Sigaraya karşı savaş açın!
Medicana Hastaneler Grubu, yeni geliştirilen Hipotermi tedavisinin Türkiye'deki sayılı adreslerinden. Onkoloji tedavisinde kullanılan Hipotermi, yüzde 40 başarı şansı oluşturuyor. Medicana İnternational İstanbul Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı ve grubun Onkoloji Koordinatörü Doç. Dr. Mutlu Demiray, “Hipotermi tüm tümörlerde uygulanabilen ve yan etkisi olmayan bir tedavi şeklidir” açıklamasında bulundu.
Son dönemde neleri değiştirdiniz?
Ben Medicana'ya 2014 yılının Temmuz ayında katıldım. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt ile görüşmelerimizde vizyonumuzun ortak olduğunu görünce Medicana'ya katılma kararımı aldım. Kafamdaki onkoloji konsepti standart onkolojiden biraz daha farklıydı. Türkiye’deki hem devlet hemde özel sektörün politikaları gereği herkes kemoterapiyi alabiliyor, fiziki imkanlar daha güzel ama hizmetin kalitesinde bir artış olmadı.
İnsan bir bütündür
Sizin onkoloji anlayışınız nedir?
Kanser hastası dediğiniz zaman kemoterapi, radyoterapi, ışın ve ilaç al demek yeterli olmamalı. Avrupa'da ve dünyada gündemde olan holistik, insanı bir bütün olarak ele alır. Aristo’dan itibaren bu böyledir. İnsan bir bütündür. İntegratif tedavi (destekleyici tedavi), modern onkoloji, radyoloji, kamoterapi, oksijen tedavisi, psikolojik destek veya sosyal destek, beslenme bir bütün ve hastayı bu konuların hepsinde desteklemeniz ve beslemeniz gerekiyor. Bir insanı hayattan izole edip bir kenara koyarsanız, o hastada başarılı olamazsınız. Bu yüzden onkoloji tedavisi bir bütün olarak ele alınmalı.
Kanserin alternatif tedavisi yoktur
Kanserin alternatif tedavisi yoktur. Kanser bütünsel bir tedavidir. Bugün geleneksel dediğimiz ürünler insanlık tarihinin süzgecinden süzülerek bu günlere gelmiştir. Onun için bu fikirleri de bir kenara koyacaksınız. Tümör oksijenli bir ortamda daha geç büyür. Bu yüzden oksijen tedavisinde organize etmeniz gerekiyor. Sistemin başında tıbbi onkolog olmazsa bu sistem yürümez. Modern onkolojik tedavi yapabilecek kişi tıbbi onkologdur.
Hipertermi'den bahsedebilir misiniz?
Bütün bunlarla birlikte çok önemli ve Türkiye’de olmayan bir tedavi yöntemi daha var. Hipertermi, ısıyla kanserin tedavisi. Tümör ısıtılınca tedavi oluyor ve bunu da biliyoruz. Parmenides M.Ö. 500’de “Eğer bana ateş oluşturabilme şansı verirseniz bütün hastalıkları iyileştiririm” demiş. Yaradan bile yaratmak için ısıyı kullanıyor. Bağışıklık sistemi en iyi 38,5 derecede çalışıyor. Vücudunuza bir mikrop girdiğinde ateşimiz çıkar ki bunu bertaraf edebilmek için bağışıklık sisteminin savaşma kabiliyeti artsın. Kanser hücresini ısıtabilirseniz hücrenin gardı düşer.
Kanserli hücreleri normal hücrelerden ayıran nedir?
Kanser hücrelerinin etrafında kale duvarları ve yağlı bir yapı vardır. Kemoterapi verdiğinizde, o hücrenin içine giremiyor, etki edemiyor. Işın da etki edemiyor. Hipertermi bu noktada çok önemli iş yapıyor. Yeni gelişen teknolojilerle, radyofrekans dalgalarıyla, elektromanyetik alan oluşturarak sadece tümörlü bölgeyi ısıtma imkanına sahipsiniz.
Sadece tümör hücresi ısıtılıyor
Hipertermi'nin avantajları nelerdir?
Selektif olarak tümör hücresini ısıtabiliyorsunuz. Kullandığınız manyetik alan farklı bir frekansta olduğu için normal hücreler etkilenmiyorlar. Hipertermiyi çok bilinçsiz kullanmadığınız ve doğru cihazı kullandığınız zaman neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Çünkü sistem kendi içerisinde güvenlik önlemleri almıştır. En fazla cilt altı yağ dokusunda yanma olabilir. Ama burada da hasta ısıyı hissettiği gibi yanmayı da hisseder. Hasta yanmayı hissettiği anda elinde bulunan düğmeye bastığı anda sistem devre dışında kalıyor. Farzedelim ki hasta uyuyor. Yakma riski olduğu noktalarda sisteme her dakika “iyiyim, devam et” onayı vermeniz gerekiyor. Siz bunun onayını vermediğiniz zaman sistem yine devre dışı kalır. Tümör varsa, ışın veya kemoterapi yapılıyorsa, bu hipertermiyle beraber yapıldığında ortalama yaklaşık yüzde 40 daha başarılı sonuç alınabiliyor. Hiçbir yan etki olmadan 1.8 kat daha başarılı olduğu gözlenmiştir. Özellikle radyoterapinin çok etkili olduğu tümörlerde hipertermi ile birlikte yapıldığında başarı şansı yaklaşık 2 kat artmakta.
Hipertermi nasıl bir tedavi şeklidir?
Tedavi genellikle bir saat sürüyor. Bir saatlik süreyi iki ayrı bölüme ayırıyoruz. Bir tanesi perfizyon yani önce verdiğimiz ilacın ve oksijenin tümöre gidişini arttıran ilk 20 dakikalık seans ki biz buna kanlanmanın artışı da diyoruz, arkasından da 40 dakikalık ısının arttığı ve tümör hücre duvarının eritildiği aşama. Oluşturduğumuz konsept bir bütünün parçaları. Eğitimli insan çok önemli. Yavaş yavaş personelimizi eğitiyoruz. Şuanda 5 tane onkoloji hemşiresiyle çalışıyoruz. Bu genellikle çok elde edilebilecek bir şans değildir.
Her tümörde uygulanabiliyor
Hipertermi her tümörde uygulanabiliyor mu?
Her tümörde uygulanabiliyor. Çünkü tümörlerin hepsi de oksijeni sevmez, sadece şekerle beslenir, dışlarında kalın bir zar vardır. Biz tomografi çektiğimizde bütün tümörleri benzer görürüz. Eğer farklı olsalardı bunları farklı görmemiz gerekirdi. Biryerde kanser var ve görüntülenebiliyorsa; kemoterapi, radyoterapi yapmanız gerekiyorsa bu hastaların hepsine hipertermi yapabilirsiniz.
Hipertermi tek başına kullanılabilir mi?
Hipertermi tek başına kullanılabilen bir tedavi şekli değildir. Radyoterapi de tek başına çoğu zaman kullanılmaz, kemoterapiye eşlik eder. Kemoterapi de ya ameliyattan sonradır ya ameliyattan öncedir yada radyoterapi ile birliktedir. Bunlar bir arada doğru şekilde kullanılmalıdır ki daha başarılı olsun. Önemli olan bunları doğru kombinasyonlarla bir araya getirmek. Holistik onkoloji dediğimiz hastayı bütünsel olarak ele almak gerekliliği dediğimiz nokta.
Hipertermi olmasa da olur mu?
Olur. Eğer 1.8 katlık avantajdan faydalanmak istemezseniz...
SSK ödüyor
Hipertermi Türkiye'de niçin çok yaygın değil?
Hipertermi için ayrı bir cihaz var. Radyoterapiyle belli sekanslarda belli sıralamalarda ve zaman dilimlerinde kullanılması gerekiyor. Rantabilitesi çok uygun olmadığı için değerlendirilmemiş bugüne kadar. Özel sektör, finans kısmını değerlendiriyor. İlginç ve trajikomik tarafı şu ki SSK ve özel sigortalar da bunu ödüyor. Amerika, Avrupa ve Japonya’da da geri ödeme kapsamında. Bizde ise kapsamı değişik. Sadece radyoterapinin altına alınmış durumda. Yani radyoterapi alırsa hipetermi hizmetinin ücretini karşılayabiliyor. Türkiye'de bu işin üst düzey sertifikalısı bir tek biz varız. Ben, hem Avrupa hem de Alman hipertermi üyesiyim. Sertifikalar bende var ancak ben de radyasyon onkoloğu değilim.
Burada söylesem gülecekler bana
Almanya’nın yaklaşım tarzı biraz farklı. Özellikle Amerika’da Kansas Üniversitesi Tıp Fakültesi İnternektif Medicine’de Bölüm Başkanı Sayın Jeanne Drisko yüksek doz vitamin C ile kanser tedavisi yapıyor. Burada söylesem gülecekler bana. Bu yaklaşımları bir araya getirmemiz gerekiyor. ESHO (European Socienty for Hyperthermic Oncology) derneği 35 yıldır var ve 30. kez yıllık toplantısını yapacak. Türkiye daha Hipertermi'den bihaber.
Hipertermi'yi nasıl getirdiniz?
Alman hipertermi derneği var ve başkanı Alman Türkü. Ülkesine katkı yapmak amacıyla Türkiye’ye gelip hipertermiyi tanıtmaya çalışmış ama “Bizim işimiz yolunda, sen uğraşma” cevabını almış. Ben Türkiye’den arayınca bize çok sahip çıktı. Alman Hiportermi derneğinin Başkanı Hüseyin Şahinbaş'da Ruhr Üniversitesinde. O sayede bu işe 3,5 yıl önce girdik.
Doğumuzdaki ülkelerin eğitim merkeziyiz
Hiportermi'de ne kadar yol kat edildi?
Hiportermi'de oldukça yol kat ettik ama bazı noktalar sancılı oldu. Mesela hiportermi ile ilgili bilirkişi aranıyor. Bir tek ben varım. Benim yaptığım işi bana da soramıyorlar. Almanya’dan DGHT sertifikam ve bu kliniğin sertifikalandırdığına dair belgem var. Şuanda Türkiye’de uluslararası alanda kabul edilen, sertifikalı tek merkeziz. Ve bizim doğumuzdaki ülkelerin eğitim merkeziyiz.
C Vitamini tedavisini uyguluyor musunuz?
C vitamini tedavisini uyguluyoruz. C vitamini yapısal olarak yüzde 90 oranında şekere benzer. Laboratuarlar bunları ayıramaz. Tümör de ayırt edemez. Tümör sadece şekerle besleniyor, damardan yüksek dozda c vitamini verildiğinde tümör bunu şeker sanıp alıyor.
C vitamininin tümörlü hücreye etkisi nedir?
C vitamini askorbik asittir. Tümör, onu enerji harcamasında parçalayıp kullanamaz. Ekmek şeklinde taş yemeye çalışmaya benzer. Damardan ve yüksek dozda kullanılmalı. Özellikle kemoterapiyle birlikte kullandığında çok daha iyi sonuçlar elde ediliyor. Şeker kullanıyorsa tüm kanser türlerinde ve hastalarında kullanılabiliyor.
Erken tanı niçin önemlidir?
Erken tanı çok önemli çünkü tümörü erken evrede yakaladığınızda birçok şeyi ortadan kaldırma şansına sahip olunuyor. Biz kemoterapiyle sadece olgun hücreleri öldürebiliyoruz. Tümörün kök hücresi kaldığında tekrar edebiliyor. Onun için daha tümör küçük ve yayılmamışken oradan alınıp çıkartılması gerekiyor.
1 cm altındaki tümör saptanamıyor
Erken tanı olamayan tümörler var mıdır?
Erken tanı olabilecek tümörler olduğu gibi ne yapılırsa yapılsın erken yakalanamayan tümörler var. Özellikle meme kanseri, rahimağzı kanseri, prostat kanseri erken dönemde yakalanabilen ve çok başarılı olan tedavilerdir. Bugün kanser erken tanı merkezleri var. Orada bunların eğitimleri veriliyor. 1 cm’in altındaki hiçbir tümörü biz de saptayamıyoruz. Dünya yüzeyindeki kanserlerin yüzde 15’i sadece enfeksiyon kaynaklı oluyor. Yaşanılan çevreden de kanser vakaları kaynaklanıyor.
Kanser olmayacak şekilde yaşayın
Sigarayı bırakın ve sigaraya savaş açın. Diğer önemli nokta ise; hayatınızdan şekeri çıkartın. Tümör, şekerle beslenir. Günlük glikoz alınımınızı mümkünse 100-150 gramın üzerine çıkartmayın. Buna bütün karbonhidratlar dahil. Son yıllardaki sigarayla savaş, kanser oranlarını azalttı. Sadece bu kadarını yaparlarsanız kanser riskinizi yüzde 50 azaltırsınız.
Hipertermi'yi getirdiğiniz de neler yaşadınız?
Ben Türkiye’ye hipertermiği getirdiğimde bazı doktorlar beni Sağlık Bakanlığı'na “Böyle bir tedavi yoktur” diye şikayet ettiler. O sırada da bir hasta hiportermi tedavisi için Türkiye’de yoktur diye yurtdışına sevk edilmiş. Yurtdışındaki derneklere başvurduğunuzda Türkiye’de hiportermi vardır, adresi de Mutlu Demiray’dır cevabını veriyorlar. Böylelikle o hasta da bizi duymuş ve buraya geldi.
Yeni gelişen başka teknolojiler var mı?
Yeni bir teknoloji daha geliştirildi. Kemoterapi ilaçları özel bir zarla kaplanıyor ve tümör dokusunda açılmasını sağlıyorsunuz çünkü bunlar ısıya hassas. Sadece 40 derecede açılıyor. Sadece tümör bölgesi ısıtıldığı için bu bölgede aktif oluyor. Böylece normal yan etkisi de ortadan kalkıyor. Bu ilaç henüz Türkiye’de yok. Nano teknolojinin gelişmesiyle başka şeyler de ortaya çıktı. Altın, ısıtıldığında 50 kat büyüyemebiyle en çok büyüyen moleküldür. Altına, Truva Atı gibi bir parça molekül bağlıyorsun ve onu tümör hücreleri yem olarak alıyorlar. Bölge ısıtılınca altın, tümör hücrelerinin içinde şişip patlıyor.
KAYNAK: GAZETE İSTANBUL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.