Anadol'dan savcı Öz'e tepki

CMK'nın 138. maddesine göre, yürütülen soruşturma veya kovuşturma ile ilgisi olmayan, ancak diğer bir suçun işlendiği şüphesi uyandırabilecek bir delil elde edilmesi halinde, durumun Cumhuriyet Savcılığına derhal bildirilmesi gerektiğini kaydeden Anadol, şöyle devam etti:
''Hangi Cumhuriyet Savcısı o? Olay nerede olmuş? TBMM ve Genel Merkezde. Yani Ankara'da. Ankara Cumhuriyet Savcısına bildireceksiniz. Durum bu kadar açıkken Zekeriya Öz'ün hukuki değil, siyasi görevini yerine getirerek Deniz Baykal'ı, Kemal Klııçdaroğlu'nu, Gürsel Tekin'i Ergenekon davasına bulaştırma gayretlerini şiddetle kınıyorum. Hukuki değildir, siyasidir. Siyaset yapmak istiyorsa istifa edip AKP'den aday olsaydı.

Önce Susurluk'ta adı geçenleri bu işin içine koydular, daha sonra muhalif gazeteciler, askerler, bilim adamları, istemedikleri kimler varsa. Eğer sıra CHP'ye geldi diyorlarsa çok çetin bir kayaya toslayacaklarının, çarpacaklarının farkında olsunlar. CHP, 12 Martları, 12 Eylülleri görmüş, direnmiş ve kendi küllerinin içinden doğmasını bilmiş bir partidir. Benden hatırlatması.''

Kemal Anadol, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'ın dünkü gazetelerde yer alan açıklamalarına değinerek, Pehlivan'ın İklim Bayraktar'ın Odatv resmi muhabiri olmadığını söylediğini kaydetti. Pehlivan'ın, Bayraktar'ın kendisini bilgilendirmesi üzerine Odatv'nin sahibi Soner Yalçın'a bilgi verdiğini belirttiğini kaydeden Anadol, ''Yani Bayraktar'ın iddia
Ergenekon soruşturmasının başından beri ''Kim gazetelere servis yapıyor?'' diye 17 soru önergesi verdiğini kaydeden Anadol, sızdırmayı ya savcı, ya polis, ya da ifadeyi alan Adalet Bakanlığı memurlarının yapabileceğini dile getirdi.

Sızdırma yapanları bulmanın iktidarın görevi olduğunu belirten Anadol, ''Bu görevi yapmadan, halt edip olayı magazinleştiren AKP grup başkanvekileri siyasi ciddiyetle bağdaşmayan bu sözleri nedeniyle ayıp ediyorlar. Koskoca Cumhuriyet Halk Partisine Cumhuriyet Halt Partisi sözcüğünü yakıştırmak dürüst bir hareket değildir. Bu tür ucuz düşünceleri yakıştıramıyorum. Eğer partilerin baş harflerinden yeni parti isimleri türetmek gerekirse AKP'ye Asılsız Komplocular Partisi demek lazım'' diye konuştu.

Anadol, dinlenen telefonların basına sızdırılmasının ağır bir suç olduğunu, ancak ''vakayı adiye'' haline geldiğini belirterek, Deniz Feneri'ndeki ifadelerin hiç basında çıkmadığını söyledi. Anadol, ''Neden? Oradaki yandaş görevlilere tembih etmişler. Servis yapamıyorlar. Tam bir çifte standart'' dedi.

Sızdırma yapanlara disiplin cezası dahi verilmediğini kaydeden Anadol, ''Hala Beşiktaş Adliyesinde o savcılar görev yapıyor, hala o polisler ifade alıyor'' diye konuştu. Bu arada benzine 8 kez zam yapıldığını, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın ''AKP iktidarında kırsaldaki yoksul sayısı 7 milyonu aştı'' dediğini ifade eden Anadol, ''Asılsız dinlemeler, bu tür haberler öne çıkmasın diye yapılıyor. Olaylar magazinleştiriliyor'' görüşünü dile getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''cezaevinde 27 gazeteci olduğunu'' söylediğini belirten Anadol, dün gazetecilerin İstanbul'da yaptıkları yürüyüş sırasında okunan basın açıklamasında bu sayının 68 olarak ifade edildiğini hatırlattı. Anadol, ''Başbakana değil gazetecilere inanıyorum'' dedi.

Soruları da yanıtlayan Anadol, bir soru üzerine, bedelli askerlik ile ilgili çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Çalışmalar tamamlandığında gerekli açıklamanın yapılacağını ifade eden Anadol, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın üniversite öğrencilerinin yaz tatillerinde askerlik yapılabilmesine ilişkin Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını eleştirdiğini kaydetti.

Anadol, ''Bu çok doğru bir proje. Binbir güçlükle okuyan üniversite öğrencisi işe girmeye kalktığında askerliğini yaptın mı sorusuyla karşılaşıyor. Fantezi ile uğraşmayın, diyorlar. Daha önce azami bir ay eğitimle bedelli askerlik yaptırıldı. 20 gün askerlik oluyor da bir sene askerlik olmuyor mu? Bunun neresi fantezi? Türkiye koşullarına uygun bir öneri'' diye konuştu.