'15 Temmuz sürçülisan'

'15 Temmuz sürçülisan'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hükümet programını Cuma günü TBMM'ye sunacaklarını, programın birinci bölümünde ağırlıklı olarak Yeni Anayasa konusunun yer alacağını söyledi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın "Yemin için son gün 15 Temmuz" açıklaması
Erdoğan, kabine üyelerini açıkladığı toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Hükümet programının ne zaman TBMM'ye sunulacağı ve yemin krizi konularında soruları yanıtlayan Erdoğan programın hazır olduğunu, Cuma günü TBMM'ye sunacaklarını söyledi. Erdoğan şöyle devam etti:

"Birincisi bizim bu hükümet programımızın birinci bölümünü ağırlıklı olarak yeni Anayasa, ileri demokrasi ve bunun yanında temel hak ve özgürlükler oluşturuyor. Arkasında ekonomi önemli bir yer bunun yanında güçlü toplum önemli bir yer alıyor. Özellikle de bugüne kadar olan sürecin bir kısa özetlemesi bundan sonra yapılacak olanlar ki sosyal politikalar önemli bir yer alacak. Onun için de sosyal politikalar üzerinde ciddi manada yoğunlaşacağız. Bir diğeri de uluslar arası ilişkiler noktasında dış politika önemli bir yer alacak. Bugün son çalışmamızı yapıyoruz. Hükümet programı hazır. Kendim de okudum. Bugün son çalışmayı yapacağız. Takiben de Cuma günü saat 15.00'de parlamentoda sunumu yapacağız."

"Grup Başkanvekelemen sürçü lisanı olmuş"

TBMM'deki yemin krizine ilişkin AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın "son gün 15 Temmuz" açıklamalarına da açıklık getiren Erdoğan, "Bizim arzumuz muhalefetin yemin ederek orada yerini almasıdır. Burada bizim önyargımız falan söz konusu değil. Ve grup başkanvekili arkadaşımın ayın 15'i ile ilgili sürçülisanı olmuş; böyle bir tarih vermeyi doğru bulmuyorum. O yanlış bir şey" dedi. Muhalefete çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

"Ana muhalefet herhalde marjinal değildir. Ana muhalefet demokrasilerde her zaman iktidarın alternatifidir. İktidarın alternatifi olan bir ana muhalefet partisi marjinal düşünce kalıbı içinde hareket ederse; bu öyle zannediyorum ki kendisine yetki verenleri de üzecektir. Şu anda ana muhalefetin tavrını tasvip etmemiz mümkün değil. Sadece kendileri verilen bir görev vardır. O da milletvekili olmuşlardır ama vekaleti tamamlayıcı o yemini yapmadıkları için ciddi bir sorumluğun altındadır. Çünkü yasama çalışmalarına katılamadıktan sonra alınan vekaletin bir anlamı olur mu? Alınan vekaletin anlamı olması için, sana o vekaleti verenlerin verme gerekçesini yerine getireceksin. Nedir o? Hizmettir. O hizmet var mı? Yok. Anadolu'ya gidip millete anlatın. E neyi anlatacak? 'Biz yemin etmedik, içerde iki arkadaşımız vardı, bundan dolayı yemin etmedik' diyemezsin. Bu bir defa yargıya, hukuka karşı ayrı bir saygısızlıktır. Bırakın yargı ne yapacaksa yapsın. Ama sen gel aynen MHP gibi çalışmalara katıl. Ama bunlar çalışmalara katılmamak suretiyle şu anda ana muhalefet görevini yerine getirmiyor. Tek farkı var; tribünde izlemiyor, genel kurula giriyor. Eğer bu süreç içinde kendileri yeminlerini yapmak suretiyle, yasama görevlerine katılırlarsa, biz bundan memnun oluruz. Fakat yasama görevlerini yerine getirmiyorlarsa o zaman da parlamento içi hukukun gereği neyse yerine getirmek bizim görevimizdir."

"Yeri Diyarbakır değil"

Başbakan Erdoğan, BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekillerinin boykotu konusunda Cumhurbaşkanı ile görüş alışverişinde bulunup bulunmadıkları yönünde bir soruya "Bu konuyla ilgili değerlendirmemiz noktasında ciddi bir farklılığımız söz konusu değil" yanıtını verdi. Erdoğan bağımsız vekillerin tavrına ilişkin değerlendirmesinde ise "BDP'nin desteklemediği bağımsız milletvekili yok. Onunla hepsi koordineli olarak seçime girmiş durumdalar. Şu anda da kendilerine farklı bir yol belirlemişler. Diyarbakır'da toplanarak oradan toplantılarını yapıp oradan değişik yerlere dağılma... Demokrasi içerisinde bir yol arama hedefleri sorunları yok. Sırtlarını nereye dayadıkları zaten belli. Eğer demokrasi içinde yol arayacaklarsa bunun yeri Diyarbakır değil. Diyarbakır hepimizindir. Eğer onun içinde farklı hesaplar içerisine giriyorlarsa aldanıyorlar. Tek yeri var bu işin. TBMM'dir. Eğer Türkiye'nin milletvekili ise bunlar, bunun yeri TBMM'dir. Türkiye'nin değil farklı bir anlayışla bir belediye meclis üyesi ise onu bilemem. Şu anda yaptıkları o kategori içindedir. Adeta bir il genel meclisi üyesi olarak konuşuyor, TBMM üyesi olarak değil. Olayın aslı budur. Biz bu konuda CHP ile alakalı ne söylediysem şu anda BDP zaten grubunu kurmuş durumda onun için de söyleyeceklerim farklı değil" dedi.

"Tartışmalar kara leke getiriyor"

Başbakan Erdoğan'a Şike Operasyonu da sorulurken, kendisinin de bir Fenerbahçe taraftarı olduğunun hatırlatılması üzerine "Sadece Taraftar değilim kongre üyesiyim" dedi. Olayın sadece Fenerbahçe ile alakalı olmadığını, dal budak saldığı geniş bir alan olduğunu kaydeden Erdoğan, "Yargı hangi belgelerle nereye ulaşacak bilemem. Eğer bir yerde bir suistimal varsa bir yanlış varsa bunun adil bir yaklaşımla çözülmesi lazım. Bu bizim çok sevdiğimiz inandığımız bildiğimiz ne olursa olsun orada da takınacağımız tavırdır. Bu konuyla ilgili olarak yargı şu anda belgelerle bilgilerle çalışmalar yaptığını söylüyor. Aldığımız bilgiler bu istikamette. Süratle bir neticeye adil bir şekilde varmak suretiyle bizim uluslar arası bu noktadaki vizyonumuza leke gelmesin. Uluslararası camiada lekelenmeyelim. Şu andaki tartışmalar dahi bize bir leke getiriyor. Bunun süratle temizlenmesi lazım. Tabi bu artık uzun yıllara yönelik de bu tür dedikodularını yapılmasına bile fırsat vermeyecektir. Türkiye artık her alanda yani Ergenekon'du Balyozdu bir çok alanda olduğu gibi birçok sorunu alanları temizleyerek önümüzdeki sorun alanlarından arındırılarak gerçekten halkımızın yönetimine halkımızın yargısına inandığı kurumlarına inandığı bir ülke haline gelmelidir. Atılan adımlar buna yöneliktir. Biz de bunları duygusal bir şekilde değil olması gereken neyse bu şekilde bakmalıyız. Temenni ederiz ki acil kararlar verilmek suretiyle adil kararlar verilmek suretiyle bir neticeye varılır. Şu anda artık takımlar kampta ligler başlayacak. Ne olduğu ne olacağı süratle meydana çıkmış olsun."

19-20 Temmuz'da Kıbrıs'ta

Başbakan Erdoğan Kıbrıs ziyaretinin iptal edileceği konusunda yerel basında yer alan haberlere ilişkin bir soru üzerine ise, "Beni yerel gazetecilerin veya bazı marjinal grupların değerlendirmeleri ilgilendirmez. Allah nasip ederse 19-20'sinde Cumhurbaşkanının davetine icabetle orada olacağım" yanıtını verdi. Erdoğan öte yandan yeni kabinede dışarıda kalan Nimet Çubukçu'nun Meclis Başkanvekilliği konusunda aday gösterilip gösterilmeyeceği konusunda ise AKP Grubunda bunun değerlendirmesini yapacaklarını tek başına kendisinin belirleyici olmadığını söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.