Son kitabını anlattı...
Yayınlanma:
Güncelleme:
Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği ‘Furkan Çalışkan’la Söz Hakkı’ programının bu ayki konuğu ünlü gazeteci yazar Leyla İpekçi oldu.
Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye katılan İpekçi, son kitabı ‘Şehrim Aşk’ı ve yazarlık serüvenini Küçükçekmeceli okurlarıyla paylaştı.
‘TÜM YOLCULUKLARIN TOPLAMI’
Şehrim Aşk kitabının yaptığı tüm yolculukların toplamı olduğunu söyleyen İpekçi, “Doğduğum yerde yaşıyor olmanın bana getirdiği bir yabancılaşma oluyor. Oysa yollardayken farklı bir aidiyet hissediyorum. Kelimelerle yaşayan biriyim. Tüm yolların toplandığı yer de Kabe olunca onu anlatmayı kendime bir borç bildim.”dedi.
‘OKUR GERÇEKLERE ŞAHİT OLUYOR’
Kitabının dilinden de bahseden İpekçi, öykülerini çok fazla karakter koymadan belli bir duyguda kalarak yazmaya çalıştığını söyledi ve ekledi; “Bu kitap benim için aslında bir anı roman. Gerçekleri kurgulayarak ve belli bir alt yapının içinde yazmak istedim. Okuru gerçeklere bu şekilde şahit tutmak istedim. Hikayeyi uzun tasvirlerle ve psikolojik analizlerle anlatmak bana çok cazip gelmiyor.”
‘SADECE BİR İBADET ANI DEĞİL ANLATTIĞIM’
Kabe’yi tavaf sırasında tüm insanların tek bir canlı organizma gibi hareket ettiğini kaydeden İpekçi, kitabının ismini de bu şekilde bulduğunu, “Derdim bir ibadet anını anlatmak değil sadece. Ben aslında oradaki o canlı organizmayı anlatmak istedim. Kitabımın ismi de buradan geliyor.”diyerek açıkladı.
‘EDEBİYAT DA ALLAH’IN SIRLARINDAN BİRİ’
Ayrıca İpekçi konuşmasında, Edebiyat ve sanatın da tıpkı zaman kavramı gibi Allah’ın bir sırrı olduğunu ifade ederek, “Bizler romanın bir sayfasına bir anı, belirli bir zamanı koyuyoruz. Kitabı okuyan insanlar da o zamanı yaşıyorlar.”dedi. Ünlü yazar program sonunda ise, katılımcıların sorularını yanıtladı.
‘TÜM YOLCULUKLARIN TOPLAMI’
Şehrim Aşk kitabının yaptığı tüm yolculukların toplamı olduğunu söyleyen İpekçi, “Doğduğum yerde yaşıyor olmanın bana getirdiği bir yabancılaşma oluyor. Oysa yollardayken farklı bir aidiyet hissediyorum. Kelimelerle yaşayan biriyim. Tüm yolların toplandığı yer de Kabe olunca onu anlatmayı kendime bir borç bildim.”dedi.
‘OKUR GERÇEKLERE ŞAHİT OLUYOR’
Kitabının dilinden de bahseden İpekçi, öykülerini çok fazla karakter koymadan belli bir duyguda kalarak yazmaya çalıştığını söyledi ve ekledi; “Bu kitap benim için aslında bir anı roman. Gerçekleri kurgulayarak ve belli bir alt yapının içinde yazmak istedim. Okuru gerçeklere bu şekilde şahit tutmak istedim. Hikayeyi uzun tasvirlerle ve psikolojik analizlerle anlatmak bana çok cazip gelmiyor.”
‘SADECE BİR İBADET ANI DEĞİL ANLATTIĞIM’
Kabe’yi tavaf sırasında tüm insanların tek bir canlı organizma gibi hareket ettiğini kaydeden İpekçi, kitabının ismini de bu şekilde bulduğunu, “Derdim bir ibadet anını anlatmak değil sadece. Ben aslında oradaki o canlı organizmayı anlatmak istedim. Kitabımın ismi de buradan geliyor.”diyerek açıkladı.
‘EDEBİYAT DA ALLAH’IN SIRLARINDAN BİRİ’
Ayrıca İpekçi konuşmasında, Edebiyat ve sanatın da tıpkı zaman kavramı gibi Allah’ın bir sırrı olduğunu ifade ederek, “Bizler romanın bir sayfasına bir anı, belirli bir zamanı koyuyoruz. Kitabı okuyan insanlar da o zamanı yaşıyorlar.”dedi. Ünlü yazar program sonunda ise, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Kültür - Sanat
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.