CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı’nın 1 Eylül Dünya Barış günü açıklaması.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı’nın 1 Eylül Dünya Barış günü açıklaması.
1 EYLÜL 2013’TE DE “YURTTA BARIŞ, DÜNYA’DA BARIŞ”

1 Eylül Dünya Barış Günü, Hitler Faşizminin dünyayı sürüklediği felaketin ve yarattığı yıkımın anımsanması ve dünya ülkelerine barışı yaygınlaştırma ve sürdürme görevinin anımsatılması için 74 yıldan beri kutlanan bir gündür.

İnsanlığın varlığını sürdürmesinin ve gelecek kuşaklara olan yükümlülüğünün gerektirdiği güdüler ve insanın öğrenen bir varlık olduğu gerçeği, savaşa karşı barışı savunmayı gerektirir.

Barış, savaştan bağımsız olarak, devletlerin ve toplumların tam iyilik hali olarak tanımlanabilir.

Bu iyilik durumu, uluslararası ilişkilerde, devletlerarası çıkar çatışmalarının dengelendiği, meydan okumaların somut tehdit olgusuna dayandırıldığı, dünyanın tüm kaynaklarının insanlığın malı olarak görüldüğü, üretimin ve ticaretin ancak insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve insanlığın mutluluğu için tasarlandığı ve gerçekleştiği koşullar olarak sayılabilir. Bu durum, DÜNYA’DA BARIŞ’ı tanımlar.

Barış ülküsü / barış ideali, insan duyarlılığının, insanoğlunun bin yıllık değerler birikiminin bir ürünüdür. Evrensel kültür mirasının, insani değerler sisteminin bir parçasıdır. Ancak, toplum içinde bir değer olarak yaygınlaşması, tüm bunların toplum vicdanında yer bulmasına bağlıdır.

Bu anlamda, barış idealinin varlığı, “özgürlük” meselesi ile yakından ilgilidir. Barışı ulaşılabilir bir değer yapan insani duyarlılığın oluşabilmesi, barışın talep edilmesi, savunulabilmesi için özgürlük gereklidir. Barış, temel bir insan hakkıdır, ancak diğer hak ve özgürlük alanları ile de desteklenmesi gereklidir.

Toplumların tam iyilik hali, toplumdaki tüm kesimlerin hak ve özgürlük talep edebilmeleri ile ilgili koşulların ve bunu karşılayacak bir iradenin varlığı ile olanaklıdır. Halkın beklentilerine yanıt veren bir siyasal sistem, halkların birlikte yaşama iradesinin bir arada tuttuğu ulus, inanç ve etnik değerlerin korunduğu, siyasetin tüketici alanının dışında esirgendiği, özgürlük alanlarının genişletildiği bir toplum; doğal ve toplumsal kaynakların doğru, yerinde ve etkin kullanıldığı bir ekonomi; üretilenin paylaşımında adalet; yurttaşlarının güvenliğini öncelemiş, sosyal varlığını güvence altına almış ve gelecek kaygısından arındırmış bir güvenlik sistemi de, YURTTA BARIŞ’ın gerekli koşullarıdır.

Kuruluşunu, emperyalizme, egemen güçlerin yayılmacı eğilimlerine karşı verdiği Kurtuluş Savaşına dayandıran ve “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” söylemine evrensel bir gerçeklik katan bir ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti, bugün de bu değerlerin aydınlatan yol göstericiliğine sarılmak zorundadır.

Bugün, emperyalizmin ulaştığı bu yeni dönemde, enerji bölgeleri ve enerji kanalları üzerinden sürdürülen savaşların tarafı olmaya kalkışmak, kuruluş değerlerimizle olduğu kadar, insanlığın evrensel değerleri ile de çatışan, maceracı ve hayalci bir tutumun arkasına takılmak demektir.

Ülkelerin iç çelişkileri, hassasiyetleri, kırılganlıkları kullanılarak başlatılan, iç dinamikler ele geçirildiğinde iç savaşlara dönüştürülen; bir zamanlar yan yana yaşayan insanların kardeşlik duygularını, bir gecede amansız bir düşmanlığa eviren bu ahlaksız anlayışın yandaşı olmak, insani bir suça ortak olmak demektir.

“Savaş, ulusal çıkarlar açısından hayatiyet taşımıyorsa, cinayettir” diyebilen bir başkomutanın, “Yurtta barış, dünyada barış” ideali bu topraklara ve Ortadoğu’ya bırakılan bir mirastır.

Bu mirası hoyratça tüketen, maceracı ve hayalci bir politika güderek, sıfır sorunu, sıfır komşuya, şimdi de sıfır dosta uyarlamayı başarıp yalnız kalan AKP Hükümeti, komşularımıza yapılacak bir müdahale için çığırtkanlık yapıyor.

Bu savaşın, egemen güçlerin yeni bir paylaşım planına dayandığı ortada. Sistemin gerek duyduğu, düzenleyici bir faaliyet olarak bu kez seçilmiş ülke Suriye’de sahneye konacak oyunun, vicdani değil ama, hukuki gerekçelerinin oluşturulması ile ilgili son hazırlıklar sürüyor.

Savaş başladıktan sonra, savaşa karşı çıkmanın hiçbir anlamı yoktur. O nedenle bugünden savaşa karşı direnmek gereklidir.

BM’in, Afganistan, Irak ve Libya ile ilgili kararlarının bu ülkelere yapılan müdahalenin önünü açtığı anımsandığında, BM kararlarının niteliği sorgulanmayı hak etmektedir.

Komşumuz Suriye’de yaşananları, Suriye yönetiminin hatalı uygulamalarını, devlet başkanlığının otoriter tutumunu eleştirmek ve Suriye halkının demokratik taleplerinin yanında olmak, insani bir sorumluluktur. Ancak, bölge üzerindeki emperyalist planlara, uluslararası petrol ve silah tekellerinin emellerine, bölgede etkili güç olmayı hedefleyen ülkelerin niyetlerine karşı da duyarlı olmak ve karşı çıkmak gereklidir.

Ülkelerin toprak bütünlüğüne ve halkların kendi kaderini belirlemesi ile ilgili ahlaki ilkeye sadık kalarak, yurtlarından uzaklaşarak, mülteci olarak yaşamak zorunda kalan, yakınlarını yitiren kardeş Suriye Halkının yanında olarak düşünmek zorundayız.

Uluslararası alanda Türkiye’ye güven ve saygınlık kazandıran tutumun terk edilmesi ile sınırlarımızın içine dek çekilen, yurttaşlarımızın kaybına neden olan, mezhep çatışmasının körüklenmesiyle büyük bir bölgesel yangına dönüşebilecek bu kaosa, ulusal çıkar, akıl, bilim ve sağduyu ile yaklaşmak zorundayız.

“Yurtta Barış, Dünya’da Barış” ilkesinin yol gösterici aydınlığına sığınarak davranmak ve yurttaşlarımızın güvenliği için bu savaştan uzak durmak zorundayız.

Uluslararası kuruluşları, barışçıl her yolu tükeninceye kadar denemeye zorlamak; Türkiye’nin bu oyuna katkısının meşruluğu, doğruluğu, yerindeliği, stratejilerinin derinliği, özne olarak, aktör olarak etkinliği ancak bu koşullarda olanaklıdır.

1 Eylül Dünya Barış Günü olan bugün, bir kez daha barışa yönelmek gereklidir. Bu nedenle; savaşa karşı çıkmayı, savaşa direnmeyi, savaşı lanetlemeyi; barışı kutsamayı ve yüceltmeyi sürdürmek vicdani bir sorumluluktur.

Perihan Sarı
CHP Genel Başkan Yardımcısı


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.