'Gazeteci gözaltıları ürpertici'
Örgütün internet sitesi 9 gazetecinin gözaltına alınmasıyla ilgili yorumunda, “İnsan Hakları İzleme Örgütü, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti tarafından önceki parlamento döneminde sunulan yasalarla ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara ilişkin kaygılarını tekrar tekrar gündeme getirmiştir. Aynı zamanda şiddetin tahrik edilmediği ve savunulmadığı açıklamalar dolayısıyla, bazıları mahkûmiyetle sonuçlanacak, çok yüksek sayıda kovuşturma da ciddi endişe kaynağıdır” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) Türkiye Sorumlusu Emma Sinclair-Webb, dokuz gazeteci ve yazarın açık bir mantıklı gerekçe olmadan gözaltına alınmasının düşüncenin özgürce ifade edilebilmesi hakkı adına ürpertici ve rahatsız edici bir gelişme olduğunu belirtti. Örgütün internet sitesinde ise “İnsan Hakları İzleme Örgütü Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti tarafından önceki parlamento döneminde sunulan yasalar yoluyla ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalara ilişkin kaygılarını tekrar tekrar gündeme getirmişti. Aynı zamanda şiddetin tahrik edilmediği ve savunulmadığı açıklamalar dolayısıyla, bazıları mahkûmiyetle sonuçlanacak, çok yüksek sayıda kovuşturma da ciddi bir endişe kaynağıdır” yorumu yapıldı. Örgüt yinelenen kovuşturmaların genel bir eğilim olduğunu belirterek, “İnsan Hakları İzleme örgütü bunun meşru özgürce ifade hakkı üzerinde ürpertici etkisi olan bir taciz türü olduğu düşüncesindedir” görüşünü savundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Sorumlusu Emma Sinclair-Webb de gazeteci gözaltıları konusunda yaptığı açıklamada, “Polisin suça ait güvenilir gerekçeye sahip olduğuna ilişkin kanıt yokluğunda, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in gözaltına alınması rahatsız edici bir gelişmedir. Şu anda darbe planlarından çok eleştirel haberlerin soruşturulması kaygıları artırıyor. Hükümet ifade özgürlüğü yasası üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırmak için gereken adımları atmalı ve demokrasinin ayırıcı niteliği olan basın özgürlüğü ile canlı tartışma ortamı konusundaki taahhütlerini ortaya koymalı” dedi.
-İKTİDARA ELEŞTİRİ-
İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye’deki gazeteci gözaltıları internet sitesinde de değerlendirdi. HRW geçen ay Soner Yalçın ve diğer OdaTV çalışanlarıyla başlayan gözaltıların gerekçelerinin hala açıklanmadığını, gazetecilerin meslekleri dolayısıyla mı yoksa başka bir nedenden mi tutuklandıklarının bilinmediğini belirtti.
Gözaltına alınanlardan Ahmet Şık ve Nedim Şener’in Türk adli sistemini ve polisi eleştiren haberleriyle tanındıklarını belirten HRW, Şık’ın polis hakkında bir kitap üzerine çalışmakta olduğunu bildirdi. Nedim Şener’in gazeteci ve insan hakları savunucusu Hrant Dink cinayeti ve soruşturması üzerine bir kitap yazdığını kaydeden İnsan Hakları İzleme Örgütü açıklamasında şöyle dedi:
“-‘Toplum içinde nefret ve düşmanlığı yaymak’ suçlaması o kadar geniş ve belirsiz ki meşru gazetecilik faaliyetlerini hükümetin canını sıkmak olarak değerlendirilebilir.
-Ahmet Şık’ın yayınlanmamış kitabı, adını kurucusu Fethullah Gülen’den alan Türk Müslüman dini hareketinin polis içinde örgütlenme çabasıyla ilgili iddialara ait. Şık el yazısı kopyanın televizyon kanalının eline nasıl geçtiğini bilmediğini açıkladı.
-Son gözaltılar Türkiye’de, Ergenekon gibi davalar ve adli soruşturmalar konusunda haber yazan, devlet otoritelerini ve politikalarını, orduyu ve politikacıları eleştiren açıklamalar yapan gazetecilere karşı daha geniş bir soruşturma ağının bir parçası.
-İnsan Hakları İzleme Örgütü Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti tarafından önceki parlamento döneminde sunulan yasalar yoluyla ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalara ilişkin kaygılarını tekrar tekrar gündeme getirmişti. Aynı zamanda şiddetin tahrik edilmediği ve savunulmadığı açıklamalar dolayısıyla, bazıları mahkûmiyetle sonuçlanacak, çok yüksek sayıda kovuşturma da ciddi bir endişe kaynağıdır.
-YİNELENEN SORUŞTURMALAR TACİZ-
-Türkiye’de bazı gazeteciler yargılama öncesi uzun süren tutuklamalara maruz kaldı. Daha genel bir eğilim ise yinelenen kovuşturmalar. İnsan Hakları İzleme örgütü bunun meşru özgürce ifade hakkı üzerinde ürpertici etkisi olan bir taciz türü olduğu düşüncesindedir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.