Marmara üçlemesi

Marmara üçlemesi
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay yazdı: Bab-ı Ali, Küllük ve Marmara üçlemesi



 “Televizyonun, internetin icat olmadığı yıllarda insanlar başka yerlerden asla duyamayacakları, öğrenemeyecekleri konuları Küllük, Marmara Kıraathanesi gibi mekanlarda dinlerlerdi. Sağcı, solcu kültür ve fikir adamları aynı mekanı paylaşırdı. O devirde ünlü bir gazeteciyle, yazarla aynı masada oturma ihtimali bile büyüleyiciydi.
Önce Küllük tarihe karıştı sonra da Marmara Kıraathanesi. 1950’li yılların sonunda gazetelerde yayınlanan haberlerde KülIük’ün yeniden ihya edilmesinden bahsedilse de bu haberler gerçeğe dönüşmedi. Küllük’ün müdavimi gazetecileri, akademisyenleri, yazarları toplayan Marmara Kıraathanesi ise 1984′te kapandı.
Marmara, 30 yılı aşkın bir süre açık kaldığı için bugün 55-70 yaşları arasında bulunan bir kuşağın hayatında önemli bir yer etmiştir. O gün o mekanlarda aynı masaları paylaşan birçok isim bugün burada aramızda bulunuyor.
1960′lı ve 70′li yıllarda olduğu gibi bugün akşam üzerleri toplanan pek çok gazeteci, aydın, akademisyen ve gençler, bu mekanda memleketin meseleleriyle siyasi gelişmeleri ve fikir hayatını ilgilendiren hususları konuşacak. Gazetelerin yanı sıra iPad’lerin, internet sitelerinin akşam baskılarından memleket meseleleriyle ilgili öğrendiklerimizi birbirimize aktarıp, memleketin ahvaline ait görüş ılış-verişinde bulunacağız. Sadece güncel politikaya değil, kültürel tartışmalara, edebiyat sohbetlerine de vesile olacağız. Tarihe karışan o meşhur sohbet halkalarını bu nostaljik mekanda yeniden oluşturacağız. Anıları tazeleyeceğiz.
Eski İstanbul kıraathanelerinin bilinen en son örneklerinden Marmara Kıraathanesi gibi 20. yüzyılın sonlarında kentsel tasarımlar yapılmadığı için gazeteler de bu tarihi yarımadadan ayrıldılar. Kıraathaneler mekanı Beyazıt gibi basınımızın doğduğu Babıali’de hiçbir basın kuruluşu kalmadı.
Basınımızın, fikir ve edebi hayatımızın hafızası Bab-ı Ali ve Beyazıt için yaptığımız kentsel dönüşüm çağrısını bu yıl sansürün kaldırılışının 104. Yılı vesilesiyle yeniden tekrarlıyoruz. Cağaloğlu’nda yürürken bir şairle, yazarla karşılaştığımız günleri yeniden yaşamak, Bab-ı Ali’nin basının açık hava müzesi olduğu günleri görmek istiyoruz.
İyi bayramlar…”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.