“Adına Aşk Diyorlar”

“Adına Aşk Diyorlar”
Yazar Yunus Arıkan’ın heyecanla ve bir solukta okuyacağınız yedinci kitabı “ADINA AŞK DİYORLAR” Yediveren Yayınları’ndan çıktı.
Yunus Arıkan’ın “Adına Aşk Diyorlar” kitabı çıktı.
 
Yazar Yunus Arıkan’ın heyecanla ve bir solukta okuyacağınız yedinci kitabı “ADINA AŞK DİYORLAR” Yediveren Yayınları’ndan çıktı.
1992 yılında çıkardığı “Al Gözlerini Avuçlarına” adlı kitabıyla yazın hayatına giren yazar Yunus Arıkan üç şiir, bir araştırma, bir adet köşe yazılarından oluşan deneme kitaplarının arkasından iki de romanı yayımlandı…
Yunus Arıkan’ın “Ne Zor Şeymiş Yaşamak” adlı kitabının birinci bölümünün üçüncü baskısı da tükendi.  Yazar aynı adlı kitabın ikinci bölümünün ocak veya şubat aylarında yayına gireceğini belirtti…
Son kitabı “Adına Aşk Diyorlar” üzerine konuştuğumuz Yazar Yunus ARIKAN Gazetemize bir kitap imzaladıktan sonra “Elbette yazmaya devam edeceğim” dedi.
MUSTAFA KÜPELİ: “Adına Aşk Diyorlar” nasıl çıktı bu yolculukta siz eşlik eden oldu mu?
Yunus ARIKAN: Yapımcı Şahin Aydıner kardeşim bir buçuk iki yıl öncesi bana; Yunus Hoca kısa film çekimi için bir senaryo yazar mısın?” demişti. Ben de deneyeceğimi söyleyip, bu kitabı yazmaya başlamıştım. O zaman adı belli değildi. 
MUSTAFA KÜPELİ: Bu kitabın adı neden “Adına Aşk Diyorlar?” Kitabı yazmaya başladığında veya o süreç içerisinde âşık mıydın da böyle bir ad koyma gereğini duydun?
Yunus ARIKAN: Ben hayıtım boyunca hep âşık oldum. Âşık olmadan yaşayamaz ki insan yaşasa da anlamı olmaz. Bu aşk yalnızca kadın ve erkeğin birbirine aşkı değil elbette… Ben bu kitabımda bir yazarın yeni ve eski aşk hikâyesini anlatmaya çalışıyorum.  Roman kahramanı olan yazarın Öğrencilik dönemlerinden beri birlikte olduğu, sonradan öğretmen olan aşkını kaybetmesiyle kendini iç dünyasına hapseden ve kimselerle görüşmeyen, görüşmeyi denese de bir türlü başarılı olamayan roman kahramanı yazarın, eski sevgilisine benzeyen ve aynı zamanda iyi bir okuru ve hayranı olan Belkıs’la tanışmasıyla başlayan bir değişikliğin hikâyedir.
Burada, romana kahramanı Yılmaz Yazgı’nın uzun bir aradan sonra kaybettiği sevdiğine fiziksel ve düşünsel olarak (bunu sonradan keşfediyor) benzeyen Belkıs ile tanışması sonrasında Yılmaz Yazgı’nın ikisi arasında yaşadığı gel-gitler anlatılmaktadır.
MUSTAFA KÜPELİ: Bu kitabı ne kadar zamanda tamamladınız?
Yunus ARIKAN: İki yılda tamamladım.
MUSTAFA KÜPELİ: Kitabınızda neyi anlatmaya çalıştığınız okura ne gibi bir mesaj vermek istediniz?
Öncelikle bilinen bir şeyi söyleyeyim. Aşk ve âşık olmak kolay bir şey değil. Aşk yakar, iz bırakır… Aşık olan insan işte o aşık olduğu şey neyse ondan kolay kolay da kopamaz. İşte ben bunu anlatmaya çalıştım… Ölenle ölünmediğini, ölenin yasının tutulması gerektiğini ancak hayatın da devam ediyor olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamak istedim. Bu düşüncem bir ok okuruma hoş gelmeye bilir ama ben böyle düşünüyorum. Biraz düşünüldüğünde (ki bunun nedeni kitabın içinde de anlatılmaktadır) bana hak vereceklerdir.
Ayrıca da aile bağları konusunu işlemeye çalıştım. Çekirdek ailenin birbirine bağlılığı o ailenin yaşam ömrünün daha uzun süre olacağını vurgulamak istedim.
Hiç kuşkusuz aşkın samimiyetinin ve inanmışlığının da göz ardı edilmemesi gerektiğini anlatmaya çalıştığımı sanıyorum.
MUSTAFA KÜPELİ: “Adına Aşk Diyorlar” kaç sayfadan oluşuyor?
Yunus ARIKAN: 285 Sayfa ve birbirini tamamlayan ancak her bölümde ayrı bir heyecan yüklü olan 17 bölümden oluşmaktadır.
MUSTAFA KÜPELİ: Bugün İnternetin yazar üzerinde olumsuz etkisi olduğu görülüyor. İnsanların interneti takip etmekten kitap okumaya zaman bulamıyorlar. Buna rağmen siz bir yazar olarak yazmaya devam edecek misiniz? Yazarlar internetin bu baskısı karşısında yine de yazmaya devam etmeli midirler?
Yunus ARIKAN: Ben bütün yazarlar hakkında konuşamam elbette. Bana göre internet ne kadar yaygın olarsa olsun ne kadar etkili olursal olsun -ki olmalıdır da- bir yazar ben yazmaya devam edeceğim. Ayrıca da yazar olan herkesin de yazmaya devam etmesi gerektiği düşüncesindeyim.
MUSTAFA KÜPELİ: Türk insanının kitap okumadığı söyleniyor. Acaba yazılan kitaplar kütüphanelerin veya yayınevlerinin tozlu raflarında mı kalıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Yunus ARIKAN: Ben, benim ülkemde dün de bugün de kitap okunmadığı düşüncesinde değilim. Hele de şimdiki pek de kitap okumadığını düşündüğümüz gençlerimizin ciddi şekilde kitap okuduğunu, yazarlarla, şairlerle bir araya gelerek onların yaşamlarını öğrenmekte ve onları ciddi şekilde izlemekte olduklarını biliyorum…
Bu düşünceye sahip olmamızdaki önemli nedenlerden birinin (belki de en önemlisinin) hayat pahalılığının yanında üstüne üstlük bir de kitap fiyatlarının pahalılığı tespit edilmiş olan bu okuma alışkanlığı eksikliğine etki etmiş olabilir, diye düşünüyorum.
MUSTAFA KÜPELİ: Peki Sayın Arıkan, bugüne kadar yazdığınız kitaplarınızdan herhangi biri ile ilgili dizi yapımı teklifi aldınız mı? Ya da kitaplarınız dizi yapılmaya uygun mu sizce?
Yunus ARIKAN:  Hayır almadım. Bu gün kadar olmadı Ama kısmet olursa Şubat-Mart aylarında dördüncü baskısı yapılacak olan  “Ne Zor Şeymiş Yaşamak” adlı kitabım için iyi bir senaryo olabileceği –okurlarım tarafından- söylenmişti.
MUSTAFA KÜPELİ: Sizin bir de gazetecilik tarafınız var ve bölgemizde çıkan Habermanşet Gazetesinin başyazarlığını yapıyorsunuz. Sizce bir gazeteci yaşadıklarını, karşılaştıkların, elindeki bilgi ve belgeleri kitaplaştırmalı mıdır?
Yunus ARIKAN: Gazetecinin görevi tarihe belge bırakmaktır. Gazeteci bir anlamda geçmişi gelecektekilere ayna tutandır. Onun için bir gazeteci elindeki bilgi ve belgeleri kendi arşivlerinde bekletmemeli, tutmamalı gazete sayfalarının dışında kitaplaştırarak da tarihe belge olarak bırakmalıdır.   Bu, yalnızca sosyal olaylarla ilgili değil seyahat, anı, ve kişisel çalışmalarıyla ilgili ve toplumu etkileyecek her türlü yapıtlarını bence kitaplaştırmalıdır. 
MUSTAFA KÜPELİ:  Özellikle bizim bölgede gazetecilik yapan arkadaşlardan sizin gibi kitap çıkaran olmadı. Neden yazmamış olabilirler acaba?
Yunus ARIKAN: Biz Türk insanı olarak düşünceleri hemen hayata geçirmenin yerine “daha sonra” diyerek ertelemeyi seven insanlarız. Yapacaklarımızı, yapmak istediklerimizi “Bugün, yarın, öbürsünü gün, büyüyünce ve paramız olduğunda yaparız” diyoruz. Sonra bir bakmışız yaşlanmışız ve o zamanda yapacak takatimiz kalmamıştır. Yani anı yaşamak gerek. Düşünceleri ertelemeyip hayata geçirebilme alışkanlığını edinmek gerek. İşte bu alışkanlığın edinilmemiş olduğunu düşünüyorum. Yoksa bölgemizdeki bütün gazeteci arkadaşlarımın her birinin çok güzel ve özel yazacakları bilgi ve belgelerinin olduğunu düşünüyorum.  Sonuç olarak efendim hiç bir şeyi ertelemeyeceksiniz. Şartlarınızı zorlayacaksınız ve yazacaksınız.
Üstelik ben Türkiye’nin büyük bir sanayii kuruluşu olan bir şirketin basın sorumluluğunu yapıyorum. Ben, bunca işin arasında yedi kitap yazabiliyorsam benim sevgili meslektaşlarım benden çok daha okunabilir kitaplar yazabilirler, diye düşünüyorum.
MUSTAFA KÜPELİ: Sn Arıkan, siz kitap yazarak arkanızda ne bırakmak istiyorsunuz?
Yunus ARIKAN: Bir kere şunu söyleyeyim. Önce yazdıklarım bırakıyorum ve benim yazdıklarımı doğrudur, iyidir-kötüdür diye düşünmüyorum. Ben her geçen gün yaşamın bana öğrettiklerini geleceğe aktarmaya çalışıyorum.
Ben sadece benden sonrakilere güzel şeyler bırakmak istiyorum hepsi bu. Bıraktıklarımın doğru yanlış, eksik fazlalığı ile ilgili yorum ve değerlendirmeleri ise okurlarıma aittir. 
 
 
Yunus Arakan Kimdir?
1957, Nisan 1 Mesudiye (Ordu) doğumlu olan Yunus ARIKAN ilkokulu Çiftliksarıca ilkokulunda, Orda okulu, Mesudiye Merkez Ortaokulu’nda tamamladıktan sonra 1970 yılında İstanbul’ kaçtı. Beş yıl değişik işlerde (inşaat ve sanayi işçiliği, Ayakkabı boyacılığı vs. gibi) çalıştıktan sonra öğrenimine 5 yıl ara vermek zorunda kaldı.
Daha sonra eğitimini akşam sürdüren Yazar Yunus Arıkan önce Beyoğlu Akşam Ticaret Meslek Lisesi’ni 1976–77 öğretim yılında,  Marmara Üni. Fransızca Bölümü (Lisans)’nü 1983 yılında,  İstanbul Üni. Sosyal Bil. Enst. (Yük. Lisans) eğitimini ise 1996 yılında tamamladı.
Evli ve iki çocuk babası olan Arıkan yaklaşık 30 yıldır İstanbul, Avcılar’da oturmaktadır…
 
Yazarın Kitapları: Al Gözlerini Avuçlarına( 1992- şiir), Mavidir Göğün Bir Tarafı (1998 - şiir), Kıvrımlı Sokağın Köşesi (2005 - Şiir); İstanbul’un Batı Yakasındaki Avcılar Göğü Mavi Toprağı Yeşildi(Çevre Sorunları Araştırma Kitabı–2005 –Yüksek Lisans Bitirme Tezi); Ne Zor Şeymiş Yaşamak (2007 - Roman) Bir Bakmışız Uçup Gitmiş Elimizden (2009- Denemeler) ve son kitabı Adına AŞK Diyorlar (Roman–2010).
Bilgi almak için; Yedi veren Yayınları Gökan Alperen 0532 774 86 13
Yunus Arakan; [email protected], [email protected]
GSM; 0533 574 59 09

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.