AKP yüzde 47'yi kullanamadı

AKP yüzde 47'yi kullanamadı
Eski AKP'li yeni MHP'li Murat Başegioğlu iktidarı 'Aldıkları oyları toplumsal uzlaşma için kullanamadılar' diye eleştirdi. 'Baraj kaygımız yok' diyen eski Bakan'a göre 'uzlaşı için' MHP'nin Meclis'e girmesini en çok AKP desteklemeli


AKP iktidarında Başbakan Tayyip Erdoğan'la 7 yıl beraber görev yapan ve ardından MHP'ye geçen Murat  Başesgioğlu siyasi gündeme ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. MHP'nin, önümüzdeki yasama döneminde çok önemli bir misyon üstlenmeye aday bir parti olduğunu ifade eden Başesgioğlu, 'Toplumsal uzlaşmanın sağlanması konusunda MHP'yi en çok iktidar partisi istemeli. Onu baraj altında bırakmak yerine, gerçek, demokratik kültürün bunu gerektirdiğini görmesi lazım' diye konuştu. Suskunluğuyla bilinen eski Bakan Başesgioğlu'nun mesajları: 
- HAZİNE KULLANILAMADI: İktidar, yüzde 47 gibi, herkese nasip olmayan bir oy aldı. Toplumsal uzlaşmayı sağlamak adına bu bir hazineydi. Kucaklama ve hoşgörü konusunda bu güzel birikim iyi kullanılmadı. Referandumdan sonra da toplumdaki ayrışma keskinleşti. Kamplaşma oldu. Bu da ileriye dönük iyi bir durum değil. 
- 13 HAZİRAN DAHA ÖNEMLİ: 12 Haziran kadar 13 Haziran da önemli. Türkiye, Libya'dan, Suriye'den ve diğerlerinden ekonomik, kültürel, sosyal olarak etkilenecek. Bilhassa Suriye çok kritik, Türkiye'yi daha yakından etkileyecek.  
- MOLA İKTİDARIN DA YARARINA: Türkiye'nin bu seçimlerde, mola verecek, rahat nefes alacak bir siyasi kompozisyon yakalaması lazım. İktidarı dinlendirmesi lazım. Bu iktidarın da yararına olur. Bir hasar, durum tespiti yapılmalı. Siyasi partiler aralarında uzlaşamazlarsa aşağıda vatandaşımız hiç uzlaşamaz.
- BARAJ PROBLEMİ YOK: Uzaktan yakından baraj problemi yok. Sokakta ya da anket oranlarında rastlamıyorum. Vatandaşımızın MHP'ye çok büyük teveccühü var. Vatandaşımız seçimin çok kritik, karanlık olacağını gördüğü için MHP'yi yeni parlamentoda mutlaka güçlü bir şekilde olması gerektiğine inanıyor. 
- MHP'NİN TBMM'DE ROLÜ: MHP ortaya çıkacak siyasal tabloya göre, milli birlik ve beraberlik konusu da dahil olmak üzere bin yıllık kardeşliğin devamı ve toplumsal uzlaşmanın sağlanması için çok önemli roller oynayacağına inandığım bir parti. MHP'nin parlamentoda olmasını belki de en çok iktidar partisinin istemesi lazım. İktidarın MHP'yi yok etmek, baraj altında bırakmak gibi düşünceyi taşımak yerine, demokratik kültürün gerektirdiğini görmesi lazım. 
- KOALİSYON İSTİKRARI: Milletvekilliği seçiminin 4 yıla inmesiyle beraber Türkiye'de her iki yılda bir seçim olacak. İtalya'da 5 partiden oluşan koalisyon yıllarca görevde kaldı. Ama İtalyan ekonomisi hep Avrupa ekonomisi içinde yükseldi. Türkiye'de  siyasal değişikliğin ekonomik istikrarı bozacağına ben inanmıyorum. 
- İMRALI'YLA GÖRÜŞME: Görüşmenin formatı önemli. İmralı'yı bütün hareketlerin adresi ve muhatap olarak görür, konuşursanız başka. İstihbarat örgütü, askeri nedenlerle görüşme olursa o  da ayrı. Şu anda maalesef benimle birlikte çok kişinin itiraz ettiği İmralı'yı bu anlamda muhataplık noktasında müzakere başlaması. Ve 'devletle görüşüyorum' noktasında Apo'yu söylettiren noktaya itiraz ediyoruz. Hani Apo'yla görüşülmüştü, 13 Haziran'a kadar bir şey ses çıkmayacaktı? Ne oldu o zaman. Bu görüşmenin geçerliliği, garantisi ne? Bu önemli. Diyarbakır, Şırnak'taki kalkışmayı, polise yapılanı ve son saldırıyı da kastediyorum. Orada, devletin meşru kanunlarına resmen bir kalkışma var. Siyasi boyutu itibarıyla görüşmenin ve örgüt başıyla işi müzakereye getirecek sürecin başlaması bence yanlış. Bu konunda parlamentoya gelenler var. İnisitiyatif kullansınlar bölgenin sorunlarını ifade etsin, görüşülsün. Onlar da inisiyatif kullanmayıp İmralıyı muhatap alma konusunda hükümeti zorluyor. Böyle bir strateji uyguladılar, bunda da başarılı oldular.

'Kürt politikası' ayırdı
- NEDEN MHP?: AKP ile bir süre politika yaptık. Ayrılışımın altında kişisel hiçbir neden, ikbal hesabı yok. Açılım politikası ve Habur girişi tuzu biberi oldu. Kürt politikasında farklı düşünüyordum. Kuzey Irak'la olan yerel yönetimle ilişkileri tasvip etmiyorum. Ortadoğu'ya yönelik dış politikadaki vizyon, sıfır politika denilen ama bugün maalesef elde hiçbir şey kalmayan politikalarda hemfikir değildik. En son da Kürt açılımı adı konulan son derece yanlış bir başlangıç yapıldı. Haklı olduğumuz da ortaya çıktı. Hükümetin yapması gereken karar verici olmamak. Ortak politika yaratmak için kanalları açması lazım. Bu mesele tek bir partinin altından kalkabileceği bir politika değil. Bundan kaçınıldı.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.