Bedeni Silivri’de aklı ülkesinde
Yayınlanma:
Güncelleme:
CHP’li Toprak, İlker Başbuğ’a yaptıkları ziyaretin detaylarını anlattı. İlker Başbuğ, Kemal Kılıçdaroğlu’nu ayakta karşıladı.Cezaevini değil Suriye ve Irak’taki gelişmelerden duyduğu endişeyi aktardı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Zafer Bayramı’nın kutlandığı 30 Ağustos günü, Ergenekon Davası’nda müebbet hapisle cezalandırılan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ile Silivri Cezaevi’nde görüştü. Kılıçdaroğlu’na, kurmayları Erdoğan Toprak, Akif Hamzaçebi ve Mevlüt Aslanoğlu eşlik etti. CHP’li Toprak, bu ziyarete ilişkin izlenimlerini SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:
“Silivri’ye giderken çok sayıda araçla bize eşlik edildi. Cezaevine yakın bir yerde konvoyun öne kesildi ve biz cezaevine devam ettik. Cezaevi girişinde de İl başkanımız, koruma ve şoförler dışarıda kaldı. Ziyaretçi işlemleri yapılan salonda bizi tanıdıkları için kimliklerimize bakılmadı. Göz taraması da yapılmadan döner demir kapıdan içeriye alındık.”
Başbuğ, ayakta karşıladı
“Açık görüş yapılan ve kameralarla izlenen ziyaretçi salonuna girdiğimizde, İlker Başbuğ bizi ayakta bekliyordu. Karşımızda tam bir devlet adamı gördük. Devlet sorumluluğu alan, devlet terbiyesi görmüş, ülkesini düşünen bir genelkurmay başkanı vardı. Genelde resmi kıyafetiyle bildiğimiz İlker Başbuğ, şık bir takım elbise giymişti. Kırmızı-beyaz kravatı da şıklığını tamamlıyordu. Ziyaretçi masasında genelde örtü bulunmaz. Ancak, ziyaretimiz sırasında oturduğumuz masaya örtü de serilmişti. Ortada bisküviler konulmuştu. Hemen ardından çay servisi yapıldı. Ziyaret boyunca 4’er çay içtik. Görevliler çok nazikti.”
Bağdat izlenimleri
“Başbuğ, Genel Başkanımız’a, Irak’a yaptığı ziyareti çok önemsediğini söyledi. Komşularımızla olan ilişkiler konusunda bazı kaygılarını dile getirdi. Suriye’de yaşananlarla ilgili değerlendirmeleri oldu. Irak ve Suriye konusundaki gelişmelerden büyük endişe duyduğunu anlattı. Genel Başkanımız’dan, Irak makamlarının Türkiye’ye bakışı konusunda izlenimlerini dinledi. Sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki terfilerle ilgili bazı düşüncelerini belirtti. Terfilerde mutlaka kıdem ve liyakatın dikkate alınması gerektiğine işaret etti.”
Ceza önceden kesilmiş
“Yargılandığı dava ile ilgili kendi konumu ve yargılama sürecine ilişkin görüşlerini en sona bıraktı. ‘Yargılanan kişiye son sözünün ne olduğu sorulur. Avukatımın ve benim tüm çabalarımıza rağmen son sözümüz bile sorulmadan hakkımda mahkumiyet kararı verildi. Çünkü, kafalarına bir şey oturtulmuş ve o yol izlenmiştir. Ne söylerseniz söyleyin, hangi belgeyi sunarsanız sunun size ceza verilmesi önceden kararlaştırılmış’ değerlendirmesini yaptı.”
Ayrılık hüzünlü oldu…
“Ziyaret sırasında, Genel Başkanımız’a imzalı bir kitap armağan etti. Kılıçdaroğlu, vaktini nasıl geçirdiğini sordu. Başbuğ da ‘İnanın vakit yetmiyor. Kitap yazıyorum, okuyorum. Bir süre televizyon ve gazetelerden kopup yeni bir şeyler için kafamı yormak istiyorum. Farklı şeyler konuşmak, yazmak gerekiyor’ karşılığını verdi.
Ayrılık saati geldiğinde, biz cezaevinden çıkacak, o ise demir kapılar arkasındaki odasına götürülecekti. Genelkurmay Başkanlığı gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en tepesinde görev yapmış bir kişiyi, bu şekilde görmek bize gerçekten hüzün verdi. Oradan vedalaşıp ayrılırken hepimiz çok üzgündük.
Kafamızı dağıtmak için biz koridorlarda bulunan duvar resimleri ve tabloları inceledik. Bunlar mahkumlar tarafından yapılmıştı. Hüzünlü de olsak, üzgün de olsak böyle bir ziyareti gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Birinci ağızdan bazı şeyleri dinlemek de yerinde oldu.”
Politika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.