Mehmet Mert
Meyve yerken üreticisini unutmayın
Yayınlanma:
Ülkemizdeki meyve üretiminin büyük kısmını karşılayan Mersin’de düzenlenen Meyve Hasat Günleri’ne katıldım. Meyveleri üreten çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları ve tarlada 1 liraya bile satamadıkları ürünleri görünce onlara ne kadar teşekkür etsek az diye düşünmeden edemedim.
Türkiye haritasını göz önüne aldığınızda; Karadeniz'de soğuk ve yüksek dağlarının eteğinde fındık, Trakya'nın geniş ovalarında ancak buğday ve arpa, Doğu ve Güneydoğu'nun suyu az ve yeşili az tarlalarında patates, ayçiçeği; suyu ve yeşili bol olan Akdeniz ve Ege'de bol miktarda meyve yetiştirildiğini söyleyebiliriz.
İşte o suyu bol yeşili bol memlekette geçirdiğimiz üç günü sizlerle paylaşıyoum.
Mersin'de bu yıl ilk defa düzenlenen 'Meyve Hasat Günleri'ne şahit olma şansımız oldu.
Üç gün süren Mersin ve Tarsus gezisinden birçok şey öğrenerek döndük.
Daha Mayıs ayının ilk günlerinde bile bunaltıcı hale gelen sıcak havaya rağmen keyifli bir gezi yaptık.
4 dönem Tarsus'ta belediye başkanı olarak başarılı işlere imza attıktan sonra 2014 yılında MHP'den Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Burhanettin Kocamaz'ın bir belde belediye başkanı kadar mütavazi, doğal, sıcak kişiliğe sahip olduğunu bir defa daha test ettik.
Mersin halkının son derece samimi, içten, sıcak kanlı insanlar olduğunu gördük.
Ne yazık ki, meyve üreticilerinin son derece keyifsiz, çaresiz, tarlada bir lira etmeyen ürettikleri ürünlerin manavda 10 lira etmesinden dolayı üzüntülü olduklarını da öğrenmiş olduk.
Mersin'in büyükşehir olmasına rağmen sıradan bir Anadolu kenti görünümünü henüz geçemediğini görmüş olduk.
Mersin'de henüz deniz turizminin başlamamış olduğunu öğrenmiş olduk.
Kent insanının bir sahil kentinde yaşadığının farkında olmadığını fark etmiş olduk.
Şehir halkının ve yöneticilerinin henüz modern hayata tam anlamıyla geçişi tamamlamamış olduğunu fark etmiş olduk.
Kim bilir belki de bu iyi bir şey, zira samimiyet ve sıcaklık o zaman modern yaşam ile birlikte de ortadan kaybolabiliyor.
Tarsus'un Mersin'den daha çok il olmayı hak ettiğini gözlemledik.
İçel isminin devlet tarafından yasaklandığı için pek kullanılmadığını ama Mersin'in henüz metropolleşme yolunda çok yolu olduğunu da öğrendik.
Türkiye'de üretilen meyvelerin 5'te 1'inin Mersin'de üretildiğini, Türkiye'nin meyve
ihracatının yüzde 15'ini Mersin'in karşıladığını, limonun yüzde 70, muzun yüzde 72,
çileğin yüzde 33, portakalın yüzde 15, şeftalinin ise yüzde 18'inin Mersin'de üretildiğini öğrendik.
Meyve ve hasat festivali
Bu yıl ilk defa düzenlenen Meyve Hasat Günleri'nin festivalleşmesi beklenirken, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'ın bu fikre pek sıcak bakmadığını da söyleyebiliriz.
“Amaç üreticilerimizi, çitfçilerimizi memnun etmek, onların menfaatine ne gerekiyorsa onu yapmak. Oysa festivallerde genelde işi eğlenceye ve gösterişe çevirenler boy gösteriyor” diyen Başkan Kocamaz'a katılmamak elde değil.
Festival olayına pek sıcak bakmayan birisi olarak ben de festivalden ziyade gerçekten üreticiye, çitfçiye, sağlıklı ve kaliteli meyve yetiştirmeğe yönelik ne varsa o yönde etkinliklerden yanayım.
Ve hemen buradan seslenelim, şayet yetkililer bir şeyler yapmayı düşünüyorlarsa bu konuda harcanacak her kuruşun, fedakar üretici ve çiftçinin lehine olarak düşünülmesi unutulmamalıdır.
Üreticileri unutmayalım
Neyse yaklaşık 15 gazeteci ve Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığı ile birlikte Tarsus'ta mevsimin ilk meyvelerini topladık.
Türkiye’nin sert çekirdekli meyve ihtiyacının yüzde 67’sini karşılayan Mersinli üretici yıl boyunca emek vermiş ve mahsullerinin toplandığı bu güzel ana şahitlik ettik.
Gün boyu önce Tarsus sonra Mersin'in önemli yerlerinden bazılarını gezdik.
Kısaca hoş üç gün geçirdik.
Çok değerli yeni, meslektaşlarımla tanıştım.
Mersin'den güzel anılar ile ayrıldık.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile uzun sohbet yaparak; 'yine aday olacak mısınız sorusuna' ''bu işlere girmeyeceksin, girdin mi ayrılmak zor'' cevabını alarak, hiç gerek yoktu ama adımıza hazırlanan plaketi Tarsus İlçe Emniyet Müdürü Salim Çakan'ın elinden aldık, Mersin Milletvekili Baki Şimmşek, Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu gibi çok değerli insanlarla tanıştık, halaylar çektik, boynumuza kefiye taktık, tüysüz şeftali nektari tattık.
Bunlar güzel şeyler.
Yazımın bundan sonraki bölümünde konuşmalardan bilgiler vereceğim.
Şimdilik burada vedalaşırken çu gezinin ana mesajının; ''çiftçilerin haklarına sahip çıkılmalı'' olduğunu sık sık vurgulaymak olduğunu unutmayalım...
Yalçın Bayer’i bilenler bilir
Mesela bu etkinlik festival olmamasına rağmen bence çok verimli geçmiştir. Hürriyet Gazetesi denince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Yalçın Bayer ile koltuğumuza kurulduk ve kısa bir dedikodudan sonra Adana Havaalanı'na indik. Mersin'e ayak basar basmaz tantuni tattık. Çok acıkmış olmalıyım ki, MEMOŞ TANTUNİ'de tam üç tantuni yedim. Dedik ya, Yalçın Bayer'i bilen bilir diye. O halde bu konuda fazla yazmayacağım. Hani geceleri uzatan sohbetlerini ve etkinliklerdeki fazla meraklı oluşunu.
Ürün kalitemiz artıyor
Anamur muzu, Silifke çileği, Tarsus beyazı üzümü, Tarsus sarıulak zeytini, Mut kayısısı, Erdemli limonu gibi marka ürünleriyle ön plana çıkan, ayrıca narenciye, nar, şeftali ve tropikal meyveler başta olmak üzere 65 çeşit meyve üretilen Mersin'de, turfanda nektarin ve kirazda ilk hasatın yapıldığı tören, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu'nun sahibi olduğu çiftlikte düzenlendi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu ve üreticiler katıldı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi'nin işbirliğinde düzenlenen etkinlik çerçevesinde, Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı kırsal mahallelerde iki bahçeye basın gezisi düzenlendi. Tarsus’a bağlı Cırbıklar Mahallesi'nde 600 dekarlık Ekincioğlu nektarin, şeftali ve erik bahçesinde başlayan hasat gezisi, Çakıllı Mahallesi'ndeki Karaoğlu kiraz ve kayısı bahçeleri ile üzüm bağlarında sona erdi.
Törende konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, tarihi 10 bin yıl öncesine dayanan bir kentin topraklarının da bereketli olduğunu belirterek, Mersin'in dağıyla ovasıyla taş ekilse taşın biteceği bir bölge olduğunu vurguladı.
"Her türlü gıdanın yetiştiği bu bölgede bizim insanımız tarımla ilgili her konuda maharetli, çalışkan" diyen Kocamaz, üretim konusunda hiçbir problem olmadığını söyledi. Son yıllarda yeni modern sistemlerin de hayata geçmesiyle bölgedeki ürün kalitesinin her geçen gün biraz daha arttığına dikkat çeken Kocamaz, "İnsanlarımız artık daha sağlıklı ürünlere kavuşma imkanı buluyorlar. Dileğimiz, içinde bulunduğumuz bu bahçe gibi modern bahçeler hale getirilmesi, üretilen ürünlerin kalitesinin artırılması" dedi.
Üretici karşılığını alamıyor
Üreticilerin sorunlarına da değinen Kocamaz, geçmişte yaşadığı anılardan örnekler vererek, tarımın bugün içinde bulunduğu durumu anlattı. Çocukluğunda 20 dönüm portakal bahçesi olan bir üreticinin, köyün en zengini olduğunu vurgulayan Kocamaz, "Ama maalesef şu anda 200 dönüm narenciye bahçesi olan insanlar, gelip çocuklarına bizden asgari ücretle iş istiyorlar. Nereden nereye gelmişiz. Ben de bu yörenin çocuğu olarak bahçelerde çok çalıştım, çok çapa yaptım. Babam seyyar satıcıydı. O dönemlerde biz tablanın üzerinde portakalı satarken '3 kilo 1 lira' diye avaz avaz bağırırdık. Ben o zaman 8-10 yaşlarındaydım, şu anda gelmişim 62 yaşına ve portakalı üretici halen '3 kilo 1 lira'ya satamıyor. Bu, gerçekten acı bir durum. Üretici, üretme konusunda hiçbir sıkıntı olmadan her türlü fedakarlığı gösteriyor ama üretilen ürünün karşılığını bulması, döktüğü alın terinin karşılığını alma konusunda çok büyük sıkıntıları var" diye konuştu.
Örtü altının şampiyonu
Örtü altı meyvecilikte Türkiye'nin yüzde 69 meyve ihtiyacını karşılayan ve iyi tarım uygulamalarıyla insanlara sağlıklı meyve yediren Mersin, bu özelliklerini tüm dünyaya duyurmayı hedefliyor. Türkiye'nin önde gelen tarım kenti olan Mersin, açık alanda ve örtü altında (sera) yetiştirilen turfanda meyvecilikte de ilk sıraya yerleşti. 382 bin hektar tarım alanına sahip kentte, bu alanın 129 bin hektarında meyve üretimi yapılıyor. Bu rakam, bölge tarım alanlarının yüzde 34'ünü oluştururken, 18,9 milyon ton olan Türkiye'nin toplam meyve üretiminin 2,3 milyon tonunu üreten Mersin'in, ülkenin meyve ihtiyacını karşılama oranı ise yüzde 12 ile 15 arasında bulunuyor. Ülkenin 422 bin tonluk örtü altı meyve üretiminin 291 bin tonu da Mersin'de yetiştiriliyor.
Meyveciliğin başkenti
Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu da Türkiye ve Mersin'in meyve üretim rakamlarını verdiği konuşmasında, Mersin'in üzüm, zeytin, çilek, keçiboynuzu ve yenidünya gibi 65 çeşit ürünün yetiştirildiği Türkiye'nin mikro klima iklimine sahip istisna bir kenti olduğunun altını çizdi. Havaların ısınmasıyla birlikte bölgede turfanda meyve olarak kayısı, şeftali, nektarin, Japon eriği, kiraz ve serada üzüm hasadına başladıklarını bildiren Karaoğlu, Mersin'in marka olmuş meyveleriyle ön plana çıktığını vurguladı. Karaoğlu, "Mersin, örtü altı meyvecilikte Türkiye'nin yüzde 69 meyve ihtiyacını karşılamaktadır ve turfanda meyvecilikte Türkiye'nin başkentidir. Mersin, limon, muz, çilek, keçiboynuzunda Türkiye'de liderdir. Kayısı üretiminde 107 tonla 2'inci durumdadır. Türkiye'nin yüzde 35'lik üzüm ihtiyacını karşılamaktadır. Şeftali, nektarin, nar, portakal ve mandarin üretiminde söz sahibi olan Mersin, açıkta ve serada turfanda meyve üretiminde Türkiye'nin tek istisna bölgesidir" şeklinde konuştu. Karaoğlu, normalde bin rakımın üzerindeki bölgelerde yetişen kirazı da sahilde 200 rakımda yetiştirmeyi başardıklarını belirterek, birinci kiraz çeşidini 18 Nisan'da, ikinci kiraz çeşidini de 5 Mayıs'ta hasat ettiklerini ifade etti.
Türkiye haritasını göz önüne aldığınızda; Karadeniz'de soğuk ve yüksek dağlarının eteğinde fındık, Trakya'nın geniş ovalarında ancak buğday ve arpa, Doğu ve Güneydoğu'nun suyu az ve yeşili az tarlalarında patates, ayçiçeği; suyu ve yeşili bol olan Akdeniz ve Ege'de bol miktarda meyve yetiştirildiğini söyleyebiliriz.
İşte o suyu bol yeşili bol memlekette geçirdiğimiz üç günü sizlerle paylaşıyoum.
Mersin'de bu yıl ilk defa düzenlenen 'Meyve Hasat Günleri'ne şahit olma şansımız oldu.
Üç gün süren Mersin ve Tarsus gezisinden birçok şey öğrenerek döndük.
Daha Mayıs ayının ilk günlerinde bile bunaltıcı hale gelen sıcak havaya rağmen keyifli bir gezi yaptık.
4 dönem Tarsus'ta belediye başkanı olarak başarılı işlere imza attıktan sonra 2014 yılında MHP'den Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Burhanettin Kocamaz'ın bir belde belediye başkanı kadar mütavazi, doğal, sıcak kişiliğe sahip olduğunu bir defa daha test ettik.
Mersin halkının son derece samimi, içten, sıcak kanlı insanlar olduğunu gördük.
Ne yazık ki, meyve üreticilerinin son derece keyifsiz, çaresiz, tarlada bir lira etmeyen ürettikleri ürünlerin manavda 10 lira etmesinden dolayı üzüntülü olduklarını da öğrenmiş olduk.
Mersin'in büyükşehir olmasına rağmen sıradan bir Anadolu kenti görünümünü henüz geçemediğini görmüş olduk.
Mersin'de henüz deniz turizminin başlamamış olduğunu öğrenmiş olduk.
Kent insanının bir sahil kentinde yaşadığının farkında olmadığını fark etmiş olduk.
Şehir halkının ve yöneticilerinin henüz modern hayata tam anlamıyla geçişi tamamlamamış olduğunu fark etmiş olduk.
Kim bilir belki de bu iyi bir şey, zira samimiyet ve sıcaklık o zaman modern yaşam ile birlikte de ortadan kaybolabiliyor.
Tarsus'un Mersin'den daha çok il olmayı hak ettiğini gözlemledik.
İçel isminin devlet tarafından yasaklandığı için pek kullanılmadığını ama Mersin'in henüz metropolleşme yolunda çok yolu olduğunu da öğrendik.
Türkiye'de üretilen meyvelerin 5'te 1'inin Mersin'de üretildiğini, Türkiye'nin meyve
ihracatının yüzde 15'ini Mersin'in karşıladığını, limonun yüzde 70, muzun yüzde 72,
çileğin yüzde 33, portakalın yüzde 15, şeftalinin ise yüzde 18'inin Mersin'de üretildiğini öğrendik.
Meyve ve hasat festivali
Bu yıl ilk defa düzenlenen Meyve Hasat Günleri'nin festivalleşmesi beklenirken, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'ın bu fikre pek sıcak bakmadığını da söyleyebiliriz.
“Amaç üreticilerimizi, çitfçilerimizi memnun etmek, onların menfaatine ne gerekiyorsa onu yapmak. Oysa festivallerde genelde işi eğlenceye ve gösterişe çevirenler boy gösteriyor” diyen Başkan Kocamaz'a katılmamak elde değil.
Festival olayına pek sıcak bakmayan birisi olarak ben de festivalden ziyade gerçekten üreticiye, çitfçiye, sağlıklı ve kaliteli meyve yetiştirmeğe yönelik ne varsa o yönde etkinliklerden yanayım.
Ve hemen buradan seslenelim, şayet yetkililer bir şeyler yapmayı düşünüyorlarsa bu konuda harcanacak her kuruşun, fedakar üretici ve çiftçinin lehine olarak düşünülmesi unutulmamalıdır.
Üreticileri unutmayalım
Neyse yaklaşık 15 gazeteci ve Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığı ile birlikte Tarsus'ta mevsimin ilk meyvelerini topladık.
Türkiye’nin sert çekirdekli meyve ihtiyacının yüzde 67’sini karşılayan Mersinli üretici yıl boyunca emek vermiş ve mahsullerinin toplandığı bu güzel ana şahitlik ettik.
Gün boyu önce Tarsus sonra Mersin'in önemli yerlerinden bazılarını gezdik.
Kısaca hoş üç gün geçirdik.
Çok değerli yeni, meslektaşlarımla tanıştım.
Mersin'den güzel anılar ile ayrıldık.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile uzun sohbet yaparak; 'yine aday olacak mısınız sorusuna' ''bu işlere girmeyeceksin, girdin mi ayrılmak zor'' cevabını alarak, hiç gerek yoktu ama adımıza hazırlanan plaketi Tarsus İlçe Emniyet Müdürü Salim Çakan'ın elinden aldık, Mersin Milletvekili Baki Şimmşek, Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Mersin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu gibi çok değerli insanlarla tanıştık, halaylar çektik, boynumuza kefiye taktık, tüysüz şeftali nektari tattık.
Bunlar güzel şeyler.
Yazımın bundan sonraki bölümünde konuşmalardan bilgiler vereceğim.
Şimdilik burada vedalaşırken çu gezinin ana mesajının; ''çiftçilerin haklarına sahip çıkılmalı'' olduğunu sık sık vurgulaymak olduğunu unutmayalım...
Yalçın Bayer’i bilenler bilir
Mesela bu etkinlik festival olmamasına rağmen bence çok verimli geçmiştir. Hürriyet Gazetesi denince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Yalçın Bayer ile koltuğumuza kurulduk ve kısa bir dedikodudan sonra Adana Havaalanı'na indik. Mersin'e ayak basar basmaz tantuni tattık. Çok acıkmış olmalıyım ki, MEMOŞ TANTUNİ'de tam üç tantuni yedim. Dedik ya, Yalçın Bayer'i bilen bilir diye. O halde bu konuda fazla yazmayacağım. Hani geceleri uzatan sohbetlerini ve etkinliklerdeki fazla meraklı oluşunu.
Ürün kalitemiz artıyor
Anamur muzu, Silifke çileği, Tarsus beyazı üzümü, Tarsus sarıulak zeytini, Mut kayısısı, Erdemli limonu gibi marka ürünleriyle ön plana çıkan, ayrıca narenciye, nar, şeftali ve tropikal meyveler başta olmak üzere 65 çeşit meyve üretilen Mersin'de, turfanda nektarin ve kirazda ilk hasatın yapıldığı tören, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu'nun sahibi olduğu çiftlikte düzenlendi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu ve üreticiler katıldı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi'nin işbirliğinde düzenlenen etkinlik çerçevesinde, Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı kırsal mahallelerde iki bahçeye basın gezisi düzenlendi. Tarsus’a bağlı Cırbıklar Mahallesi'nde 600 dekarlık Ekincioğlu nektarin, şeftali ve erik bahçesinde başlayan hasat gezisi, Çakıllı Mahallesi'ndeki Karaoğlu kiraz ve kayısı bahçeleri ile üzüm bağlarında sona erdi.
Törende konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, tarihi 10 bin yıl öncesine dayanan bir kentin topraklarının da bereketli olduğunu belirterek, Mersin'in dağıyla ovasıyla taş ekilse taşın biteceği bir bölge olduğunu vurguladı.
"Her türlü gıdanın yetiştiği bu bölgede bizim insanımız tarımla ilgili her konuda maharetli, çalışkan" diyen Kocamaz, üretim konusunda hiçbir problem olmadığını söyledi. Son yıllarda yeni modern sistemlerin de hayata geçmesiyle bölgedeki ürün kalitesinin her geçen gün biraz daha arttığına dikkat çeken Kocamaz, "İnsanlarımız artık daha sağlıklı ürünlere kavuşma imkanı buluyorlar. Dileğimiz, içinde bulunduğumuz bu bahçe gibi modern bahçeler hale getirilmesi, üretilen ürünlerin kalitesinin artırılması" dedi.
Üretici karşılığını alamıyor
Üreticilerin sorunlarına da değinen Kocamaz, geçmişte yaşadığı anılardan örnekler vererek, tarımın bugün içinde bulunduğu durumu anlattı. Çocukluğunda 20 dönüm portakal bahçesi olan bir üreticinin, köyün en zengini olduğunu vurgulayan Kocamaz, "Ama maalesef şu anda 200 dönüm narenciye bahçesi olan insanlar, gelip çocuklarına bizden asgari ücretle iş istiyorlar. Nereden nereye gelmişiz. Ben de bu yörenin çocuğu olarak bahçelerde çok çalıştım, çok çapa yaptım. Babam seyyar satıcıydı. O dönemlerde biz tablanın üzerinde portakalı satarken '3 kilo 1 lira' diye avaz avaz bağırırdık. Ben o zaman 8-10 yaşlarındaydım, şu anda gelmişim 62 yaşına ve portakalı üretici halen '3 kilo 1 lira'ya satamıyor. Bu, gerçekten acı bir durum. Üretici, üretme konusunda hiçbir sıkıntı olmadan her türlü fedakarlığı gösteriyor ama üretilen ürünün karşılığını bulması, döktüğü alın terinin karşılığını alma konusunda çok büyük sıkıntıları var" diye konuştu.
Örtü altının şampiyonu
Örtü altı meyvecilikte Türkiye'nin yüzde 69 meyve ihtiyacını karşılayan ve iyi tarım uygulamalarıyla insanlara sağlıklı meyve yediren Mersin, bu özelliklerini tüm dünyaya duyurmayı hedefliyor. Türkiye'nin önde gelen tarım kenti olan Mersin, açık alanda ve örtü altında (sera) yetiştirilen turfanda meyvecilikte de ilk sıraya yerleşti. 382 bin hektar tarım alanına sahip kentte, bu alanın 129 bin hektarında meyve üretimi yapılıyor. Bu rakam, bölge tarım alanlarının yüzde 34'ünü oluştururken, 18,9 milyon ton olan Türkiye'nin toplam meyve üretiminin 2,3 milyon tonunu üreten Mersin'in, ülkenin meyve ihtiyacını karşılama oranı ise yüzde 12 ile 15 arasında bulunuyor. Ülkenin 422 bin tonluk örtü altı meyve üretiminin 291 bin tonu da Mersin'de yetiştiriliyor.
Meyveciliğin başkenti
Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu da Türkiye ve Mersin'in meyve üretim rakamlarını verdiği konuşmasında, Mersin'in üzüm, zeytin, çilek, keçiboynuzu ve yenidünya gibi 65 çeşit ürünün yetiştirildiği Türkiye'nin mikro klima iklimine sahip istisna bir kenti olduğunun altını çizdi. Havaların ısınmasıyla birlikte bölgede turfanda meyve olarak kayısı, şeftali, nektarin, Japon eriği, kiraz ve serada üzüm hasadına başladıklarını bildiren Karaoğlu, Mersin'in marka olmuş meyveleriyle ön plana çıktığını vurguladı. Karaoğlu, "Mersin, örtü altı meyvecilikte Türkiye'nin yüzde 69 meyve ihtiyacını karşılamaktadır ve turfanda meyvecilikte Türkiye'nin başkentidir. Mersin, limon, muz, çilek, keçiboynuzunda Türkiye'de liderdir. Kayısı üretiminde 107 tonla 2'inci durumdadır. Türkiye'nin yüzde 35'lik üzüm ihtiyacını karşılamaktadır. Şeftali, nektarin, nar, portakal ve mandarin üretiminde söz sahibi olan Mersin, açıkta ve serada turfanda meyve üretiminde Türkiye'nin tek istisna bölgesidir" şeklinde konuştu. Karaoğlu, normalde bin rakımın üzerindeki bölgelerde yetişen kirazı da sahilde 200 rakımda yetiştirmeyi başardıklarını belirterek, birinci kiraz çeşidini 18 Nisan'da, ikinci kiraz çeşidini de 5 Mayıs'ta hasat ettiklerini ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.