Grup Yorum'a gözaltı

Grup Yorum'a gözaltı
İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla Okmeydanı'nda terör örgütü DHKP-C'ye yönelik 3 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda aralarında Grup Yorum elemanlarının da bulunduğ
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan kararla Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler, Okmeydanı’nda bulunan İdil Kültür Merkezi, Gençlik Federasyonu Derneği ve Haklar ve Özgürlükler Derneği’nin bulunduğu adreslere gece saat 02.00 sıralarında eş zamanlı operasyon düzenledi. Çevik kuvvet ve terörle mücadele polislerinin katıldığı operasyonda kültür merkezi ve derneklerin kapılarının açılmaması üzerine içeri gaz bombası atılarak koçbaşı ile çelik kapılar kırıldı.

Bu sırada İdil Kültür Merkezi’nde bulunan Grup Yorum üyelerinden Ali Aracı, Ali Papur ve Caner Bozkurt ile birlikte 9 kişi gözaltına alındı. Gençlik Federasyonu Derneği ile Haklar ve Özgürlükler Derneği’nde sabah saat 10.00’a kadar aramalarını sürdüren polisler bilgisayar hard diskleri ile birlikte broşür ve bildirileri çuvallara koyarak sivil araçlarla emniyete götürdü. Burada da gözaltına alınan 37 kişi sorgulanmak üzere Vatan Caddesi’ndeki terörle mücadele şubesine götürüldü. Gözaltına alınanların polis araçlarına bindirilirken, “Haklıyız kazanacağız” sloganları atarak gözaltılara tepki gösterdiği görüldü.


 “Operasyon seçimlere yönelik”

Operasyonda gözaltına alınanların avukatlarından Taylan Tanay, arama yapılan yerlerden İdil Kültür Merkezi’nin basılmasının özel bir anlamı olduğunu belirterek “Arama kararında Grup Yorum elemanlarına yönelik herhangi bir karar yok. Grup Yorum’un çalışmalarını sürdürdüğü bu yerin tek gerekçesi bazı kimselerin burada bulunma ihtimali. Ancak arananlar Yorum elemanları değil. Grup Yorum’un onbinlerce kişiyi bir araya toplayarak verdiği konserler AKP iktidarını rahatsız etmiştir. Bu açıkça muhalefeti sindirme operasyonudur. AKP kolluk kuvvetleri ile 12 Haziran seçimlerini hadefliyor” dedi.

Grup Yorum elemanlarından İnan Altın ise İdil Kültür Merkezi’nden 9 kişinin gözaltına alındığını vurgulayarak, “Operasyonun zamanlamasına baktığımız zaman çokta sürpriz değil. Son derece başarılı güçlü konserlerin ardından AKP’nin bir hazımsızlığı söz konusu. Bunun devamında da gözdağı verilmek isteniyor. Attığımız adımların yürüdüğümüz yolun, şarkıların ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Bu tip baskılar tek değil geçmişte de yaşadık. Bu operasyonlar bizi yıldıramaz. Bizler bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Grup Yorum üyelerinden Cihan Keşkek ise gözaltıların serbest bırakılmasanı isteyerek,“Bizlerin 30 binleri 100 binleri toplaması AKP’yi rahatsız etti. Türkülerden korktular.Gözalıtına alınanlar arasında bizim bağlamalarımız vardı, parasız eğitim isteğini içeren bildiriler vardı.Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz onların korkularını daha da büyüteceğiz. Bizler sosyalizm türkülerinin bayrağını taşıyoruz. Onlar ise karanlığın bayrağını taşıyorlar” dedi.

‘Operasyona türkülü tepki ’

Operasyona tepki göstermek amacıyla dün öğle saatlerinde yaklaşık 100 kişilik Halk cephesi üyesi bir grup,“Bağımsız Türkiye düşümüzü büyütmemezi, 1 Mayıslarda alanları yüzbinlerle doldurmamızı engelleyemeyeceksiniz”,“Baskılar, gözaltılar bizi yıldıramaz” pankartaları ile Okmeydanı sokaklarında yürüyüş yaptılar. Halk Cepheliler yürüyüşü sırasında sık sık “Katil polis, mahalleden defol”,“Türküler susmaz, halaylar sürer” sloganları attılar. Okmeydanı Mahmut Şevketpaşa Mahallesi Sağlık Ocağı önüne gelindiğinde basın açıklamasını okuyan Necat Dernek,“Büyük suçları, halkın yanında doğruları anlatan halktan yana sanatçılık yapmaktır.Büyük suçları parasız eğitim istemektir. Sanıyorlar ki devrimciler bitecek, yok olacak. Ama yanılıyorlar. yapılanlar karşısında geri adım atmayacak, bağımsız Türkiye düşünü hayal olmaktan çıkaracağız” dedi. Açıklamanın ardından Grup Yorum ve Grup Yorum Korosu birlikte gözaltıları türkülerle protesto etti.



‘Özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal ediliyor’

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, her gün birilerinin gözaltını alındığını ve tutuklandığını belirterek, “Özellikle Kürtler olmak üzere muhaliflere yönelik baskılar yoğunlaştı. Adı konulmamış bir OHAL rejimi söz konusu. Gösteri hakkı yok farz edilerek, ‘yürüdün, slogan attın, marş söyledin’ gibi gererçelerle kişiler tutuklanıyor” dedi.

Tutuklamaların, kişinin özgürlük ve güvenlik hakkkını  ihlal ettiğini vurgulayan Türkdoğan,  şöyle devam etti:  “OHAL ilan edildi de bizim mi haberimiz yok? Bu yaşananlar, özel yetkili mahkemeler sisteminin, siyasi iktidara ne kadar bağlı çalıştığını gösteriyor. Emniyet istediği operasyonu yapıyor, hazırladığı fezlekeyi savcının önüne koyuyor, savcının gözaltı kararının ardından mahkeme de tutuklama kararı veriyor. Bu çok vahim bir durum. Siyasi iktidarın bu operasyonları durdurması gerekiyor. İktidar bu duruma göz yumarsa, bu kendinize muhalefet olan herkesi susturma operasyonu anlamına gelir.”

Tutuklamaların adil bir seçimin gerçekleşmesine de engel olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, YSK’nin de seçim güvenliğine ilişkin açıklama yapması, sesini çıkarması gerektiğini vurguladı. Doğu ve Güneydoğu’da bağımsız adayların seçim çalışmalarını yapanların da sıradan bahanelerle tutuklandıklarını belirterek, İzmir ve Aydın belediyelerindeki operasyonu da anımsattı. Tutuklamaların seçime doğru artmasının, iktidarın tasarrufunda olduğunu söyleyen Türkdoğan, “Seçim öncesi siyasi etik hiçe sayılıyor. Seçim çalışmalarına aktif olarak katılanları sindirirseniz nasıl sağlıklı bir seçim olacak? Üstelik tutuklama kararları çok sıradan sebeplerle veriliyor. Siyasi iktidar kendine bağlı kolluğu kullanarak Türkiye’yi geriyor. Bu doğru değil. Anayasa’ya göre, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın tarafsız olmak zorunda. Bu uygulamalar bunun tam tersinin olduğunu gösteriyor. Gerilimli bir seçim atmosferi yaşıyoruz” diye konuştu. İşkence ve kötü muamele iddialarında da artışın söz konusu olduğunu vurgulayan Türkdoğan, özellikle Doğu’da gösterilere müdahale sırasında polisin aşırı güç kulllandığını belirtti. Cezaevlerinde tutuklu sayısında yoğun bir artışın olduğunu kaydederek, “Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de cezaevlerinin kapasitesi 110 bin. Şu anda tutuklu ve hükümlü 123 bin  insan içerde” dedi.

İstanbul’da 200 genç tutuklandı

BDP’li gençlerin avukatı Sinan Zincir de 20 Şubat’tan bu yana İstanbul’da 50’yi aşkın üniversite öğrencisinin, çocuklar dahil 200’e yakın gencin tutuklandığını belirtti. Tutuklananlar arasında BDP’nin gençlik örgütünde çalışan gençlerin yoğunlukta olduğunu söyleyen Zincir, “Sayılar net değil. Her hafta, 20-25 genç tutuklanıyor. Operasyonlar durmaksızın sürüyor. Gerekçe ise örgüt üyeliği iddiası... Molotof eylemlerine katılma iddiasının yanında, demokratik eylemlere, yürüyüşlere katılmak da suç kanıtı olarak gösteriliyor. Barış çadırlarındaki eylemlere katılmak da tutuklanma gerekçesi. Ben, 19 Nisan’dan sonra on beş gün uyumadım. Gece emniyette, gündüz de adliyedeydim” diye konuştu. BDP’nin seçim komisyonlarından gençlerin tutuklandığına dikkat çeken Zincir, tutuklamaların BDP’nin seçim çalışmalarını engellemeye yönelik olduğunu düşündüğünü kaydetti. Soruşturmaların gizli yürütüldüğünü, dosyaları göremediklerini belirterek, “Aktif çalışan gençleri alıyorlar. Tutuklamaların tamamına itiraz ediyoruz. Bugüne dek bir tahliye kararı alamadık. Mahkemelerin tavrı iyi değil. Sultanbeyli’den, Sultangazi’den ilçe yöneticilerimiz de tutuklu. Tartışıyoruz, bu operasyonlara nereye varacak diye soruyoruz? Cevap veremiyorlar. Amaç ortamı germek” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.