Bugün piyasaya çıkan Tempo Dergisi’ne konuşan genç oyuncu, özel hayatıyla ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte Uzerli’nin anlattıkları:

Türk kadınları neden zayıf olmak istiyor? Sizin yapınıza hiç uymuyor ki bu. Sürekli bir kilo verme derdi var. Televizyondaki modeller gibi olmayı istemek çok yorucu. Nasılsak öyleyiz. Türkler şehvetli ve tutkuludur; zayıf ve sağlıksız değil. Erkekler zayıf kadınları çok da fazla istemez. Sarıldığı zaman daha yumuşak, daha tutabileceği bir kadın ister asıl.

4 GÜNDE HAYATIM DEĞİŞTİ
(Siz çok beğeniliyorsunuz. Bu kadınlardaki stresi azaltır mı? sorusuna) Beni beğeniyorlar mı? Neden ben yalnız hissediyorum o zaman? (gülüyor) Ama bana güzel demelerine sevindim. Belki bu sayede kadınların kendilerine güveni tekrar yerine gelir. Kilo takıntılarını bıraksınlar ve kendilerine oldukları gibi güvensinler. Zaten o zaman daha ‘kadın’ gibi hissedecekler. En önemlisi güven. İdeal olduğu söylenen ölçülerin ne güzellikle, ne de iç huzurla bir bağlantısı var.

4 günde hayatımın değişmesi çok, çok garip.Yüksek bir yerden denize atlamak gibi. Düşünürsen yapamazsın. Çok düşünürsen hiç yapamazsın. Sonra kenardaki kayalıklardan sahile inersin ve atlayamamış olursun. Ben atladım. Arkamda ne bıraktığımla değil, buradan ne alacağımla ilgilendim. Bazen insan risk almalı.

Babam Türk annem Alman. Üniversitenin koridorunda tanışmışlar. Birbirlerini aşık olmuşlar... Çocukluğumdan beri yalnızca Alman olmadığımın farkındaydım. Ev dışında çok Türklere özgü bir hayatım yoktu. Ama evde köfte, dolma, muhallebi yiyorduk. Annem babamdan öğrenip Türk yemekleri yapardı. Yılda bir kere de Büyükada’ya giderdik.

MUTLU ERKEK SEVERİM...
Hürrem için erkeğin iktidarı onun kolay aşık olmasını sağlar ama, benim için aşk öyle işlemez. Adamın ne yaptığına ya da yaptığı şeyde ne kadar başarılı olduğuna bakmam. Mutlu adamları severim, mutluluk çeker beni. Çok iktidar sahibi olsa da, bundan etkilenmeyebilirim.