
Tuğçe Tatari ile öğle saatlerinde güzel bir mekanda buluştuk. Onu oldukça moralli gördüm. Tüm bu olup bitenlere rağmen rüzgarı arkasına almış ve sanki‘acımadı ki’ diyor. Gazetecinin cesur olanını severim, hele lafı eğip, bükmüyor ve karşımda olabildiğince açık konuşuyorsa daha da kıymet veririm. Tuğçe de öyle yaptı. Görüşlerine katılır ya da katılmazsınız orasını bilemem ama şu çok önemli; meslektaşların birbirini kötü günlerinde sahiplenmemesi ve meslek büyüklerimizin hatalı tavırları. Tuğçe’ye göre medyanın bu hale gelmesinin başlıca sorumluları onlar. Mesela NTV’ye çok kızgın. Açıkçası şaşırdım tepkisine, ona göre NTV ve benzeri bazı TV kanallarının ‘yatacak yeri bile yok’. TMSF sonrası Akşam Gazetesi’nde olup bitenlere ise hiç şaşırmıyor. Kendisini “hükümet mağduru gazeteciler” kervanında görüyor. Bakın neler anlatıyor. Neden umutsuz değil? Hükümeti hangi konuda sonuna dek destekliyor, hangi konularda oldukça sert eleştiriyor? Ben dinlemekten büyük keyif aldım. Dilerim aynı keyfe ortak olursunuz.
Tuğçe çok geçmiş olsun. Akşam Gazetesi’ne TMSF’nin el koyması sonrasında deyim yerindeyse gazetede büyük bir deprem oldu ve birçok isimle yollar ayrıldı. O deprem seni de sarstı. Peki ama neden, niye?
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *