Bütün sözlerimin arkasındayım!
AK Parti Silivri İlçe Başkanı Dilek Demiral, AK Parti Gençlik Kolları’nın 18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle düzenlediği anma programında “Çanakkale Savaşı’ndaki düşmanla Gezi Parkı’ndaki düşman aynıdır” sözleri damgasına vurmuştu. Bu sözler üzerine Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar başta olmak üzere, siyasilerden ve Silivrililerden de tepki gecikmemişti. Demiral, sessizliğini Kavaklı Mahallesinde yapılan Mart ayı Danışma Meclisinde bozdu. Demiral sözlerinin çarpıtıldığını söylemesi ve ardından tüm söylediklerinin arkasında olduğunu yinelemesi kafaları karıştırdı.
Siyaset bu kadar ucuz olmamalı
Demiral, “Gelen tepki yorumlarını teessürle okudum” diyerek “Gündemde olan bir konuya açıklama getirmek istiyorum. Hepimiz 18 Mart’ın duygusallığı içerisindeyiz. Orada bu vatan için, bu millet için canlarını vermiş şehitlerimizi, gazilerimizi, Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını her zaman saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyoruz. Kişi ve kişiler tarafından gündeme taşınarak 100. yılında Çanakkale Şehitlerimizi Anma Konferansımızdaki konuşmam çarpıtılarak, tepki gösterildi. Bu konuya burada yine AK Parti Teşkilatımın önünde cevap vermek istiyorum. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil’in hakkımdaki açıklamalarını, görüşlerini bende teessürle okudum. Fakat siyaset bu kadar ucuz olmamalı.”
Anlayışlar sorgulanmalı
Demiral konuşmasında sözlerinin basın tarafından cımbızladığını da ifade etti ve Gezi Parkı olaylarının masum olmadığını da söyleyerek şöyle devam etti “300 katılımcı ve yerel basının da bulunduğu Çanakkale Şehitlerimizi andığımız konferansımızda birileri çıkıyor, yaptığım konuşmamdan bir cümleyi cımbızla çekiyor ve çarpıtıyor. Konuşmamın tamamı dinlenildiğinde benim neden bahsettiğimi çok iyi anlayacaklardır. Benim sözüm sadece gezi olayları ile ilgili değildi, içinde 28 Şubat’ı da, darbeleri de barındıran ve ülkemizi ekonomik savaşlarla yıkmaya çalışan dış mihraklardan bahsettiğimi çok iyi anlayabilirler. Eğer ki konuşmamı dinleyerek bu anlamı çıkarıyorlarsa o zaman bende anlayışlarının sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Gezi olaylarının sadece masumane bir çevre olayı ya da ağaç olayı olmadığını kesinlikle iddia ediyorum. Oraya bu niyetle giden, masum düşünen çok vatandaşımız, çok gencimiz oldu. Daha sonra olanları hep birlikte izledik.”
Gözlerine perde inmiş
Demiral, Gezi Parkı Eylemleri’nde dış ülkelerden gelen örgütlerin olduğunu, bu kişilerin ülkenin iç güvenliğini bozan kişiler olduğunu söyledi. Gezi Parkı eylemleri yüzünden faizlerin yükseldiğini ve turizmin de baltalandığını ifade eden Demiral ilginç açıklamalarına devam ederek “Bu masum bir olaysa, bir çevre olayıysa neden gezi olaylarının sonunda Sayın Cumhurbaşkanımız o gün Başbakanken ne istiyorsunuz gelin konuşalım dediğinde önüne gelen bildiride üçüncü havaalanını yapmazsanız, üçüncü köprüyü yapmazsanız, Kanal İstanbul’u yapmazsanız gezi olaylarını sonlandırırız demek cüretini gösterdi bu güçler. Bu güçlerin arkasında kesinlikle bizi yıkmak isteyen devletlerin olduğunu, emperyalist güçlerin olduğunu her zaman söyledik. Eğer bu görünmüyorsa bu gözlerin önüne perde inmiş demektir. O günlerde CNN ve diğer uluslararası kanallarda tüm dünyaya ülkemizde bir iç savaş varmışçasına gösterdiler, bu olayları böyle yansıttılar. Bu neye yansıdı o dönemde; faizlerin yükselmesine, turizmin baltalanmasına yansıdı ve herkes tarafından görüldü. Bunun böyle olduğunu göremiyorlarsa söylenecek çok bir şey kalmıyor. Ben sözlerimin arkasındayım ama benim anlatmak istediğim oradaki gezi olaylarını düzenleyen, örgütleyen dış güçlerdir İsrail’dir, İngiltere’dir, Fransa’dır. Alman piyanistin ne işi vardı gezi olaylarında, bahsettiğim ülkelerin temsilcilerinin ne işi vardı. Bu olayları protesto mahiyetinde görüp oraya giden birçok vatandaşımız oldu ama herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Cumhurbaşkanımızın önüne koyulan bu teklifleri bilerek, kabullenerek gezi olaylarına gitmedi bunu biliyorum.”
Başka siyasi malzeme bulun!
Demiral son olarak konuşmalarının çarptırıldığını yineledi fakat söylediklerinin de arkasında olduğunu yeniden tekrarlayarak açıklamalarını şöyle sonlandırdı: "Maalesef konuşmalarım adını zikrettiğim kişiler tarafından saptırılmış durumdadır. Burada çözüm sürecinin baltalanması isteniliyorsa o zaman sizin şehit kanlarıyla siyaset yapan anlayışınızı da ben kınıyorum. Başka siyasi malzeme bulalım, bu bizim malzememiz olamaz. Buradan kendilerine iyi niyetle, yandaş gazeteci ve kişilerin dolduruşuna
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.