'Bu politika, yandaşı zengin etme politikasıdır'
Alanda asılı ''Ülkemizin zenginliğinden payımı istiyorum'' yazılı pankartı gösteren Kılıçdaroğlu, ''Size pay verdiler mi? Recep Tayyip Erdoğan Adıyaman'a geldiğinde rica ediyorum kendisinden, İşsizlik Derneğini ziyaret etsin. Hükümetsin sen, Başbakansın, 'işsizliği bitireceğim' diye iktidar oldun. Niye bitiremedin?'' diye konuştu. Başka illere mevsimlik işçi olarak gidenlerin, çoğu zaman gazetelerde ölüm haberlerinin görüldüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, ''O hayatlarını kaybeden evlatların günahı, onları başka yerde çalışmak zorunda bırakan bu hükümetin ekonomi politikalarınadır'' diye konuştu.
'Hortumlama politikası'
Çiftçilerin de hayatından memnun olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Çiftçiye dünyanın en pahalı mazotunu, elektriğini, gübresini satarsın, sonra elde ürünün de karşılığını vermezsin. Buna hortumlama politikası denir. Çiftçinin alın terini hortumlama politikasıdır bu. Ama benim çiftçiye sözüm var. Bu ülkede derdi, sorunu olan her yurttaşın adresi bellidir. Halkın partisidir o adres. Haklın iktidarında mazotu 1,5 lira yapacağım. Yeri gelince konuşursun, 'Türkiye dünyanın 20. büyük ekonomisinden birisi' dersin, yedi sülaleni zengin edersin, bütün hortumcuları desteklersin, devletin kaynağını çarçur edersin, çiftçiye gelince 'parayı nereden bulacaksın?' diyor. Parayı bulacağız. Çiftçi üretiyor çünkü. Çiftçiyi desteklediğin zaman, Yunanistan'dan pamuk getirmezsin, tütün ekilir burada, Amerikan tütünü kullanmazsın.''
Eline tütün alarak, ''Bu tütün, Adıyaman'ın onurudur. Adıyamanlının alın teri vardır bunda'' diye seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Sen kalkacaksın Amerikan sigaraları satılsın diye Türk tütününü yasaklayacaksın, bir de kalkacaksın Rahmetli Ecevit'e dil uzatacaksın. Afyon ekimini yasaklamışlardı, Ecevit ne yaptı? Direndi, 'benim köylüm bu ülkede afyon da ekecektir, alın terinin karşılığını alacaktır. Tütünü Adıyamanlı ekecek, biz bunu yapacağız. Karşılığını da alacak. Onlar yasak getirecek, biz özgürlük getireceğiz. Bizim özgürlük anlayışımız sadece düşünce özgürlüğü değil. Aynı zamanda emeğe, çiftçiye özgürlük getireceğiz. Kota denen uygulamalara son vereceğiz. Çiftçi kardeşlerim, bu işin kaynağı nereden bulunacak diye merak ediyorlarsa kuyumcuları bir ziyaret etsinler, akşam eve giderken eşlerine birer pırlanta yüzük alsınlar. Çünkü o pırlantada vergi yok. Mazotta dünyanın en pahalı vergisi var. Başbakan buraya gelince sorun, deyin ki, 'CHP Genel Başkanı buraya geldi, dedi ki: 'Mazotta dünyanın en pahalı vergisi var, pırlantada yok.' Bakalım ne diyecek. Ne söyler, bir şey söyler mi? İnkar ederse size söz veriyorum. O Bakanlar Kurulu kararını onun yakasına iliştireceğim, öyle gezsin Anadolu'yu.''
'Yoksulun sırtından doyan doyana'
Türkiye'nin kullanmadığı doğalgazın bedeli olarak 2 milyar 400 milyon dolar bedel ödediklerini, Türkiye'nin 1 yılda ithal edilen tarım ürünlerine 10 milyar dolar ödediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ''10 milyar doların 5 milyar dolarını bizim çiftçimize öde, çiftçimiz bırak, Türkiye'yi bütün Ortadoğuyu'yu, bütün dünyayı besler'' dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yoksulluğun en yoğun yaşandığı illerden birinin de Adıyaman olduğunu, aile sigortasını getirerek, yoksulluğu tarihe gömeceklerini anlattı. ''Senin makarnana, senin bulguruna bu ülkenin ihtiyacı yok'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Ailede kadının banka hesabına parayı yatırırsın olur biter. Devlette bu işi yapan 14 kurum var. Onlar hesabını bilmezler, bu kardeşiniz bilir. 14 kuruluşun bütçesini topladık, onlar toplayamaz da biz topladık. Yapacağımız 600 lira, tüm kamu harcamalarının yüzde 1,7'si. Koskoca yüzden 1,7'yi yoksula ayırmıyorsan senin hükümette ne işin var? Size bir soru; Allah aşkına, hanede kadının banka hesabına para yatırmak varken niye mal olarak veriler bunlar? Hiç aklınıza geldi mi? Mahsuni'nin güzel bir türküsü var, 'Yoksulun sırtından doyan doyana' der. Bunlar yoksulun sırtından da para kazanmaya alışmışlar. Yoksulun sırtından nasıl kazanıyorlar? Bakıyorsunuz o malzemeleri, kendi yandaş şirketlerinden, 1 liralık malı 5 liraya alıyorlar. Sadece dağıttıkları kömürden yaptıkları yolsuzluk, eski paraya göre 1 katrilyonun üstünde. Vicdan var mı, ahlak var mı bunlarda? Samimi söylüyorum: Ne vicdan ne ahlak var bu politikada. Bu politika, yandaşı zengin etme politikasıdır. Halkı düşünmüyorlar. Yoksulluğu önlemek değil, yoksulu yönetmek istiyorlar bunlar. 'Herkes yoksul, fakir olsun, 2 kilo makarnaya bana oy versin' diyorlar. Hatırlıyorsunuz değil mi, buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttılar. Ama bir baktılar ki, başlarına buzdolabı, çamaşır makinesi kadar taş düştü, orada kaybettiler. Ben halkıma güveniyorum. Halkımın sağ duyusuna güveniyorum. Bizim politikalarımız halk için, halkı güçlendirmek, halkın iktidarını sağlamak içindir.''
'Esnafın itibarını iade edeceğiz'
Kılıçdaroğlu, esnafın sorunlarına değindi. Esnafın itibarını iade edeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, AKP iktidarının esnafı, emekliyi cezalandırdığını savundu. Esnaf emeklisinin aylığından yüzde 15 kesinti yapıldığını, iktidara geldiklerinde esnafın itibarını iade ederek bu yüzde 15 ayıbını sonlandıracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözü 4-C statüsünde çalışan Tekel işçilerine getirdi. Ankara'da eylem yapan Tekel işçilerini ziyaret ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şimdi bu işçilerden destek beklediğini bildirdi.
'Tarlalarda su yok'
Adıyamanlı'nın da sulu tarım yapmak istediğini, ancak su olmasına rağmen tarlalara su getirilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Niye gelmiyor? Diyecekler ki 'para yok'. Hortumcuya para var, Adıyamanlı'nın beklediği suya para yok'' dedi. Konuşmasında YGS'de yaşanan şifre iddialarına da değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çocuklarımızı üniversiteye göndereceğiz dedim, meydandan bir gürültü geldi. Yandaşgilin sınavına değinmek istiyorlar. Allah aşkına, bir anne baba, yemez çocuğuna yedirir, giymez çocuğuna giydirir. Çocuğu okusun daha iyi imkanları olsun, üniversiteye gitsin, başarılı olsun. Ama 1 milyon 700 bin çocuğun umudunu söndürdüler. Sınavda Adıyaman kaçıncı biliyor musunuz? Sondan üçüncü. Adıyaman sondan üçüncü ise bu kadar zeki, çalışkan, güzel insanların olduğu yer sondan üçüncü ise demek ki eğitim sisteminde bir sorun vardır. Bu sınavlarda da bir sorun var demektir. Biz çocuklarımıza güveniyoruz. Efendim demiş ki 'şifre var ama kopya yok.' Lafa bakın. Kopya yoksa şifre niye var? Bir de bunu anlat bakalım. Ayrıca bütün bunları yapan, daha önce bilimsel hırsızlığı da kanıtlanan birisini getirdiler bu sınavı yapacak kurumun başına oturttular. Dün, 1 Mayıs'ta genç çocuklarımız bir pankart açmışlar, 'Cin Ali'yi istemiyoruz' diyorlar. Dedim ki 'Cin Ali'de bir sempati var, bunda o da yok'. Eğer bir adamın ar damarı çatlamadıysa 1 milyon 700 bin çocuğun günahını omuzlarında taşıyamaz. 1 milyon 700 bin çocuğumuzun umudunu söndürmek, onlara şifreli sınav yaptırmak hiç kimsenin hakkı da değil, yetkisi de değil. Onlardan bunun hesabını soracağız. Size sözüm var, bu güzel coğrafyada bir çocuğun bile yatağa aç girmediği bir düzeni getireceğim. Size sözüm var, siyasette yalanı ve talanı sona erdireceğim. Size sözüm var, bana oy versin vermesin bütün yurttaşlarıma eşit davranacağım. Size sözüm var, hiç kimseyi çarşaflı, başörtülü, türbanlı, pantolonlu, mantolu diye ayırmayacağım. Herkesin benim başımın üstünde yeri var diyeceğim. Size sözüm var, inançları ve etnik kimliği siyasete malzeme etmeyeceğim. Herkesin inancına, herkesin etnik kimliğine saygı duyacağım. Herkesin inancı, etnik kimliği benim başımın üstünde. Size sözüm var, demokrasiyi getireceğim, özgürlüğü getireceğim. Herkes özgürce bizi eleştirebilecek.''
Meydandaki ''Telefonumu değil, derdimi dinleyecek iktidar istiyorum' yazılı pankartı okuyan Kılıçdardoğlu, her yurttaşın derdini dinleyeceğini, herkesin derdinin kendi derdi olacağını ve ilgileneceğini ifade ederek, ''Hiçbir çiftçiye, derdini anlattığı zaman 'al ananı da git' demeyeceğim'' diye konuştu.
'Sandığa gömün'
''AKP iktidarında halk daha fazla yoksullaşacaktır. Diyorlar ki kişi başına gelir 10 bin doların üzerine çıkmış. Geliri 10 bin dolara çıkan birisi el kaldırsın. Nerede bu paralar?'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Madem zenginleştik, nerede bu paralar? Madem zenginleştik, niye bu işsizlik var. Madem zenginleştik, çiftçi niye üretemez noktaya geldi? Birileri zenginleşti, halk yoksullaştı. Bu tabloyu görmenizi isterim. Adıyamanlı sandığa giderken bir şeyi düşünsün. 80 küsur yıllık Cumhuriyet'te hangi iktidar, Kurban Bayramı'nda kurbanlık koyun ithal etti? Bunu düşünsünler ve ellerini vicdanları üzerine koysunlar. Eğer bu ülkede mera yok, yayla yok, insan yok dolayısıyla hayvancılık olmaz diyorlarsa AKP'ye oy versinler. Hayır, mera var, insan var, yaylalarımız var. Bu ülkede besicilik yapılır diyorlarsa demokratik yollardan AKP'yi sandığa gömsünler. Benim isteğim bu... Eğer Samsun'da 2.5 aylık Kübra, annesinin kucağında ölüyorsa, bütün kadın kardeşlerimize sesleniyorum. Adresiniz AKP değildir artık. Çocuğunuzu düşünün, Kübra'nın annesini düşünün. Eğer Diyarbakır'da çocuğuna kahvaltı veremedi diye bir anne intihar ediyorsa, bütün kadınlara sesleniyorum, AKP'yi unutun artık. Eğer Hakkari'de bir çocuk, okula gitmek yerine çöpte kağıt toplarken kamyon altında kalıp ölüyorsa, bütün annelere sesleniyorum. Adresiniz, bir tek çocuğun yatağa aç girmediğini söyleyen CHP'dir, AK Parti değildir diyorum.''
Yakınlarıyla görüştü
Boynunda Adıyamanspor'un atkısını taşıyan Kılıçdaroğlu, miting meydanından ayrılışı sırasında Atatürk Bulvarı boyunca parti otobüsünün üzerinde vatandaşları selamladı. Vatandaşlar da ellerinde parti bayraklarıyla otobüse yürüyerek eşlik etti. Kılıçdaroğlu, bir düğün salonunda Adıyaman'da yaşayan akrabalarıyla da bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, bu buluşmaya katılmak üzere Şanlıurfa'dan Adıyaman'a gelirken trafik kazası geçirdiklerini öğrendiği yakınları için de geçmiş olsun dileğinde bulundu.
İşsizlik
Adıyaman'dan Osmaniye'ye geçen Kılıçdaroğlu, Osmaniye'deki Devlet Bahçeli Meydanı'nda düzenlenen mitingde, siyasetçilerin hep birbirlerine saygı duymak zorunda olduğunu belirterek, ''Hepimiz birbirimizi saygı ile bakmak zorundayız, ama saygıyı hak edenlere göstermek lazım'' diye konuştu. Sadece Osmaniye'de değil, bütün Türkiye'de işsizlik olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, ''9 yıllık iktidarlarlar, çözüm buldular mı? İşsizliği yüzde 9 ile aldılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük krizi yaşandı, onlarca banka battı, yüzde 9. Şimdi yüzde 12-13 oldu. Gerçek işsizlik oranı da yüzde 20-25 civarında. Peki nasıl oluyor da ekonomi büyüyor, hızlı kalkınıyoruz? Bu işsizlik niye azalmıyor?'' diye konuştu.
Hükümetin izlediği ekonomi politikasında sıcak paraya teslim olduklarını, fabrikaların bacalarının tütmediğini, çiftçinin alın terinin karşılığının alınmadığını, esnafın siftah etmediğini, emeklinin yeteri kadar aylık almadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Ama birileri kalkınıyor. Kim o birileri? Hortumcular ve hortumcuların arkasını, sırtını sıvazlayan iktidar. Tüm AKP'lilerin geneline bakın; hangisinin çocuğu işsiz? Hepsinin durumu çok iyi. Peki garibanın günahı ne? Hep beraber mücadele edeceğiz, hep beraber bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Osmaniye'de sadece işsizlik yok, Osmaniye'de haksızlıklara karşı direniyor, Osmaniye 13 Haziran'da yeni bir tarih yazacak.
Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz verdiniz, eyvallah başımızın üstünde, ancak Türkiye artık yol ayrımında. Bir tarafta ülkesini sevenler var, ülkesi için çalışanlar var, alın terinin karşılığını almak isteyenler var, öbür tarafında da hortumcular var. Tercih şu: Hortumcudan yana mı oy kullanacağız, adaletten yana mı oy kullanacağız, halktan yana mı kullanacağız? Halktan yana kullanacaksak; alacakaranlık partilerinden kurtulmak zorundayız. Çünkü onlar karanlığı severler, biz aydınlıktan yanayız.''
''Çılgın proje"
Kılıçdaroğlu, borçlu olmayan vatandaşın bulunmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Memleketi öyle bir hale getirdiler ki Samsun'da 2,5 aylık Kübra, annesinin kucağında açlıktan öldü. Memleketi o hale getirdiler ki Diyarbakır'da bir kadın dört çocuğuna sabah kahvaltısı veremedi diye intihar etti. Memleketi o hale getirdiler ki okula gitmesi gereken çocuk, arabanın altında kaldı. Bu mudur Allah aşkına, özlediğimiz Türkiye bu mudur? Şimdi kalkmış bana nelerden bahsediyorsun. Sen önce bu memlekette açlığı, yoksulluğu, işsizliği önle ondan sonra kalk çılgın olarak ne yapacaksan yap. Buna bir itirazımız yok.''
Kılıçdaroğlu, işsizliği, yoksulluğu önleyeceklerini belirtip, kadın seçmenlere de çağrıda bulunarak, ''Kadın kardeşlerim unutmasınlar size seçme seçilme hakkını veren parti CHP'dir. Annelere sesleniyorum: Anneler daha iyi bilir. Çocuklarını okutmak için yemediler, yedirdiler, giymediler giydirdiler, okusun, çalışsın daha iyi iş imkanı bulsun diye. Her anne babanın hayalidir bu. Çocuğu okuttuk, liseye gönderdik sınava gönderdik bir baktık ne var şifre var'' dedi.
Kedisini dinleyen grubun elindeki pankartı okuyan Kılıçdaroğlu, ''Bakın orada yazıyor: Şifre yaz AKP'ye gönder, cevapları cebine gelsin. Bir milyon 700 bin çocuğun günahı o sınavlarda şifre yapanadır. Halen diyorlar ki: O adam yerinde kalsın. Her türlü rezaleti yaptınız, en son o da demiş ki: Efendim biz bu süreci iyi yönetemedik. Hangi süreci iyi yönettin ki onu yöneteceksin.''
Kılıçdaroğlu, emeklilere de seslenerek, şunları kaydetti:
''9 milyon emekli var, eşleriyle birlikte 18 milyon eder. İsterlerse bir siyasi partiyi tek başına iktidar yaparlar, başka hiçbir şeye gerek yok. Emekli de niye gidip AKP'ye oy veriyor. Emekliye sesleniyorum: CHP'ye oy verirsen intibak yasasını çıkaracağız, CHP'ye oy verirsen milli gelir artışından pay vereceğiz. CHP'ye oy verirsen, esnaf kardeşimin emekli maşından kesilen yüzde 15'i kaldıracağız. AKP'ye oy verirsen sürünmeye devam.''
Kılıçdaroğlu, muhtarlara da sözünün olduğunu bildirerek, şunları söyledi:
''Muhtar halkın sesidir. Peki bir muhtarın, kendi mahallesiyle ilgili bir karar alındığında görüşü soruluyor mu? Sorulmuyor, niye sorulmaz? İkinci bir konu; seçimle gelen herkes aylık alır. Milletvekilleri de aylık alır, belediye başkanları da. Bizim aylıklarımızın sigorta primini devlet öder. Muhtarınkini ödemez. Niye ödemez? Muhtar kardeşlerime söylüyorum: Halkın iktidarında ilk yapacağımız işlerden birisi muhtarların sigorta primini İçişleri Bakanlığı bütçesinden karşılamak olacak.''
2B arazisi
Kılıçdaroğlu, ezan okunmaya başlanması nedeniyle ara verdiği konuşmasının devamında ''2B'' konusuna da değinerek, şöyle konuştu:
''2B konusundaki bakış açımız AKP ile taban tabana farklı. Bizim bakışımız şu: Orman köylüsünün 2B arazisi, orman köylüsüne ücretsiz verilecek. Onların bakış açısı parayla satılacaktır. Aradaki fark budur, siyah ile beyaz kadar farkımız var. Son olarak şunu söyleyeyim: Bizim ülkemiz dünyanın en güzel ülkelerinden birisidir. Bizim insanımız güzeldir, bizim insanımız çalışkandır, biz demokrasi, özgürlüğü savunan bir toplumuz. Baskıya gelmeyiz, baskıya karşı direniriz. 13 Haziran'dan itibaren karabasan gibi çöken, telefonlarımızı dinleyen, sabah ne olacağı belli olmayan bir yönetimden aydınlık geleceğe güvenle bakan, herkesin iş ve aş peşinde koştuğu, işini aşını bulduğu, fabrikaların kurulduğu, güzel bir Türkiye'yi el birliği ile kuracağız, el birliği ile yaşatacağız.''
Kılıçdaroğlu, sınav sisteminin ailelerin bütçelerini perişan eden bir sistem olduğunu savunarak, ''Hepimiz çocuklarımızı okula göndeririz diploma alsınlar diye, dershaneye göndeririz bir şeyler öğrensinler diye. Böyle düzen olur mu? Halkın düzenini kurduğumuzda bütün bunları bitireceğiz. Çünkü biz halkımız için çalışacağız, sizler için mücadele edeceğiz'' dedi.
Seçime 42 gün kaldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Sizden bir tek ricam var, bir tek şey istiyorum sandığa giderken düşünün. 80 küsur yıllık Cumhuriyet tarihinde kurbanlık koyununuzu yurt dışından ithal eden hükümet kim? Bunu düşünün. Size soruyorum: Bizim yaylamız mı yok? Meralarımız mı yok? İnsanımız mı yok? Yemimiz mi yok? Traktörümüz mü yok? Her şeyimiz var o zaman niye kurbanlık koyun getiriyoruz dışarıdan.
Bir yılda ithal ettiğimiz tarım ürünlerine verdiğimiz para 10 milyar dolar. 13 Haziran'da güzel, aydınlık geleceğe, mutlu bakan bir Türkiye için beraber çıktık, beraber yürüyeceğiz, yaşlımız, gencimiz, kadınımız, erkeğimiz hep beraber mücadele edeceğiz. Türkiye'nin karanlıklara değil, aydınlık günlere ihtiyacı var.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.