'AKP sözünü tutsun'
Yayınlanma:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin etnik kimliğe ve bölgesel yapıya dayalı bir özerklik anlayışını kesinlikle kabul etmeyeceğini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin etnik kimliğe ve bölgesel yapıya dayalı bir özerklik anlayışını kesinlikle kabul etmeyeceğini açıkladı. BDP’ye parlamentoya gelmeleri çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, iktidar partisi AKP’den de tutuklu vekillerin durumu konusunda verdiği sözü yerine getirmesini istedi.
Kılıçdaroğlu, IRA terörünün nasıl sona erdirildiğini yerinde görmek için İngiltere ve İrlanda’da yapılan toplantılara CHP milletvekillerinin de katılmasına ise “PKK sorununun çözümü için yurtdışına çağırsalar gitmeyelim diyebiliriz. Ama diğer ülkelerde terörün nasıl çözüldüğüne ilişkin bir toplantıya gidilmesini değil, gidilmemesini eleştirmek lazım. İmkânım olsaydı da keşke daha fazla milletvekili gönderebilseydim” dedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, DTK ve BDP’lilerin gündeme getirdiği “özerklik” talepleri hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Kesinlikle etnik kimliğe ve bölgesel yapıya dayanan bir özerkliği kabul etmeyiz. Bu ayrışma getirir. Böyle bir anlayış en fazla da Kürtlere zarar verir. Siz siyasetçi olarak toplumun ayrışmasını değil entegre edilmesini sağlayacaksınız. Bölünme topluma zarar verir. İç çatışmaları beslemiş olursunuz. AKP’nin sağlıklı politika izlemediği buradan da belli. İmralı’ya verilen sözler niye açıklanmıyor, derken işte bunu kastediyorum.”
BDP Meclis’e gelmeli
BDP’nin izlediği politikalar konusunda da değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu bu partinin mutlaka TBMM’ye gelmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “BDP’nin son açıklamasından memnun oldum. ‘Amacımız Türkiye’yi bölmek değildir, bütünlüğünden yanayız’ diyorlar. Ama bunu söylerken bu ülkenin parlamentosunu tanımamak da olmaz. Doğru bir tavır değil. BDP seçmenine saygı gösteriyoruz. Ama parlamentoda görev yapmaları için oy verdiler. O zaman onların da parlamentoyu tanımıyorum noktasında durmaları doğru değildir.”
İrlanda’ya giden değil gitmeyen eleştirilmeli
Bir sivil toplum örgütü tarafından İngiltere ile Kuzey İrlanda arasında IRA terörünün nasıl sona erdiğini yerinde gözlemlemek için İngiltere ve İrlanda’ya yapılan geziye CHP’nin milletvekili göndermesi konusuna ise Kılıçdaroğlu, şöyle yaklaştığını ifade etti:
“Biz sanki oraya ülkeyi bölmeye, böldürmeye gitmişiz gibi bir hava yaratılmak isteniyor. Yok öyle bir şey. O gezide sadece IRA meselesi konuşulmadı. Güney Afrika dahil pek çok ülkedeki terör olgusu nasıl sona ermiş, ona bakıldı. Biz de iki arkadaş gönderdik. Ama bir yorum yapmadılar, konuşmadılar. Bu tür egzersizler faydalıdır. Gidene değil gitmeyene ‘Niye gitmedin’ diye sormak lazım. Orada masaya PKK sorunu yatırılsa ‘gitmeyelim’ diyebilirsiniz. Ama başka ülkeler terör sorununu nasıl sona erdirmiş, ona bakacaksınız. Gidip bakmak gerekir. Keşke imkân olsaydı da daha fazla milletvekili gönderebilseydim. Türkiye’de yapılsa ona da gider bakarız.”
IRA raporu: Biz daha rahat çözeriz
Geziye CHP adına katılan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve Ankara Milletvekili Levent Gök’ün kendisine sözlü bir rapor sunduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Milletvekillerimiz ‘Biz barışı İrlanda örneğine göre çok daha rahat yakalarız’ görüşüyle döndüler. Orada sözde barış sağlanmış durumda ama Katolik ve Protestanlar hâlâ ayrı yerlerde oturuyormuş. Aralarında kaynaşma yokmuş. Bizde PKK sorunu olmasına rağmen, o kadar kesin çizgilerle ayrışma yok. Kürtler sadece doğuda değil ülkenin her yerinde var. Binlerce evlilik yapılmış Türklerle Kürtler arasında.”
Ramazanda saldırının sorumlusu AKP
Hükümetin yürüttüğü dış politikayı da eleştiren Kılıçdaroğlu, NATO’nun Libya’ya yönelik saldırılarının sürmesinin sorumluluğunun da AKP hükümetinde olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, “Başbakan ‘Libya’da NATO’nun ne işi var?’ diyordu. Şimdi ramazan ayında Libya bombalanıyor, siviller yaşamlarını yitiriyor. Onun altında Erdoğan’ın imzası var. Eğer hükümet direnseydi şu anda Libya bombalanmazdı” dedi.
Libya konusunda yapılan ikinci hatanın, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun muhaliflerin merkezi Bingazi’ye giderek miting yapması olduğunu vurgulayan CHP lideri, “Türk Dışişleri ilk defa Libya’nın bölünmesine destek verdi. Yarın bir yabancı bakan ya da diplomat, Diyarbakır’da PKK mitingine giderek destek verse, Erdoğan ve Davutoğlu ne diyecekler? Adına dış poltika diyorlar ama bu yapılan kendi ayağına kurşun sıkmaktır” dedi.
BM kararı olmadan müdahaleye ‘hayır’
Kılıçdaroğlu Suriye’deki gelişmeler konusunda da AKP’nin Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına uygun hareket etmediğini savunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Suriye’ye demokrasi ve özgürlük gelmesini hepimiz istiyoruz. Ama birtakım güçler istiyor diye Suriye’ye müdahale yapılmasını da doğru bulmuyoruz. Sadece BM kararı alınırsa, uluslararası hukuki meşruiyet zemini sağlanırsa sorun olmaz. AKP bugün Suriye’ye açıkça gözdağı veriyor. Neden? Çünkü Batılıların çıkarları var Erdoğan’ı taşeron olarak kullanıyorlar. Suriye halkıyla düşman olmamız Türkiye’nin çıkarına değildir.”
Erdoğan’a namus çağrısı
CHP lideri Kılıçdaroğlu, tutuklu vekiller konusunda AKP’nin CHP ile imzaladığı ortak metinde verdiği sözleri tutması gerektiği çağrısı yaparak şunları söyledi:
“AKP ile aramızda imzalanan metin iki liderin iradesinin sonucudur. Başbakanın ve benim. Oradan çıkan iki anlam var. Öncelikle milletvekillerinin yemin etmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bir de uluslarası hukukun, yargı kararlarının, anayasanın, hukukun üstünlüğünün dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz. Yemin etme yolunun açılması konusunda irade ortaya konmaktadır. Bu irade her iki lider için de namustur. Yerine getirilmesi lazım.”
Silivri’ye kalabalık heyet
Kılıçdaroğlu, partisinin tutuklu bulunan iki milletvekili Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal’ın davalarını bundan sonra geniş katılımla yerinde takip edeceğini belirterek “Davaları izlemek için çok kalabalık bir milletvekili grubu Silivri’ye gidecek. Grup başkanvekilleri ve genel başkan yardımcıları da o heyette olacak” dedi.
Kılıçdaroğlu, IRA terörünün nasıl sona erdirildiğini yerinde görmek için İngiltere ve İrlanda’da yapılan toplantılara CHP milletvekillerinin de katılmasına ise “PKK sorununun çözümü için yurtdışına çağırsalar gitmeyelim diyebiliriz. Ama diğer ülkelerde terörün nasıl çözüldüğüne ilişkin bir toplantıya gidilmesini değil, gidilmemesini eleştirmek lazım. İmkânım olsaydı da keşke daha fazla milletvekili gönderebilseydim” dedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, DTK ve BDP’lilerin gündeme getirdiği “özerklik” talepleri hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Kesinlikle etnik kimliğe ve bölgesel yapıya dayanan bir özerkliği kabul etmeyiz. Bu ayrışma getirir. Böyle bir anlayış en fazla da Kürtlere zarar verir. Siz siyasetçi olarak toplumun ayrışmasını değil entegre edilmesini sağlayacaksınız. Bölünme topluma zarar verir. İç çatışmaları beslemiş olursunuz. AKP’nin sağlıklı politika izlemediği buradan da belli. İmralı’ya verilen sözler niye açıklanmıyor, derken işte bunu kastediyorum.”
BDP Meclis’e gelmeli
BDP’nin izlediği politikalar konusunda da değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu bu partinin mutlaka TBMM’ye gelmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “BDP’nin son açıklamasından memnun oldum. ‘Amacımız Türkiye’yi bölmek değildir, bütünlüğünden yanayız’ diyorlar. Ama bunu söylerken bu ülkenin parlamentosunu tanımamak da olmaz. Doğru bir tavır değil. BDP seçmenine saygı gösteriyoruz. Ama parlamentoda görev yapmaları için oy verdiler. O zaman onların da parlamentoyu tanımıyorum noktasında durmaları doğru değildir.”
İrlanda’ya giden değil gitmeyen eleştirilmeli
Bir sivil toplum örgütü tarafından İngiltere ile Kuzey İrlanda arasında IRA terörünün nasıl sona erdiğini yerinde gözlemlemek için İngiltere ve İrlanda’ya yapılan geziye CHP’nin milletvekili göndermesi konusuna ise Kılıçdaroğlu, şöyle yaklaştığını ifade etti:
“Biz sanki oraya ülkeyi bölmeye, böldürmeye gitmişiz gibi bir hava yaratılmak isteniyor. Yok öyle bir şey. O gezide sadece IRA meselesi konuşulmadı. Güney Afrika dahil pek çok ülkedeki terör olgusu nasıl sona ermiş, ona bakıldı. Biz de iki arkadaş gönderdik. Ama bir yorum yapmadılar, konuşmadılar. Bu tür egzersizler faydalıdır. Gidene değil gitmeyene ‘Niye gitmedin’ diye sormak lazım. Orada masaya PKK sorunu yatırılsa ‘gitmeyelim’ diyebilirsiniz. Ama başka ülkeler terör sorununu nasıl sona erdirmiş, ona bakacaksınız. Gidip bakmak gerekir. Keşke imkân olsaydı da daha fazla milletvekili gönderebilseydim. Türkiye’de yapılsa ona da gider bakarız.”
IRA raporu: Biz daha rahat çözeriz
Geziye CHP adına katılan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve Ankara Milletvekili Levent Gök’ün kendisine sözlü bir rapor sunduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Milletvekillerimiz ‘Biz barışı İrlanda örneğine göre çok daha rahat yakalarız’ görüşüyle döndüler. Orada sözde barış sağlanmış durumda ama Katolik ve Protestanlar hâlâ ayrı yerlerde oturuyormuş. Aralarında kaynaşma yokmuş. Bizde PKK sorunu olmasına rağmen, o kadar kesin çizgilerle ayrışma yok. Kürtler sadece doğuda değil ülkenin her yerinde var. Binlerce evlilik yapılmış Türklerle Kürtler arasında.”
Ramazanda saldırının sorumlusu AKP
Hükümetin yürüttüğü dış politikayı da eleştiren Kılıçdaroğlu, NATO’nun Libya’ya yönelik saldırılarının sürmesinin sorumluluğunun da AKP hükümetinde olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, “Başbakan ‘Libya’da NATO’nun ne işi var?’ diyordu. Şimdi ramazan ayında Libya bombalanıyor, siviller yaşamlarını yitiriyor. Onun altında Erdoğan’ın imzası var. Eğer hükümet direnseydi şu anda Libya bombalanmazdı” dedi.
Libya konusunda yapılan ikinci hatanın, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun muhaliflerin merkezi Bingazi’ye giderek miting yapması olduğunu vurgulayan CHP lideri, “Türk Dışişleri ilk defa Libya’nın bölünmesine destek verdi. Yarın bir yabancı bakan ya da diplomat, Diyarbakır’da PKK mitingine giderek destek verse, Erdoğan ve Davutoğlu ne diyecekler? Adına dış poltika diyorlar ama bu yapılan kendi ayağına kurşun sıkmaktır” dedi.
BM kararı olmadan müdahaleye ‘hayır’
Kılıçdaroğlu Suriye’deki gelişmeler konusunda da AKP’nin Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına uygun hareket etmediğini savunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Suriye’ye demokrasi ve özgürlük gelmesini hepimiz istiyoruz. Ama birtakım güçler istiyor diye Suriye’ye müdahale yapılmasını da doğru bulmuyoruz. Sadece BM kararı alınırsa, uluslararası hukuki meşruiyet zemini sağlanırsa sorun olmaz. AKP bugün Suriye’ye açıkça gözdağı veriyor. Neden? Çünkü Batılıların çıkarları var Erdoğan’ı taşeron olarak kullanıyorlar. Suriye halkıyla düşman olmamız Türkiye’nin çıkarına değildir.”
Erdoğan’a namus çağrısı
CHP lideri Kılıçdaroğlu, tutuklu vekiller konusunda AKP’nin CHP ile imzaladığı ortak metinde verdiği sözleri tutması gerektiği çağrısı yaparak şunları söyledi:
“AKP ile aramızda imzalanan metin iki liderin iradesinin sonucudur. Başbakanın ve benim. Oradan çıkan iki anlam var. Öncelikle milletvekillerinin yemin etmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bir de uluslarası hukukun, yargı kararlarının, anayasanın, hukukun üstünlüğünün dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz. Yemin etme yolunun açılması konusunda irade ortaya konmaktadır. Bu irade her iki lider için de namustur. Yerine getirilmesi lazım.”
Silivri’ye kalabalık heyet
Kılıçdaroğlu, partisinin tutuklu bulunan iki milletvekili Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal’ın davalarını bundan sonra geniş katılımla yerinde takip edeceğini belirterek “Davaları izlemek için çok kalabalık bir milletvekili grubu Silivri’ye gidecek. Grup başkanvekilleri ve genel başkan yardımcıları da o heyette olacak” dedi.
Politika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.