'Adalet bekleyen yanılır!'

'Adalet bekleyen yanılır!'
Kılıçdaroğlu: "Mahkeme iktidarın emrinde. Verdiği kararlarla bunu ispatladılar.”
Kılıçdaroğlu, gerekçesini, “Çünkü o mahkeme iktidarın emrinde bugüne kadar verdiği kararlarla bunu ispatladılar” diye açıkladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasıyla ilgili gelişmeler ile Yüksek Askeri Şura kararlarını SÖZCÜ’ye değerlendirdi. Ergenekon kararı için, “Silivri’den adalet bekleyenler yanılıyor” dedi. YAŞ kararı için de, “Silahlı Kuvvetler’in gelenekleriyle oynanması Türkiye’ye zarar verir” tespitini yaptı. İşte CHP liderinin, gündeme ilişkin görüşleri:

Hukuk hep ihlal edildi

SİLİVRİ’de adalet bekleyenler yanılıyor. Çünkü o mahkemeler, siyasi otoritenin emrinde olan mahkemeler. Bugüne kadar verdikleri kararlarla bunu kanıtladılar. Silivri’de sağlıklı bir yargılama yapılmadığı gibi, hukuk hep ihlal edildi. Bir kan davasına dönüştürüldüğünü herkes biliyor. O yüzden bu mahkemelerden adalet çıkmaz.
SIKIYÖNETİM, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) dönemindeki gelenekler bu mahkemede aynen devam ediyor. Gizlilik kararı alınmadığı sürece mahkemeler açıktır. Her yurttaş yargılama sürecini dinleyebilir, izleyebilir. Şimdi, 12 Eylül 1980 döneminhdeki Sıkıyönetim mahkemelerinde bile olmayan bir ilke Silivri mahkemesi imza attı. Sanık yakınlarının da duruşma salonuna girişlerini yasakladı.

YARGININ kararını vali açıklıyor. Anayasa’da toplantı, gösteri yürüyüşü hakkı var. Ama İstanbul Valisi, mahkeme salonuna girmelerini bırakın insanların mahkeme salonu dışında bulunmalarını bile istemiyor ve ‘Ben yasakladım’ diyor. Soruyorum, ‘Siz, yasaların üstünde bir göreve, yetkiye mi sahipsiniz?’

Polis devletine gidiyoruz

POLİSİ kullanarak, Silivri’ye gitmek isteyenlerin üzerinde baskı kuruluyor. Siyasi iktidarın baskısı toplum üzerinde hissettiriliyor. Demokrasiden hızla uzaklaşıyoruz ve polis devletine doğru gidiyoruz. Önümüzdeki süreçte en büyük tehlike üniversitelere polisin sokulmasıdır. Bu konuda hükümeti uyarmayı da bir yurttaşlık görevi olarak biliyorum.

SAĞLIKLI işleyen demokraside vatandaş en az polisle karşı karşıya gelir. Bugün sokağa çıktığımızda önümüze önce polis çıkıyor. Bu gerçeği artık bütün dünya biliyor.

HAKSIZLIKLAR karşısında bir toplumun suskun kalmasını sağlamak, o topluma en büyük haksızlıktır. Haksızlıklar karşısında itiraz edenler, aslında bütün dünyanın önünde Türkiye’nin onurunu kurtarıyorlar. O insanları suçlamak değil, kutlamak gerekiyor.

SİYASETİN en az bulaşması gereken alan Silahlı Kuvvetler’dir. Hiyerarşik bir yapıyı oluşturan askeri yönetimin kuralları ve gelenekleri vardır. O alana siyasetin girmesi, terfilere müdahale etmesi, gelenekleriyle oynaması kurum kültürünün yok olmasına yol açar.

Orduyu şekillendiriyorlar

AKP’nin yaptığı da budur. Bugün Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bile Türkiye’nin silahlı güçleriyle alay eder noktaya gelmiştir. Komutanları hapiste, gelenekleriyle oynanmış, siyasetini hemen hemen her alana müdahale ettiği bir ordu sağlıklı bir yapılanma içinde olamaz.

İKTİDAR kendi siyasal görüşlerini, ideolojisini topluma zorla kabul ettirmeye çalışıyor. AKP artık kendi devletini oluşturdu. Valisiyle, kaymakamıyla, askeriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversiteleriyle kendi devletini oluşturdu. Farklı görüşlere yer vermiyor, onları dinlemiyor. Orduyu da kendine göre şekillendiriyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.