Çelikkol başvurusunu yaptı

CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığında çok sayıda partilinin de katıldığı toplantıda başvurusunu gerçekleştiren Av. Osman Gürcan Çelikkol, 1999 yılından bu yana Beylikdüzü'nde yaşadığını ve kendisini tam olarak Beylikdüzülü olarak gördüğünü ifade etti. Çelikkol yaptığı konuşmada şunları söyledi; Bir çoğunuzun bildiği gibi, 2009 yerel seçimlerinde de CHP Beylikdüzü Belediye Başkan aday adayı idim. 2014 yerel seçimleri öncesi huzurunuza tekrar CHP Beylikdüzü Belediye Başkan aday adayı olarak gelmem, mutlaka farklı yorumlara yol açmaktadır. Neden tekrar "ADAY ADAYIYIM" sorusuna kısaca yanıt vermek isterim. 

Einstein bir sözü var; "Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiç bir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir". 

Ben, aldığım aile terbiyesi, eğitimim ve yaşanmışlığımın bana verdiği öngörülerle, geniş kitlelere uzanan iyi bir şeyler yapmak istiyorum. Veya en azından yapılan kötülüklere

SEYİRCİ KALMAYI KABUL ETMİYORUM. 

Bu duygular beni siyaset yapmaya, siyasetin içinde taraf olmaya mecbur ediyor. Siyaset yapıyorum çünkü kitlelerin içinde bulunduğu açmazlarla başa çıkmanın başka yolu yok. Siyaset yapıyorum çünkü bu ülkeyi seviyorum. Siyaset yapıyorum çünkü Atatürk'ün bize vasiyeti bu. 

PLaton der ki

"Siyasetle uğraşmayan aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır" Platon'un bu sözünün ne kadar doğru ve ne kadar derin olduğunu bugün anlıyoruz. Aydın olabilecek kadar bilgili ve bilge olup olmadığım konusunda bir fikrim yok. Bildiğim şey, cahiller tarafından yönetilmenin, bu ülkenin insanına çektirdiği acılar. İşte bunu kabullenmiyorum, işte buna karşı çıkıyorum, işte buna karşı tavrımı koyuyorum.

Şu anki iktidar

Ülkemizin şu andaki yönetimden çektikleri bellidir. Şu anda Türkiye'yi yöneten, daha doğrusu yönetemeyen, spekülasyonla oy oranının %50 olduğunu iddia eden bir parti var. Bu parti, tüm Türkiye'nin hayatına karışmakta, insanların ne yapıp ne yapmayacağına, nasıl bir yaşam süreceğine hatta kaç çocuk yapacağına dair karar verme hakkını kendisinde buluyor. Rant mentalitesiyle şehrin en önemli yerindeki küçücük bir parkı bile AVM'ye çevirmek isterken, kendi gibi düşünmeyen ,halkı yok sayan, toplumda tehlikeli ayrışmalara yol açan bir iktidardan söz ediyoruz. 

Bu iktidarın tek yaşama şansı, yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimleri AKP'nin elinden almak onu köksüz, rantsız, desteksiz bırakacaktır. Bugün, AKP iktidarını Beylikdüzü'nden sökmek, karşı olduğumuz tüm davranış şekillerini Beylikdüzü'nden sökmek demektir. 

İşte bunu gerçekleştirmek, hayat tarzımızı, düşüncemizi, yeşilimizi, göğümüzü, rüzgarımızı kendine rant sağlamak için yok etmeyi düşünen zihniyete karşı olduğum için yeniden aday adayı oluyorum.Beylikdüzü'nde, CHP kimliği ile bütünleşen Belediye Başkanı olmak için, CHP Parti programı sayfa 88'de ifade bulan katılımcı, çoğulcu, etkin, demokratik,hesap veren,bilgi edinme hakkına saygılı,çağdaş bir yerel yönetim ekibinin bayrağını taşımak için aday adaylığımı ilan ediyorum.

Beylikdüzü'nün kimliği, kendini tanımlama şekli rüzgar. Rüzgarın özgürlüğü Planlı kentleşme, yaz sıcağında bunalmayan insanlar, çocuklara yeterince oyun alanı, temiz havanın getirdiği sağlık, kısacası insanca yaşam demek. Tutsak rüzgar'ın anlamı ise haksız rant demek. Plansız, üst üste yerleşme, kaybolan yeşil, bilgisayar başından başka oyun alanı olmayan çocuklar, serin bir rüzgara, temiz bir nefes havaya hasret insanlar...

Bize göre her projelerin bir tek olmazsa olmazı var; insan odaklılık. İnsan odaklılık, insanlara, insanca yaşama olanağını vermek demektir. Ülkemizde dur durak bilmeyen yolsuzluğun ve haksız rantın zirve yaptığı, genel tabiri imar soygununa "Dur" demenin zamanı geldi.

Her boş görülen araziye rezidans, AVM dikmek, yeşili yok etmek sıradan bir işlem haline gelmişken, rantiyenin, bunun durmasına gönüllü olarak razı gelmeyeceği bellidir. İktidar tarafından palazlanan, sırtı okşanan, ortaklık yapılan bu rant zihniyetinin rant bitmeden, rant bölgesini terk etmek istemeyeceği de açıktır. Beylikdüzü gibi artık kısmi doygunluğa ulaşmış bölgelerde elde edilecek rant, orada yaşayan insanların mutsuzlukları üzerinden elde edilecek çıkardır. 

2009 seçimleri aday adaylığımda sloganımız "Beylikdüzü CHP ile Kazanacak" idi . Maalesef 2009 yılında da, 2004 yılının tekrarı yaşandı ve "Beylikdüzü AKP ile Kaybetti". Her iki dönemde yaşanan yenilgiler için de bir çok gerekçe söylendi. En çok da parti içi eleştirinin dozunu biraz fazla kaçırıp, birbirimizi suçladık . Ancak 2009 yerel seçimlerindeki adayımız, bu günlerde, bir itirafta bulundu. BİR BİLEN’in ricasının o tarihlerde partimizde kabul görmesi sonucu Beylikdüzü adayı olduğunu söyledi. İtirafı bu kadarla da kalmadı; seçildiğinde DP geri döneceğini ancak projenin gerçekleşmediğini beyan etti. Aslında proje daha da derin ama şimdilik bu kadarı açığa çıktı. Bizlerin iyi gerisi de belki bir zaman sonra itiraf edilir. 

2009 yılı adayının bile içine sinmediğini için içinde tutamayarak itiraf ettiği bu projeyi , BEYLİKDÜZÜ CHP ‘liler ilk anından itibaren anlamış ve projenin ortağı olmamışlardır. 2004 ve 2009 yerel seçimlerinin partimiz açısından SONUCU budur. İleriye dönük benzer projelerin sonucu da farklı olmayacaktır.

CHP Demokratik çağdaş sol bir partidir. CHP‘ye her kesimden oy almak başlıca görevimizdir. Ancak konu, CHP’ye üye olmak ise, ancak tüzüğün bu ifadesi kabul edenler üye olmalıdır. Siyasi samimiyetin gereği budur. CHP adaylarının, SOL aday. olmaları Tüzüğümüz gereğidir. Sevgili hocam, değerli dostum Mustafa MELEK, bu anlamda yalnız değildir. Sayın hocam SOL aday olduğunu ifade ederek, geçmiş dönemlerden kalan yaraların sızısını hatırlatan haklı bir duyarlılığı ortaya koymuştur. Bu nedenle kendisine teşekkür ederim. Diğer aday adayı arkadaşlarımızın da, SOL kimliklerini CHP’li olmanın doğal sonucu olarak samimiyetle belirterek sayın Hocamıza yalnız olmadığını ifade etmelerini beklerim. Çünkü 2014 yerel seçimleri sonrası ancak CHP’li ve SOL bir aday ile "Beylikdüzü CHP ile KAZANDI" manşetlerinin çıkması mümkündür. Okuyanlar bilir, aksi takdirde değerli arkadaşımız Turgay EMİNOĞLU’nun yazdığı gibi, 2009 adayımızın itiraflarına karşılık, yeni bir MALUMUN İLANI yazısı bizi bekler. Sanırım Sayın EMİNOĞLU da bu yazının tekrarını bu kadar sabır içeren sözcüklerle yazmaz.

Değerli dostlarım sevgili komşularım. SOL bir aday CHP’nin yani bizlerin adayıdır. Bu adayın dört bir yanında tüm mevcudiyetimizle durmak bizim görevimizdir. Malumun ilanı yazısına konu olmayacak her aday CHP‘nin ve doğal olarak SOLUN adayıdır. 

Değerli dostlarım, komşularım.... Eğer Beylikdüzü'nden kalkan bu son trenin lokomotifine bir CHP'li yerleştiremezsek, bu tren bir yerlerden Beylikdüzü'ne değer getirerek onu kıymetlendirmek yerine, Beylikdüzü'nün kalan tüm varlığını ve mutluluğunu da talan edip, katarına yükleyerek gidecektir. 

Geçen aday adaylığı döneminden beri Beylikdüzü halkıyla olan yakın ilişkimiz bize ne yapmamız, nasıl davranmamız gerektiği hakkında net ipuçlarını verdi. Beylikdüzü halkı artık ranta kurban olmak istemiyor, Beylikdüzü halkı yaşadığı yerin adının hakkını vererek, "bey" gibi yaşamak istiyor, Beylikdüzü halkı "mutlu" olmak istiyor.

Mutluluk öğrenilen bir duygudur. En iyi de, çocuklukta öğrenilir. Siz eğer paylaştıkça artan mutluluk duygusunu çocukluğunuzda öğrenmediyseniz, bir daha öğrenmeniz çok zordur. Mutluluk, benim anlayışıma göre dağıtılarak çoğalan bir değerdir. Küçüklüğümde, yürüdüğüm cumbalı evin penceresinden uzatılan şekerin bana verdiği sevincin çok daha fazlası kalın gözlüklerinin ardındaki kocaman gözleri ile gülümseyen Şükriye teyzede idi. Şimdi çok daha iyi anladığım mutlu etmenin verdiği mutluluk dersini bana veren o idi. o ve cumbalı penceresinden uzattığı şekerleri.

Birlikte yürüdüğüm yol arkadaşlarımla beraber biz, belediyecilik anlayışımızı bu duyguyla yoğurarak yönetmeye talibiz. Ve biz diyoruz ki, tüm yönetsel faaliyetlerimizde, sevginin güzel ruhu hareketlerimize temel olacaktır. 

Beylikdüzü halkı diyor ki; Bizi temsil edeceksen; HAKKIMI KORU! Beylikdüzü artık her gün pıtırcık gibi biten beton bloklar yerine "Beylikdüzülüyüm" demekten gurur duymasını sağlayacak, ona burasının da İstanbul olduğunu anımsatacak güzellikler istiyor. Beylikdüzü halkı hayatına karışılmasını istemiyor, yok sayılmak istemiyor. Beylikdüzü halkı yeşilinin korunmasını istiyor, çocuğunun oynayacak yeri olmadığı için eve hapsedilmesini istemiyor. Beylikdüzü halkı Istranca'lardan gelen temiz havayı derin derin içine çekme şansını tamamen kaybetmek istemiyor. Beylikdüzü halkı, rüzgarıyla, göğüyle, deniziyle mutlu olduğu, "bey" gibi yaşadığı ilçesini ranta kaybetmek istemiyor. Beylikdüzü halkı başka bir yol kazası istemiyor.