CHP Esenyurt 4 dilde ‘hırsız var' dedi
Yayınlanma:
Güncelleme:
CHP Esenyurt İlçe Örgütü düzenlediği basın açıklamasında Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce dillerinde “hırsız var” dedi.
CHP Esenyurt İlçe Örgütü 17 ve 25 Aralık operasyonlarının birinci yıldönümü sebebiyle düzenlediği basın açıklamasında Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce dillerinde “hırsız var” dedi. İlçe Başkanı Ali Gökmen’in Cumhuriyet Meydanında düzenlediği basın açıklamasında CHP’liler “Bu büyük yolsuzluğu unutmayacak, unutturmayacağız” dediler.
CHP ESENYURT İLÇE BAŞKANI ALİ GÖKMEN’İN BASIN AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
O büyük yolsuzluk olayının birinci yılındayız. Yolsuzluğa bulaşan ve halkının parasını nerelere harcadığının hesabını veremeyen devlette adalet de özgürlük de refah da yoktur.
Adalet soylu bir kavramdır. Bir bilge diyor ki "adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur, bütün kainat onun etrafında döner" Adalet insanın vicdanıdır. Onun için bugün CHP Esenyurt İlçe Örgütü olarak buradayız, 17 ve 25 Aralık 2013’te ortaya saçılan yolsuzluk belge ve gerçekliğini unutturmamak için buradayız.
Bugün 7 milyar insan BM'ye kayıtlı 193 ülkede yaşıyor. Her bir devletin kendine göre koşulları, farklı rejimleri var. Ama her devletin ortak amacı dünyada saygınlığı olan bir devleti tanıtmaktır. Yolsuzluğa bulaşan ve halkının parasını nerelere harcadığının hesabını veremeyen devlette; adalet de, özgürlük de, refah da yoktur.
Tarih bize gösteriyor ki nerede yolsuzluğa bulaşmış bir hükümet varsa, önce otoriteleşir sonra diktatörleşir. Çünkü düzenini devam ettirmesinin yolu hukuku yok etmektir. AKP hükümeti önce parayı çaldı, sonra özgürlüğü, adaleti yok etti. Çünkü halkın parasını çalacak kadar ahlaksızlaşan insanlar özgürlüğe kast edecek kadar da ahlaksızdırlar.
İşte bu yüzden BM ve bütün uluslararası kurumlar yolsuzlukla mücadele için çalışıyorlar. BM Genel Sekreteri, Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Gününde şöyle bir demeç vermişti; “Yolsuzluk, demokrasinin değerlerini, adaleti zayıflatır; kalkınmayı, hukukun üstünlüğünü tehlikeye sokarak, toplumların güvenini tehdit eder. Yolsuzluğun mağduru devlet olabileceği gibi özel sektör de olabilir. Ama asıl mağdur, yaşam kalitesi bir türlü iyileşemeyen toplumdur"... Vicdanı olan her insan eminim ki bu sözlerin altına imza atacaktır.
Yolsuzluğun olduğu bir ülkede adaletten bahsedemezsiniz. Orada üstünlerin hukuku vardır. Güçlüler hakim olurken, haklı olanların hiçbir gücü bulunmaz.
Türkiye’de yolsuzluk endişesi araştırması yapılıyor; son 7 yılda ortalama yüzde 15 oranında yolsuzluk konusunda endişe artışı var. En büyük üç artışın yaşandığı ülkeden birisi Türkiye, bizi Tanzanya ve Uganda takip ediyor.
OECD, Türkiye hakkında şu ana kadar yayınladığı en ağır yolsuzluk raporunu yayınladı. Raporda, Türkiye’nin yolsuzluklardan çok ciddi endişe taşıdığı ifade edildi.
AB komisyonu, 8 Ekim tarihinde ilerleme raporunu açıkladı. Özel sektör yatırımlarının milli gelire oranı yüzde 16’4’ten 15.6’ya gerilemiş durumda.
Bunlar tokat gibi gerçekler ve çok acı. Bu gerçekleri değiştirmek için hala şansınız var. Türkiye’nin geleceğini bizler yazacağız. Bu ülkenin ahlaklı insanları olarak Türkiye’nin geleceğini yazacağız. 500 yıllık ahlakı, adaleti yüceltme kavgamız var. Hiç kimse bizi bu yoldan döndüremez, döndüremeyecektir. Bu yolsuzluklar, yasaklar, yoksulluklar elbet bir gün bitecektir.
Bunun mücadelesini birlikte yapmak zorundayız.Kendisi sorun olan devasa bir hükümet var karşımızda. Kendisi sorun olan bir hükümet sorunları çözemez, sorunların yumağı haline gelir. AKP bugün Türkiye’nin ekonomik büyümesinin, bereketinin önündeki en büyük engeldir. Biz yatırımın kaçtığı, işçinin köle düzeninde çalıştığı Türkiye istemiyoruz. Biz hesap verebilen bir kamu yönetimi istiyoruz. Hakimlerin, savcıların sürülmediği, avukatların adliye koridorlarına darp edilmediği bir Türkiye istiyoruz. Üreten büyüyen kalkınan bir Türkiye istiyoruz.
Bunun mücadelesini birlikte yapmak zorundayız.Kendisi sorun olan devasa bir hükümet var karşımızda. Kendisi sorun olan bir hükümet sorunları çözemez, sorunların yumağı haline gelir. AKP bugün Türkiye’nin ekonomik büyümesinin, bereketinin önündeki en büyük engeldir. Biz yatırımın kaçtığı, işçinin köle düzeninde çalıştığı Türkiye istemiyoruz. Biz hesap verebilen bir kamu yönetimi istiyoruz. Hakimlerin, savcıların sürülmediği, avukatların adliye koridorlarına darp edilmediği bir Türkiye istiyoruz. Üreten büyüyen kalkınan bir Türkiye istiyoruz.
Biz havuz medyası oluşturan iş adamları değil, ülkesine yatırım yapan, istihdam yaratan, onurlu saygılı iş adamları istiyoruz. Kaçakçıların hırsızların yolsuzların değil, girişimcilerin emekçilerin namuslu insanların başının dik gezdiği ülke istiyoruz.
Dindar insan, sizin paranızı çalan insan değildir.
Dindar insan hırsızların değil, garibanların yanında duran insandır.
Din ne aldatmak için vardır, ne de aldanmak için vardır.
Din ahlaklı ve onurlu bir şekilde yaşamak için vardır. O nedenle hepiniz elinizi vicdanınıza koyun ve yeniden düşünün. Mazlumların ezildiği ahlaklı insanların ezildiği düşüncesini açıkladığı için insanların hapse tıkıldığı bir Türkiye istemiyoruz.
Bu Türkiye’yi yeniden inşa etmek bizim elimizdedir, sizin elinizdedir, 77 milyon insanımızın elindedir. Sizin inancınızı sömürenlere, kimliğinizi sömürenlere asla prim vermeyiniz. İnsanı insan olarak göreceğiz. Allah’ın yarattığı en değerli insan olarak göreceğiz.
Bu düşüncelerle iktidar sahplerine sesleniyorum…
Ne yaparsanız yapın, 17 ve 25 Aralık 2013 günlerinde yaşananları unutturamayacaksınız.
Dilimiz döndüğünce, gücümüz yettiğinde haykıracak, her yerde bağıracağız:
HIRSIZ VAR!
Politika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.