Her gün seksle sekiz yaş gençleşin
Yayınlanma:
Herkesin beş önemli rakamsal değeri mutlaka bilmesi gerektiğini söylüyor Mehmet Öz; kilo, bel ölçüsü, kan basıncı, kolesterol ve kan şekeri. Ona göre uzun ve sağlıklı yaşamın ilk temel taşı bu. Sağlık gurusu olarak adlandırılan Mehmet Öz'ün önemli bir tav
Forbes onu 2011’in en etkili 3. kişisi seçti. Aslında o kadar çok ödül sahibi birisi ki dünya çapında izlenen, söyledikleri can kulağıyla dinlenen bir doktor. Amerika doğumlu ve orada yaşamasına karşın Türkiye’de de kökeni nedeniyle çok sevilen ve sahip çıkılan birisi. Geçen yıllarda haftada dört kez seks önerisi büyük yankı uyandırmış, babası Prof. Dr. Mustafa Öz de oğlunun bu önerisini yanlış bulduğunu söylemişti. İki Emmy ödüllü Dr. Oz Show programı Türkiye’de de yayımlanan Mehmet Öz, bu kez de her gün seksin insanı sekiz yaş genç gösterdiğini söylüyor. Bakalım bu önerisi nasıl bir yankı bulacak?
Kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, yeni sezon programı öncesi bizim sorularımızı yanıtladı.
- Televizyon programınız en çok izlenenler arasında ve iki Emmy ödülü aldınız. Başarınızın sırrı ne?
- Bu sadece benimle ilgili değil. İnsanların sağlıkları konusunda bilgi sahibi olmaya, hayatlarını daha sağlıklı ve iyi yaşamaya yönelik bir istekleri var. Bir doktorla ilişkide olmak ve ona güvenmek istiyorlar. Ben onlara sağlıklı olmak için gerekli olan basit ve kolay şeyleri öğretiyorum. Şovumda nasıl bir sunucu olunacağını ise Oprah’dan (Winfrey) öğrendim. Oprah bana insanları dinlemeyi ve onları olduğu gibi görebilmeyi öğretti. Şovumun 2. sezonu Türkiye’de Home TV’de gösteriliyor. Ve Home TV’de seyredilen ilk 5 program arasına girdi.
- 2 senedir The Dr. Oz Show’u sunuyorsunuz. Hasta hikâyeleriyle ilgili sizi etkileyen birçok bölüm olduğuna eminim. Sizin için unutulmaz olan bölüm hangisi?
- The Dr. Oz Show’un ilk sezonunda, Houston’da açtığımız ücretsiz kliniğe 2000 kişinin başka gidecek hiçbir yeri olmadığı için başvurması beni en etkileyen bölümlerden biridir. Biz, sağlık hizmeti almak için mücadele eden kişilere bir kapı açtık. Bu olay, bana, şova ve tüm ekibe çok güçlü bir amaç sundu ve şovun ilk sezonunun dönüm noktası oldu. 2. sezonda, insanlara kilo kaybına yardımcı olacak bazı programlar sunduk. Onlara kendi sağlıklarıyla ilgili bilmeleri gereken beş rakamı ve egzersiz programını öğrettik. Bir milyondan fazla kişi başvurdu. Bu bizim için çok önemliydi; böylelikle insanlara samimi ve dürüst bir şekilde doğru yolu gösterdiğinizde insanların katıldığını öğrendik.
- Sürekli kendine dikkat ederek yaşamak bir yerde sıkıcı olmuyor mu? Hani doya doya yiyip içmek, belki içkiyi fazla kaçırma isteği uyanmıyor mu? Siz ve aileniz böyle bir şey yaşadınız mı?
- Hayır. Yemek kutsal bir şeydir. Bizi bir araya getirir ve kim olduğumuzu belirler. Bizleri bir masa etrafında toplar, vücutlarımızı ve ruhlarımızı besler ve hastalık zamanlarında ilk ilacımızdır. Önemli olan bu konuda bilgili olmak ama sıkıcı olmamak. Kötü besinlere karşı bir isteğim olmuyor, bademli çikolata ve barbekü gibi bazı kötü favorilerim var. Ancak, seyircilerime öğrettiğim gibi, çocuklarımın da sevdikleri şeylerden az miktarda yemelerine izin veriyorum.
- Eşiniz ve çocuğunuza bu konularda baskı uyguluyor musunuz? Şunu ye, bunu yeme, spor yap, erken uyu gibi...
- Baskı doğru bir kelime değil. Biz, sağlıklı yaşam biçiminin normal olduğu bir aile ortamı yarattık. Bir baba olarak çocuklarıma nasıl yaşanması gerektiğini öğretmeliyim, ben de onlara bunu kendim uygulayarak öğrettim. Çocuklar bu alışkanlıkların normal olduğunu gördüklerinde baskı yapmak için bir gerek kalmıyor zaten.
- Size en çok sorulan soru nedir?
- En çok kilo kaybı ve yorgunlukla ilgili sorular soruluyor. Bu ikisi birbiri ile bağlantılı aslında ve toplumda en sık görülen problemler. Bu yüzden de en sık sorular bu konularda oluyor.
- Sağlıklı bir yaşamın temel taşları nedir?
- Size verebileceğim ilk ve en önemli ipucu sağlıklı beslenme ve kilonuzu kontrol altında tutmak olacaktır. İkincisi hareketli olun. Basit bir yürüyüş bile olsa her gün 30 dakika hareket edin. Egzersiz, güçlü ve yağsız bir vücut için gerekli, aynı zamanda uzun bir hayat için de. Son olarak, sağlık konusunda bilinçli olun ve sağlıkla ilgili rakamsal değerlerinizi bilin. Yaptırmanız gereken kan ve görüntüleme testlerini uygulamak, kanser, kalp hastalığı gibi hastalıkları ciddi boyutlara ulaşmadan evvel yakalamanıza yardımcı olacaktır. Bilmenizi istediğim 5 önemli rakamsal değer; kilo, bel ölçüsü, kan basıncı, kolesterol ve kan şekeridir.
- Sağlıklı yaşlanmada seksin yeri ve önemi nedir?
- South Wales tarafından yapılan bir araştırma haftada iki kez orgazma ulaşan ve aktif seks hayatı olan erkeklerin daha düşük ölüm riskine sahip olduklarını ortaya çıkarmıştır. Bu erkekler fizyolojik yaşlarına göre daha genç kalırlar. Eğer bu çalışmadan alınan sonuçlar doğruysa, haftada iki kez seks yapmak gerçek yaşınızı 1.6 oranında düşürüyor. Bu durumda, her gün seks yapan birinin 8 yaş daha genç kalma olasılığı ortaya çıkıyor. Bunun yanında, sağlıklı yaşlanma, stresten uzak, arkadaşlarınızla keyif alacağınız bir yaşam sürüyor olmak ve yaşadığınız hayattan mutlu olmanız ile de birebir ilişkilidir.
- Sağlıklı yaşlanmak ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Tıptaki gelişmeler sağlıklı yaşlanma ile ilgili bize iyi bir anlayış kazandırmakta ve 100 yaşından sonra da nasıl sağlıklı kalabileceğimizi anlatmaktadır. Bilim adamları yakın zamanda vücudumuzda bilinmeyen bir çeşit protein grubu keşfetmişlerdir. Sirtuin denilen bu genler yaşlanma karşıtı genler olarak işlev yaparlar. Sirtuinlerin diyabeti, kanseri, ömür uzunluğunu, kardiyovasküler hastalıklar ve nörodejeranasyon - Parkinson hastalığını etkileyen hücresel süreçlerin çoğunda etkili oldukları bilinmektedir. Sirtuin, kaslarınızın genç kalmanıza yardımcı olarak, yaşlandıkça enerji düzeyinizi yüksek tutmaya destek olur. Bu faydaları sağlamanın bir yolu sağlıklı beslenmenize dikkat ederek, ölçülü kırmızı şarap tüketimi ile gerçekleşebilir. Kırmızı şarap yaşlanma karşıtı olan antioksidanlarla yüklü olmasının yanında resveratrol içerir. Resveratrol, üzümlerde doğal olarak bulunan ve sirtuin uyarıcı bir maddedir. Doktorunuza danışarak kalori alımınızı vücudunuzun ihtiyacı kadarı ile sınırlayıp, ölçülü kırmızı şarap tüketirseniz, sirtuinin faydalarını iki katına çıkartabilirsiniz.
- Hem dünyayı gezen hem de bu konuda çalışmalar yapan biri olarak hangi ülke halkının sağlıklı yaşam konusunda ileri olduğunu düşünüyorsunuz?
- Japonlar, sadece daha uzun yaşamıyor aynı zamanda bizden daha zayıflar. Pasifik Okyanusu’ndaki bu küçük adada erkek ve kadınlar dünyada yaşam beklentileri en yüksek ve akciğer ve rahim kanserini en yüksek oranda yenen bir millet. Güneyde bulunan Okinawa şehri 100 yaşını geçmiş insanların en yoğunlukta yaşadığı bölgedir. Bunun nedenlerinden birisi Japonların dünyada en fit toplum olmalıdır. Birçok sebze, meyve, taze balık, düşük karbonhidrat ve yağ oranı olan yiyeceklerle beslenmeleridir. Bu batıdaki beslenme alışkanlıklarının tam tersidir.
Diğer en sağlıklı beslenme alışkanlıkları İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve Güney Fransa’da gibi Akdeniz ülkelerinde bulunur. Özellikle 1970’lerde daha da sağlıklı besleniyorlardı. Bu ülkelerin beslenmedeki başarısı düşük oranda doymuş yağ tüketmeleridir. Kardiyovasküler hastalıklar, kalp krizleri ve inme, doymuş yağ tüketimi ile birebir ilişkilidir. Akdeniz usulü beslenmede yağlar fındık, ceviz, balık ve bitkisel ürünlerden temin edilmektedir. Bunlara ilaveten, tam tahıllı ekmekler, sebze ve meyvenin bolluğu ve ölçülü şarap tüketimi bu beslenme biçimini sağlıklı kılar. Maalesef, bu bölgede yaşayanlar kendi geleneksel beslenme biçimlerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Günümüzde, işlenmiş gıdalar ve fast food zincirlerinin yaygınlaşması ve ucuz olması sebebiyle bu bölgelerde beslenme alışkanlıklarının doymuş yağ oranı yüksek ve işlenmiş gıdalara doğru kaymasına sebep olmuştur. Ancak yine de, geleneksel Akdeniz yaşam ve beslenme biçimi, Avrupa’da bulunan en sağlıklı yoldur.
- Kadınlar mı erkekler mi fizyolojik olarak uzun ve sağlıklı yaşar?
- Bütün gelişmiş ülkelerde ve azgelişmiş ülkelerin hemen hemen hepsinde kadınlar erkeklere göre 7 senelik bir oranla daha uzun yaşıyor. Bu cinsiyet farkı 100 yaş ve üstünde daha fark edebilir bir oranda. Dünyada 100 yaşını geçmiş kişiler arasında, kadınlar 9’da 1 oranında daha uzun yaşıyor. Bilim adamları, belirli yaş dilimlerinde erkek-kadın ölüm oranlarını takip ederek enteresan sonuçlara ulaşmaktadır. Örneğin, yaş aralığı 15-24 arasında olan erkeklerin kadınlara göre ölüm oranlarının 4-5 kat daha fazla olduğu ortaya konulmuştur. Bunun arkasındaki hipotez, bu yaş dilimindeki erkeklerin testesteron hormonunun fazlalığı ile kendilerini daha fazla riske atmalarından kaynaklanmaktadır. Motorsiklet kazaları, boğulma, cinayet, intihar vakaları bu yaş dilimindeki erkeklerde ölüm riskinin artmasına sebep olmaktadır. 24 yaşından itibaren erkek-kadın ölüm oranlarının birbirine çok yakın olduğu gözlemlenmektedir. 55-64 yaş aralığında erkekler de kalp hastalıkları, intihar, araba kazaları, kanser ve sigara ve alkol kullanımına bağlı hastalıklardan hayatlarını kaybetmektedirler. Yüzyıllardır, kadınlar erkeklere göre daha uzun yaşamaktadır. Ama daha uzun yaşamak daha sağlıklı yaşamak anlamına gelmiyor. Erkekler ölümcül hastalıklar nedeni ile hayatlarını kaybederken, kadınlar ölümcül olmayan diyabet, östeoporoz, artiris, depresyon gibi hastalıklar ile hayatlarına devam etmektedirler.
Kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, yeni sezon programı öncesi bizim sorularımızı yanıtladı.
- Televizyon programınız en çok izlenenler arasında ve iki Emmy ödülü aldınız. Başarınızın sırrı ne?
- Bu sadece benimle ilgili değil. İnsanların sağlıkları konusunda bilgi sahibi olmaya, hayatlarını daha sağlıklı ve iyi yaşamaya yönelik bir istekleri var. Bir doktorla ilişkide olmak ve ona güvenmek istiyorlar. Ben onlara sağlıklı olmak için gerekli olan basit ve kolay şeyleri öğretiyorum. Şovumda nasıl bir sunucu olunacağını ise Oprah’dan (Winfrey) öğrendim. Oprah bana insanları dinlemeyi ve onları olduğu gibi görebilmeyi öğretti. Şovumun 2. sezonu Türkiye’de Home TV’de gösteriliyor. Ve Home TV’de seyredilen ilk 5 program arasına girdi.
- 2 senedir The Dr. Oz Show’u sunuyorsunuz. Hasta hikâyeleriyle ilgili sizi etkileyen birçok bölüm olduğuna eminim. Sizin için unutulmaz olan bölüm hangisi?
- The Dr. Oz Show’un ilk sezonunda, Houston’da açtığımız ücretsiz kliniğe 2000 kişinin başka gidecek hiçbir yeri olmadığı için başvurması beni en etkileyen bölümlerden biridir. Biz, sağlık hizmeti almak için mücadele eden kişilere bir kapı açtık. Bu olay, bana, şova ve tüm ekibe çok güçlü bir amaç sundu ve şovun ilk sezonunun dönüm noktası oldu. 2. sezonda, insanlara kilo kaybına yardımcı olacak bazı programlar sunduk. Onlara kendi sağlıklarıyla ilgili bilmeleri gereken beş rakamı ve egzersiz programını öğrettik. Bir milyondan fazla kişi başvurdu. Bu bizim için çok önemliydi; böylelikle insanlara samimi ve dürüst bir şekilde doğru yolu gösterdiğinizde insanların katıldığını öğrendik.
- Sürekli kendine dikkat ederek yaşamak bir yerde sıkıcı olmuyor mu? Hani doya doya yiyip içmek, belki içkiyi fazla kaçırma isteği uyanmıyor mu? Siz ve aileniz böyle bir şey yaşadınız mı?
- Hayır. Yemek kutsal bir şeydir. Bizi bir araya getirir ve kim olduğumuzu belirler. Bizleri bir masa etrafında toplar, vücutlarımızı ve ruhlarımızı besler ve hastalık zamanlarında ilk ilacımızdır. Önemli olan bu konuda bilgili olmak ama sıkıcı olmamak. Kötü besinlere karşı bir isteğim olmuyor, bademli çikolata ve barbekü gibi bazı kötü favorilerim var. Ancak, seyircilerime öğrettiğim gibi, çocuklarımın da sevdikleri şeylerden az miktarda yemelerine izin veriyorum.
- Eşiniz ve çocuğunuza bu konularda baskı uyguluyor musunuz? Şunu ye, bunu yeme, spor yap, erken uyu gibi...
- Baskı doğru bir kelime değil. Biz, sağlıklı yaşam biçiminin normal olduğu bir aile ortamı yarattık. Bir baba olarak çocuklarıma nasıl yaşanması gerektiğini öğretmeliyim, ben de onlara bunu kendim uygulayarak öğrettim. Çocuklar bu alışkanlıkların normal olduğunu gördüklerinde baskı yapmak için bir gerek kalmıyor zaten.
- Size en çok sorulan soru nedir?
- En çok kilo kaybı ve yorgunlukla ilgili sorular soruluyor. Bu ikisi birbiri ile bağlantılı aslında ve toplumda en sık görülen problemler. Bu yüzden de en sık sorular bu konularda oluyor.
- Sağlıklı bir yaşamın temel taşları nedir?
- Size verebileceğim ilk ve en önemli ipucu sağlıklı beslenme ve kilonuzu kontrol altında tutmak olacaktır. İkincisi hareketli olun. Basit bir yürüyüş bile olsa her gün 30 dakika hareket edin. Egzersiz, güçlü ve yağsız bir vücut için gerekli, aynı zamanda uzun bir hayat için de. Son olarak, sağlık konusunda bilinçli olun ve sağlıkla ilgili rakamsal değerlerinizi bilin. Yaptırmanız gereken kan ve görüntüleme testlerini uygulamak, kanser, kalp hastalığı gibi hastalıkları ciddi boyutlara ulaşmadan evvel yakalamanıza yardımcı olacaktır. Bilmenizi istediğim 5 önemli rakamsal değer; kilo, bel ölçüsü, kan basıncı, kolesterol ve kan şekeridir.
- Sağlıklı yaşlanmada seksin yeri ve önemi nedir?
- South Wales tarafından yapılan bir araştırma haftada iki kez orgazma ulaşan ve aktif seks hayatı olan erkeklerin daha düşük ölüm riskine sahip olduklarını ortaya çıkarmıştır. Bu erkekler fizyolojik yaşlarına göre daha genç kalırlar. Eğer bu çalışmadan alınan sonuçlar doğruysa, haftada iki kez seks yapmak gerçek yaşınızı 1.6 oranında düşürüyor. Bu durumda, her gün seks yapan birinin 8 yaş daha genç kalma olasılığı ortaya çıkıyor. Bunun yanında, sağlıklı yaşlanma, stresten uzak, arkadaşlarınızla keyif alacağınız bir yaşam sürüyor olmak ve yaşadığınız hayattan mutlu olmanız ile de birebir ilişkilidir.
- Sağlıklı yaşlanmak ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Tıptaki gelişmeler sağlıklı yaşlanma ile ilgili bize iyi bir anlayış kazandırmakta ve 100 yaşından sonra da nasıl sağlıklı kalabileceğimizi anlatmaktadır. Bilim adamları yakın zamanda vücudumuzda bilinmeyen bir çeşit protein grubu keşfetmişlerdir. Sirtuin denilen bu genler yaşlanma karşıtı genler olarak işlev yaparlar. Sirtuinlerin diyabeti, kanseri, ömür uzunluğunu, kardiyovasküler hastalıklar ve nörodejeranasyon - Parkinson hastalığını etkileyen hücresel süreçlerin çoğunda etkili oldukları bilinmektedir. Sirtuin, kaslarınızın genç kalmanıza yardımcı olarak, yaşlandıkça enerji düzeyinizi yüksek tutmaya destek olur. Bu faydaları sağlamanın bir yolu sağlıklı beslenmenize dikkat ederek, ölçülü kırmızı şarap tüketimi ile gerçekleşebilir. Kırmızı şarap yaşlanma karşıtı olan antioksidanlarla yüklü olmasının yanında resveratrol içerir. Resveratrol, üzümlerde doğal olarak bulunan ve sirtuin uyarıcı bir maddedir. Doktorunuza danışarak kalori alımınızı vücudunuzun ihtiyacı kadarı ile sınırlayıp, ölçülü kırmızı şarap tüketirseniz, sirtuinin faydalarını iki katına çıkartabilirsiniz.
- Hem dünyayı gezen hem de bu konuda çalışmalar yapan biri olarak hangi ülke halkının sağlıklı yaşam konusunda ileri olduğunu düşünüyorsunuz?
- Japonlar, sadece daha uzun yaşamıyor aynı zamanda bizden daha zayıflar. Pasifik Okyanusu’ndaki bu küçük adada erkek ve kadınlar dünyada yaşam beklentileri en yüksek ve akciğer ve rahim kanserini en yüksek oranda yenen bir millet. Güneyde bulunan Okinawa şehri 100 yaşını geçmiş insanların en yoğunlukta yaşadığı bölgedir. Bunun nedenlerinden birisi Japonların dünyada en fit toplum olmalıdır. Birçok sebze, meyve, taze balık, düşük karbonhidrat ve yağ oranı olan yiyeceklerle beslenmeleridir. Bu batıdaki beslenme alışkanlıklarının tam tersidir.
Diğer en sağlıklı beslenme alışkanlıkları İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve Güney Fransa’da gibi Akdeniz ülkelerinde bulunur. Özellikle 1970’lerde daha da sağlıklı besleniyorlardı. Bu ülkelerin beslenmedeki başarısı düşük oranda doymuş yağ tüketmeleridir. Kardiyovasküler hastalıklar, kalp krizleri ve inme, doymuş yağ tüketimi ile birebir ilişkilidir. Akdeniz usulü beslenmede yağlar fındık, ceviz, balık ve bitkisel ürünlerden temin edilmektedir. Bunlara ilaveten, tam tahıllı ekmekler, sebze ve meyvenin bolluğu ve ölçülü şarap tüketimi bu beslenme biçimini sağlıklı kılar. Maalesef, bu bölgede yaşayanlar kendi geleneksel beslenme biçimlerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Günümüzde, işlenmiş gıdalar ve fast food zincirlerinin yaygınlaşması ve ucuz olması sebebiyle bu bölgelerde beslenme alışkanlıklarının doymuş yağ oranı yüksek ve işlenmiş gıdalara doğru kaymasına sebep olmuştur. Ancak yine de, geleneksel Akdeniz yaşam ve beslenme biçimi, Avrupa’da bulunan en sağlıklı yoldur.
- Kadınlar mı erkekler mi fizyolojik olarak uzun ve sağlıklı yaşar?
- Bütün gelişmiş ülkelerde ve azgelişmiş ülkelerin hemen hemen hepsinde kadınlar erkeklere göre 7 senelik bir oranla daha uzun yaşıyor. Bu cinsiyet farkı 100 yaş ve üstünde daha fark edebilir bir oranda. Dünyada 100 yaşını geçmiş kişiler arasında, kadınlar 9’da 1 oranında daha uzun yaşıyor. Bilim adamları, belirli yaş dilimlerinde erkek-kadın ölüm oranlarını takip ederek enteresan sonuçlara ulaşmaktadır. Örneğin, yaş aralığı 15-24 arasında olan erkeklerin kadınlara göre ölüm oranlarının 4-5 kat daha fazla olduğu ortaya konulmuştur. Bunun arkasındaki hipotez, bu yaş dilimindeki erkeklerin testesteron hormonunun fazlalığı ile kendilerini daha fazla riske atmalarından kaynaklanmaktadır. Motorsiklet kazaları, boğulma, cinayet, intihar vakaları bu yaş dilimindeki erkeklerde ölüm riskinin artmasına sebep olmaktadır. 24 yaşından itibaren erkek-kadın ölüm oranlarının birbirine çok yakın olduğu gözlemlenmektedir. 55-64 yaş aralığında erkekler de kalp hastalıkları, intihar, araba kazaları, kanser ve sigara ve alkol kullanımına bağlı hastalıklardan hayatlarını kaybetmektedirler. Yüzyıllardır, kadınlar erkeklere göre daha uzun yaşamaktadır. Ama daha uzun yaşamak daha sağlıklı yaşamak anlamına gelmiyor. Erkekler ölümcül hastalıklar nedeni ile hayatlarını kaybederken, kadınlar ölümcül olmayan diyabet, östeoporoz, artiris, depresyon gibi hastalıklar ile hayatlarına devam etmektedirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.