyle irkilip Emir Han'ın önüne geldiğimi fark ediyorum. Tüm sokağa olduğu gibi bu hana da kumaşçılar hakim.
Ofisten içeri girer girmez, rengarenk kumaşlar hemen gözüme çarpıyor. Bazıları öyle gösterişli ki boncuklar, payetler, kurdeleler işlenmiş; üzerinize sarsanız elbise olur zaten. Zamane tasarımcıları ne kadar şanslı... Bu kumaşlarla hayaller sınır tanımıyor...
Kumaşların üstündeki pulların, payetlerin ve kurdelelerin bir kısmı el yapımıymış yani tek tek elde üretiliyormuş ve bu sabırlı insanlar Hindistan'da yaşıyormuş. Bir kısmı makine işiymiş ve Çin'de üretiliyormuş. Zaten ipeğin neredeyse tamamı Çin'den.
Mustafa Akın Özerdem'e 'peki ya bizim ipeklerimiz' der gibi bakınca, ipek kozasının Çin İmparatorluğu'ndan çıkarılmasının idam cezasıyla sonuçlandığı dönemde, bir Osmanlı tüccarın kavuğunda başlayan ülkemizdeki ipekböcekçiliğinin nasıl bittiğini şöyle anlatıyor: 'Bursa özellikle de Uludağ'ın etekleri, ipekböcekçiliği için çok uygun iklime sahip. Burada kozalar üretiliyor ve kumaş elde ediliyormuş ancak zamanla üretim durmuş, fabrika kapanmış. Hatta fabrika Türkmenistan'a taşınmış ancak orada da koza üretecek sabırlı insan bulunamadığı için makineler bir gün bir daha çalıştırılmamak üzere durmuş. Şu an sadece Ödemiş Birgi ve Antakya'da küçük el tezgahlarında dokunuyor. Türkiye'de ipek kumaş ne yazık ki tekstil sektörünü doyuracak kadar üretilmiyor.'
TIRTILDAN ELBİSEYE
Küçük bir tırtılın büyüyüp üst dudağından bir sıvı çıkaracak yeteneğe kavuşup, 2-3 hafta da koza örmesini beklemek ve kozayı parçalayıp çıkmadan, ipek kozasını ipliğe dönüştürmek günümüz insanı için oldukça sabır gerektiren bir iş. Zaten şu anda ipek üretiminde dünya lideri olan Çin'de bile üretim gittikçe azalıyormuş.
İşte bu nedenledir ki Özerdem, bu kadar zahmet ve sabırla üretilen ipeğin dünyada hak ettiği değeri hala buladığını söylüyor. Günümüzün sentetik kumaşlarıyla yarışabilmek için oldukça uygun fiyatlara satıldığını belirten Özerdem, uygun fiyat yakalayabilmek adına ipeğin farklı elyaflarla birleştirildiğini anlatıyor. İpek keten, ipek pamuk, ipek viskon yeni karışımlar...
Özerdem'den ipek üretiminin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu dinleyince bu kumaşa karşı ilgim biraz daha arttı. İpeğin gelecek yıllarda daha da azalacağını öğrenince gardırobum için ipeğe yatırım yapmaya karar veriyorum ki Özerdem uyarıyor: 'İpek tamamen doğal bir kumaş olduğu için bir ömrü var'
O zaman daha çok giymeliyim onları...
Ağırlığı yüzde 100 ipek olmak üzere çok farklı kumaşlar var İpekçi Tekstil'de. Tek tek boncuk işlenmişini mi ararsınız, yoksa kabartmalı bir efekte sahip kurdele nakışlısını mı? Bunları ürettirmek 2-3 ay zaman alıyormuş. Zira Çin'den gelen ham ipek kumaş, üzerindeki el işlemeleri için önce Hindistan'a gidiyor ardından Türkiye'ye gelip sonra üretim yapılacak ülkeye sevk ediliyor. Kumaş tasarımları için yurtiçinden ve yurtdışından desen tasarımcılarıyla ve tasarımcı firmalarla çalışıyorlarmış. Birçok kez Hindistan'a gidip oradaki tasarım ofisleriyle de haftalar süren çalışmaları neticesinde ortaya çıkıyormuş bu kumaşlar.
'Tasarımcılar, elinde kumaş tasarımlarıyla mı geliyor yoksa var olanla mı yetiniyor' diye soruyorum. Özerdem, 'Elie Saab gibi dünyaca ünlü tasarımcılar, kumaşı çizip özel üretim istiyorlar. O tamamen el çizimi veriyor, örnek kumaş ürettirip gönderiyoruz, onun üstünde değişiklikler yapıyor ve son haline ulaşıyor kumaş. Elie Saab için ipek kumaşın üstüne Hindistan'da el işi yaptırıyoruz' diyor. Saab'la nasıl çalışmaya başladıklarını ise şöyle anlatıyor: 'Lübnanlı bir iş ortağı vesilesiyle çalışmaya başladık. Ancak çalışabilmek için defalarca kapısına gidip geldim, yoksa bu ilişkiler o kadar kolay kurulmuyor. Böyle başarılı tasarımcılarla çalışmak ticaretin ötesinden büyük bir keyif. Son defilesinde Tuvana Büyükçınar ile çalıştık, kumaşlar geldiğinde öyle bir aşkla bakıyor ve sonrasında öyle tasarımlar yapıyor ki onun gibi tasarımcılarla çalışmak bize de çok şey katıyor.'
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.