Ödül…!
Bir ödül kıyameti koptu bölgede. Zaten aralarındaki bağları pamuk ipliği sağlamlığında olan gazeteciler de düştü mü birbirlerine. Düştü...
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün hem gündem belirledi hem nifak soktu hem de amacına ulaştı. Gazeteciler de yuttu zokayı, buna "onur" ödülünü alan gazeteci de dahil. Helal miiii, helal...
Onur ödülünü alan gazetecinin tavrı kendi bireysel tercihi, üzerinde durmaya da değmez, ne tebrik ederim ne de eleştiririm...
"Altın ayı" "Altın boğa" gibi hayvan isimlerinin öne çıkarılarak insanlara verilen ödüller, belirli bi dalda verilen ödüllerdir. Jürisi de o mesleği icra eden ya da mesleğin içinde birebir söz sahibi olan vahşi hayvan isimlerinden öte, "ehil" isimlerdir...
Akgün'e gelince, belediyecidir kendisi. Kente katkılarından dolayı, şayet hak ettiyse kentin mimarlarına, çevrecilerine, iş adamlarına olağanüstü katkılarından dolayı ödül verebilir, vermelidir de...
Ancak, gazetecileri kendi aralarında yarıştırıyormuşcasına, hatta birilerine mavi boncuk dağıtırken diğerlerine de "bu da size kapak olsun" yapıştırması yapması abesle iştigalin ta kendisidir.
Gazeteciye ödül vermek hatta onur ödülü diye alakasız bi sıfatı başına ekleyerek birilerini yüceltip diğerlerini cüce bırakmak Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün ne hakkıdır ne de haddi. Bunun adı düpedüz densizlik ve bir meslek örgütü arasına nifak sokmaktır...
Ohalde Akgün ne yapmak istemiş olabilir?
Şunu...
Onur ödülü verdiği gazeteciye, "beni yeterince eleştiremediğin, haddinden fazla övdüğün, ihalelerdeki yolsuzlukları yakalayamadığın, birkaç defa ceza aldığım halde görmezlikten geldiğin, imardaki ranta şaşı baktığın için seni ödüllendiriyorum" mesajını vermiştir. Yani bunun adı "ali teşekkürdür..."
Ödül verdiği gazeteciyi basamak olarak kullanıp diğer gazetecilere de iki parmak arasından ufak olanını göstermektir, başka izahı yok zira...
Bi gazeteci olarak herhangi bir belediye başkanından ödül almayı mesleğime yapılmış hakaret olarak algılarım. ABD, dönemin İran Cumhurbaşkanına övgüler yağdırdığı zaman, İranlılar, "Büyük şeytan bizi övdüğüne göre yanlış yoldayız demektir" beyanında bulunmuştu.
Ez cümle;
Hangi gazeteci, sistemdeki güç sahiplerinden ödül ya da plaket alıyorsa, o kendisini sadece gazeteci sanıyordur.
Hani vardı ya, "genelevinde çalıştığımı anneme söylemeyin o beni reklamcı sanıyor" diye...
İşte öyle bi şey...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.