CHP İSTANBUL KADIN KOLLARI KADIN CİNAYETLERİNİ PROTESTO ETTİ!

CHP İSTANBUL KADIN KOLLARI KADIN CİNAYETLERİNİ PROTESTO ETTİ!
CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Fevziye Pehlivan’ın okuduğu basın açıklamasına CHP İstanbul İl Kadın Kolları Yöneticileri, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, ilçe kadın kolları yöneticileri, CHP Fatih İlçe Başkanı Turan Durmuş, CHP Bakırköy İlçe

CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığı, son dönemde artarak toplu bir katliama dönüşen kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddet olaylarını, Bakırköy Adliyesi önünde düzenlediği basın açıklamasıyla protesto etti.

CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Fevziye Pehlivan’ın okuduğu basın açıklamasına CHP İstanbul İl Kadın Kolları Yöneticileri, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, ilçe kadın kolları yöneticileri, CHP Fatih İlçe Başkanı Turan Durmuş, CHP Bakırköy İlçe Başkanı Sait Yücel ile çok sayıda partili eşlik etti. İşte o basın bülteni.

CİNAYETLER KATLANARAK ARTIYOR  

Basın açıklamasında, kadın cinayetlerinin son 7 yılda %1400, son 5 yılda cinsel saldırı suçlarında ise %30’luk bir artış olduğunu hatırlatan CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Fevziye Pehlivan, 2005’ten bu yana 4 bine yakın kadının cinayete kurban gittiğini hatırlattı. Pehlivan, “Bu veriler resmi rakamlar olmakla beraber; örtbas edilen, bildirilmeyen ve en önemlisi de “Örtülü Cinayetler” olarak adlandırabileceğimiz kadın intiharları bu rakamlara dâhil değildir. Kadına birey olarak sosyal güvence imkânları yaratamayan politikalar, çözümü kolaya kaçarak “Aile” de aramaktadır. Aile içi şiddet suçlarının %90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturmaktayken, bu suçları işleyenler yine o kadınların kocaları babaları, eski kocaları ve ağabeyleridir. Üretilecek tüm çözümler esas problemin yaşandığı yerde kadının o şiddeti gördüğü Aile kurumunun içinde aranmakta, kadına birey olarak, özgürce yaşam hakkı tanınmaktansa ölmelerine göz yumulmaktadır. Bu soruna çözüm üretecek Bakanlığın adı da bu anlayışın en somut göstergesidir: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”. Kadın yine birey olarak değil “Aile” kurumuyla özdeşleşen bir şekilde değerlendirilmiş adı bile bakanlık bünyesinde geçmemiştir” diye konuştu. 

KADIN, ÜCRETSİZ AİLE İŞÇİSİ KONUMUNDA

Ataerkil aile yapısı içinde evin yönetimi ve aile fertlerinin ihtiyaçları için yetiştirilen kadınların, “Ücretsiz Aile İşçileri” diye adlandırıldığını, devletin temel görevi ve sosyal devlet olma kurallarından biri olan hasta, yaşlı, çocuk bakımı gibi görevlerin yine bu ücretsiz aile işçilerine düştüğünü vurgulayan Fevziye Pehlivan, “Görev ve toplumdaki yeri bu şekilde sınırlanan kadınlarımızın istihdam oranı sadece %27 olmakla beraber, bu gruptaki kadınların %60’ı sosyal güvenceden yoksun ve örgütsüz işlerde çalışmaktadır. Yine nüfusumuzun %80’i okuma yazma bilmeyen kadınlardan oluşmaktadır. Görülmektedir ki kadının, “Sosyal olarak görünmez olması” istenmektedir. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olduğumuz söylenirken, aile içi şiddetin ve kadın çaresizliğinin altında ekonomik sıkıntıların olduğu aşikârdır. Zengin olduğu söylenen devletimizin halkının büyük bir bölümünün giderek fakirleşmesi, şiddetin bir reaksiyon biçimi haline gelmesine sebep olmaktadır. Çözüm ise ancak “Sosyal Devlet Politikaları’nın hayata geçmesiyle mümkün olacaktır” dedi.

CİNAYETLERDE TANIMLAMA ARTIK DEĞİŞMELİ

Kadın cinayetlerinden bahsedilirken, “Töre Cinayetleri, Aşk Cinayetleri, Namus Cinayetleri” şeklindeki tanımlamaların artık edilmesi gerektiğini ifade eden Pehlivan, “Aşk, namus, töre” gibi gayet masum ve temiz nitelemelerle cinayetler yumuşatılmamalı; mağdur, “tahrik edici” olarak gösterilmemelidir. Politika üretenlerin, hukuki literatürün, basın yayın kuruluşlarının bu tip nitelemeleri kullanmaması çözüm yolunda atılacak büyük adımlardan biridir. Bu tür cinayetler “Vahşi Kadın Cinayetleri” olarak nitelenmeli, toplumun bu vahşeti normal görmesi önlenmelidir. Eğitim sistemimiz ve medya bu sorunun çözümünde en etkili organlardır. Eğitim müfredatına alacağımız Demokrasi ve İnsan Hakları derslerinde çocuklarımıza cinsiyet ayırımını ve cinsiyete bağlı rol dağılımını telkin eden dinsel yaklaşımlar yerine, kadın haklarının özünde insanlık hakkı olduğu ve bu haklar kadından esirgendiği sürece asla demokratik bir toplum olamayacağımız anlatılmalıdır” diye konuştu.

MAĞDUR KADINLA KADIN MEMUR İLGİLENMELİ

Şiddete uğrayan ve şikâyette bulunan kadınların, ilk andan itibaren polis, sağlık görevlileri ve adliye üçgeninde yine erkeklerle muhatap edildiğine dikkat çeken Fevziye Pehlivan, “Yaşadığı psikolojik ve fiziksel travma göz önüne alındığında tüm bu süreçleri kendi hemcinsleriyle paylaşmalıdır. İlk şikâyetini dinleyen polis kadın olmalıdır. Muayene süreçlerindeki doktorlar yine kadınlardan seçilmelidir” dedi.  Aksi durumda erkek egemen toplumun ataerkil kurumlarının ‘Abi bi hata yapmış yenge, sizi barıştıralım eve dönün, olur böyle şeyler aile içinde’ diyerek kadınları geri dönmeye mecbur ederek eskisinden de daha kötü bir suçlama ve şiddet ortamının içine attığını söyleyen Pehlivan, “Şikâyetçi kadının beyanı esas alınmalı, takip edilmeli, şiddet uygulayan erkek, devlet tarafından görevlendirilen psikolog, psikiyatr tarafından aralıklarla gözlem altına alınmalı ve en önemlisi de kadına son çare olarak tekrar şiddete uğradığı adres gösterilmemelidir. Kadının bireysel çaresizlikleri devlet eliyle çözülmeli. Ne yazık ki nüfusumuza oranla 5 bin adet olması gereken kadın sığınma evleri sadece 50 adettir. Kadına şiddet yerel yönetimlerin öncellikli gündem maddesi olmalıdır” diye konuştu.

BU BİR CİNSİYET DEĞİL, İNSANLIK DRAMIDIR

Kadınların gördüğü işkencenin din, dil, ırk, ideoloji gözetmeksizin herkesin ortak ve yoğun çabasıyla sonlandırılması gereken bir insanlık dramı olduğuna dikkat çeken Fevziye Pehlivan, “Bu dramı yaşayanlar bizim analarımız, kızlarımız, bacılarımızdır. Bu kadınlar toplumsal barış ve sosyal mutabakatı inşa edecek gelecek nesillerin ilk eğitmenleri ve teminatlarıdır. Güçlü, donanımlı, eğitimli, kendine güvenen birey olabilmiş, mutlu ve özgür kadınların yaşadığı bir ülkede ancak demokrasiden, ilerlemeden ve sosyal refahtan söz edebiliriz. CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığı olarak kadınlarımıza yapılan zulüm, işkence ve cinayetleri şiddetle kınıyor. Kadınlarımızın acısını yürekten hissediyor ve bu konudaki ısrarlı takip ve çalışmalarımızın süreceğini tüm halkımızla paylaşmak istiyoruz. Vahşi düzene kurban edilmiş tüm kadınlarımızın ruhu şad olsun” dedi."

 


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.