İGD: ‘Kadını ikinci plana atan toplumlar gerilemeye mahkûmdur.’

Kadınlar, hayatın her alanında olduğu gibi çalışma yaşamında da ayrımcılığa ve şiddete maruz bırakılıyor. Siyasette kadının adı var, yeri yok. Tüm siyasi partilerin kadın sorun ve talepleriyle daha çok ilgilenmeleri gerekiyor. Geçmişten günümüze kadınların mücadelesinde süregelen pek çok sorun var. Kadına yönelik şiddetten, yasalarda yer alan hakların uygulanmamasına, küçük yaşta evlilikten işyerindeki tacize kadar.

Toplumun kadına bakışı, ona yüzyıllardan bu yana biçilmiş roller, cinsiyetçi yaklaşım medyada da devam ediyor. Medya kadını genellikle, bireysel bir varlık, “kişi” değil, eş-anne, magazin malzemesi, konu mankeni, cinsel nesne ya da “mağdur” olarak görmeyi seviyor.  Kullanılan eril dil, fotoğrafa bakış açısı ve kullanımı gibi sorunlar bir tarafa aslında kadının ancak şiddete uğradıktan sonra haber olabilmesi başlı başına bir hak ihlalidir.

Alternatif medyada kadın bakış açısıyla habercilik yapmak yani kadın odaklı habercilik son derece önemli. Kadın odaklı habercilik; kadın hakları konusunda bilgilendirici, kadınları güçlendirici, kadınların maruz kaldığı hak ihlallerini takip eden, gündelik gazetecilik pratikleri sırasında kadın hakları ihlalinde bulunmayan bir habercilik anlayışından öte her haberin kadınlar lehine dönüşümlere öncülük edebilecek biçimde kurulduğu, çözüm odaklı bir habercilik demek.

Yaşadığımız dönem, kadınlar için oldukça zor ve kabul edilemez. Toplumsal eşitlik için kadın erkek ayrımına son verilmelidir. Kadına yönelik bakış açısı ve algılar değişmelidir.

Kadını ikinci plana atan toplumlar her zaman kaybetmeye, gerilemeye mahkûmdur. Kadının üretimin her noktasında yer almasının önü açılmalıdır. Ancak bu şekilde ülkemiz 'çağdaş medeniyetler' seviyesine ulaşacaktır.