Özgür Basın DAYANIŞMASI…

Özgür Basın DAYANIŞMASI…
Son günlerde artan baskıların ardından öncek gün “Ergenekon” kapsamında 8 gazetecinin gözaltına alınması basın emekçilerini ayağa kaldırdı. Aralarında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS),Türkiye Gazeteciler Federasyonu
 
Gazeteciler eylem yaptı   
Son günlerde artan baskıların ardından öncek gün “Ergenekon” kapsamında 8 gazetecinin gözaltına alınması basın emekçilerini ayağa kaldırdı. Aralarında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS),Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), Basın Konseyi, Basın Enstitüsü Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin de (ÇGD) bulunduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu dün saat 12.00’de Taksim meydanında tramvay durağında bir araya geldi.
Taksim Meydanı’nda toplanan gazetecilere bölgemizden de çok sayıda katılım oldu. Aralarında CHP Büyükçekmece eski ilçe Başkanı Op.Dr.Ali Şeker’in de yer aldığı yurttaşal gazetecilerin eylemine destek verdi.
Taksim Meydanı’na eylem haberini alan yurttaşlar, başta İşçi Partisi olmak üzere siyasi parti temsilicileri, DİSK,KESK, ve demokratik kitle örgütleri de katılarak gazetecilerin yanında yer aldı. İstanbul’daki eyleme CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ile CHP yöneticileri de katılarak destek verdi.
Meydan’da toplanan Türk bayraklarıyla alanı dolduran gazeteciler "Yurtseverler çıkacak yine yazacak", "AKP elini medyadan çek", "Bugün Ahmet, Nedim. Yarın kim?", "Ahmet, Nedim onurumuzdur" sloganları attı. Cumhuriyet'in yanı sıra Hürriyet, Milliyet, Habertürk, Radikal ve birçok farklı gazeteden yoğun katılımın gözlendiği eylemde, 'Cezaevinde gazeteci istemiyoruz', 'Sıra kimde' pankartları taşıyan gazeteciler kol kola Galatasaray’a kadar yürüdü. Taksim'den Galatasaray'a kadar süren yürüyüş sırasında,başta CHP Beyoğlu ilçe Merkezi olmaküzere bazı binalardan gazetecilerin üzerine çiçekler atıldı. Yürüyüş sırasında, hücredeki bir kişinin kolunu dışarıya çıkartmasını konu alan bir resmin üzerine, "Gazetecilere Özgürlük, Hemen Şimdi Adalet, 61 Gazeteci Cezaevinde" pankartı taşındı.
"Bıçak kemiğe dayandı"
 
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, "Geldiğimiz noktada bıçak kemiğe daya ndı. Gazetecilik faliyetlerinin terör suçu sayılmasını, mesleğini yapamamasını eleştirme zorunluluğu duyduk" dedi.
 GAZETECİLER EYLEMDE
Ergenekon kapsamında gazeteci Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan Yurdakul, Mümtaz İdil, İklim Bayraktar, Sait Kılıç, Müyesser Yıldız, Aydın Bıyıklı ve yazar Yalçın Küçük'ün evlerinde arama yapılarak, gözaltına alınmalarını protesto eden gazeteciler, Taksim Meydanı'ndan Galatarasay'a kadar yürüdü.
 Gazeteciler yürüyüş sırasında, "Özgür basın susturulamaz" sloganları atılırken, "Göktepe, Beşikçi, Zavar'ı da unutma", "AKP elini medyadan çek", "Gazetecilere Özgürlük", “Bugün Ahmet, Nedim yarın kim?", "Sansüre baskına hayır", "Demokrasi için özgürlük", "Tutsak kalemlere özgürlük", "Ahmet Nedim onurumuzdur" pankartları taşındı.
 
-“SUSMAYACAĞIZ”-
 
TGC Başkanı Orhan Erinç, TGS Başkanı Ercan İpekçi, TGC eski Başkanı Nail Güreli, Ferai Tınç, Haluk Şahin'in yanı sıra çok sayıda gazetecinin katıldığı grup, yürüyerek Galatasaray'a geldi. Burada TGS Başkanı İpekçi, "Susmayacağız" başlıklı basın bildirisini okudu. İpekçi, "Devlet yönetiminden sorumlu bazı bakanların ileri sürdüğü gibi Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ABD ile kıyaslanamayacak kadar ileri düzeyde olsaydı. Bu çok sevdiğimiz ülkemizde 25’i ulusal düzeyde 60’ı yerel düzeyde faaliyet gösteren 85 meslek örgütü biraya gelerek gazetecilere Özgürlük Platformu’nu kurmak ihtiyacını duymazlardı. Hükümet temsilcileri 5 yıl önce meslek örgütlerinin uyarıları karşısında ‘Yargılamaların sonuçların bekleyelim’, ‘İçtihatları görelim’ diye oyalanmasalardı eğer, bugün cezaevleri gazetecilerle dolmazdı" dedi.
 -“CEZAEVİNDE 61 BASIN MENSUBU VAR”-
 
Bugün itibariyle cezaevlerinde 54’ü tutuklu 7'si hükümlü olmak üzere toplam 61 basın mensubu olduğunu söyleyen İpekçi, 2009’dan bugüne kadar halen cezaevlerinde bulunan gazetecilerle birlikte toplam 88 gazetecinin cezaevi koşullarını bizzat gördüğünü, bu sayılara dün gözaltına alına Ahmet Şık, Nedim Şener, Yalçın Küçük, Doğan Yurdakul, Mümtaz İdil, İklim Bayraktar, Sait Çakır, Müyesser Yıldız ve Coşkun Musluk gibi isimlerin dahil olmadığını belirtti. Bu uygulamaların, basın ve ifade özgürlüğün ihlali anlamına geldiğini vurgulayan İpekçi, "Gazeteciler üzerindeki baskıların boyutu artık tahammül edilemez noktaya ulaşmıştır. Cezaevlerindeki gazetecilerin mesleki faaliyetlerinde dolayı değil, terör örgütü üyeliği ya da terör örgütü propagandasından dolayı tutuklu olduğunu iddia edenler TCK’ya göre ‘iftira’ suçunu işlemektedirler" dedi.
 
-“HUKUK DIŞI”-
 
Bu tür suçlamalarla yargılanan basın mensupları hakkında uygulanacak cezayı suçun ağırlaştırıcı nedeni olan "Basın ve yayın yoluyla” işlendiği gerekçesiyle 3’te 1 oranında artırırken, cezaevlerindeki basın mensupları hesabında "sırandan bir suçlu” olarak kabul etmenin mümkün olmadığını savunan İpekçi şöyle konuştu:
 "Haklarında kesin suçlama olmayan meslektaşlarımızın evlerinin ‘isnat edilen’ suçlar için ‘kanıt bulmak’ ya da ‘kanıt yerleştirmek’ amacıyla genel aramaya tabi tutulması hukuk dışıdır. Gazetecilere yönelik bu iftira kampanyasının, haksız yargılamaların ve hukuk dışı uygulamaların bir an önce sona ermesini istiyoruz. Cezaevindeki gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Gazetecilerin üzerinde yaratılan baskı korku ve sindirme ortamını ortadan kaldıracak demokratik adımların atılmasını ceza yasalarında köklü değişliklerin yapılmasın bekliyoruz. Bütün bu beklentilerimiz karşılanana kadar halkın haber alma hakkı için görevimizi en iyi biçimde yerine getirmekten vazgeçemeyeceğimizi susmayacağımızı korkmadığımız bir kez daha ilan ediyoruz. Özgür gazetecilik varsa, özgür toplum vardır.”
ANKARA'DA DA EYLEM VARDI
 
Ankara’da bir araya gelen gazeteciler, Ergenekon davası kapsamında aralarında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu 9 gazeteci ve yazarın göz altına alınmasını, ağızlarına siyah bantlar yapıştırarak, Adalet Bakanlığı’na yürüyerek protesto etti.
 
Kızılay YKM önünde toplanan gazeteciler, “İleri demokrasi ile gurur duyuyoruz. ABD’den özgür basınımız var. Tutuklu gazeteci: 61, Yargılanan gazeteci: 2 bin, Gazetecilere açılan soruşma: 4bin” yazılı pankartla Adalet Bakanlığı’na yürüdü.
25 basın örgütünden oluşan Gazetecilere Özgürlük Platformu öncülüğünde, Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) Ankara Şubesi tarafından organize edilen eyleme, gazeteciler yoğun ilgi gösterirken, siyasiler de eyleme destek verdi. CHP Ankara Milletvekilleri Hakkı Süha Okay, Yılmaz Ateş, Zekeriya Akıncı, Tekin Bingöl, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, CHP PM Üyesi Gazeteci Veli Özdemir, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ile DSP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Vural da gazetecilerle birlikte gözaltıları protesto etti. Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Cemail Bakındı da Türk-İş adına eyleme katılanlar arasında yer aldı.
 
-AĞIZLARINI BANTLADILAR-
 
Yürüyüş sırasında, “Susma Sustukça sıra sana gelecek”, “Özgür Basın Susturulamaz” şeklinde sloganlar atan gazeteciler, tepkilerini ağızlarına kapattıkları siyah kurdelelerle gösterdiler. ÇGD Başkanı Ahmet Abakay’ın yanısıra, CHP’li Ateş de ağzında siyah bantla yürüyüşü sürdürdü. Kameraman ve foto muhabirleri de kamera ve fotoğraf makinelerini yere bıraktı.
Adalet Bakanlığı önüne yürüyen gazeteciler, burada bir basın açıklaması yaptı. TGS Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım tarafından okunan açıklamada gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Doğan Yurdakul, Mümtaz İdil, İklim Bayraktar, Sait Kılıç, Müyesser Yıldız ve Aydın Bıyıklı ile yazar Yalçın Küçük’ün de “son dalga” ile kendilerini emniyetin koridorlarında bulduğu belirtildi. Tüm bu isimlerin ortak yönünün muhalif gazetecilerden oluşmasının akıllarda kaçınılmaz olarak “kuşkular” yarattığı ifade edilen açıklamada, “Bu tablo, ülkedeki basın özgürlüğü tartışmasını da beraberinde getiriyor. Şunu vurgulamak gerekiyor, bir ülkede basın özgürlüğünün düzeyini, ölçüsünü iktidarlar koyamaz ya da tarif edemez” denildi.
 -"SIRA KİM VAR SIRA KİMDE?"-
 
Cezaevlerinde 61 gazeteci tutukluyken, 3 binden fazla gazeteci aleyhinde açılmış gizliliğin ihlali ve benzeri davalar devam ediyorken, Türkiye’deki basın özgürlüğünün sorgulanması gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Biz gazeteciler, cezaevlerindeki meslektaşlarımızın özgürlüğünü isterken, yargılanan arkadaşlarımızın duruşmalarına yetişemezken sanki ‘yetmez’ dercesine bir anlayışla bu arkadaşlarımıza yenileri ekleniyor. Bunun yanında, yapılan haberlerin, yazılan ya da henüz yayımlanmayan kitapların, gazetecilerin ellerinde meslekleri gereği olmasından daha doğal bir şey olamayacak bir takım bilgi ve belgelerin suç unsuru olarak gösterilmesi basın özgürlüğünün kısıtlanması değil de nedir? Yapılmak istenen bugüne kadar mesleklerindeki başarılarıyla ülkede ve uluslararası alanda kendilerinden saygıyla söz edilen insanları tartışmaya açmaksa, yazdıklarını söylediklerini değersizleştirmekse bunun nafile bir çaba olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz. Sormadan da edemiyoruz, yaptıkları haberlerle gündem belirleyen, birilerini rahatsız eden meslektaşlarımızın gözaltına alınması 'artık yazmayın' demek değil de nedir? Bu ülkede her türlü engele, baskıya, tehdide rağmen gazeteciler var. Özgürlüklerinden mahrum bırakılan ya da özgürlükleri tehdit altında tutulan meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını ve bu tehditlerin son bulmasını istiyoruz. Mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkıyor, artık yeter diyoruz.
 Ve soruyoruz; Sırada Kim Var, Sıra Kimde?”
Basın açıklamasının ardından gazeteciler tepkilerini göstermek için kalemlerini kırdılar, “Susmayacağız” diyerek ağızlarındaki siyah bantları da Adalet Bakanlığı önünde yere attılar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.