Endişe duydum
Arınç, dün TBMM Adalet Komisyonu’nda Türk Ceza Yasası’nın basınla ilgili cezalarında değişiklik yapan tasarının görüşmelerinde kitap baskını konusunda CHP’lilerin eleştirilerine hedef oldu. Arınç, Ceza Muhakemesi Yasası’nın hükümleri ile basının sansür, basın araçlarının da zapt ve müsadere edilemeyeceğini içeren Anayasa maddelerini okuduktan sonra şunları söyledi: “Özel yetkili ağır ceza mahkemesi bir toplatma kararı vermiştir. Bu tabii çok şık bir olay değil. Henüz basılmamış olan, bir kitaba dönüşebilecek ürüne el konulması ve bununla bağlantılı görülen bir gazetede bu kararın uygulanmasını fevkalade üzücü buldum. Ama unutmayalım ki bir yargı kararı var. Bu yargı kararının makul, doğru, yerinde olmadığı her zaman söylenebilir. Bu kararda belki biraz daha fazlası söylenebilir. Bu benim çıplak gözle baktığımda gördüğümdür. Ancak bu konuda mütalaa var. Zapt ve müsadere ile el konulma arasındaki hukuki ayrımı hepimiz biliyoruz. Suç unsuru görülen belge ve dokümanlara el konulmuştur. Anayasa’nın 30’uncu maddesi suç soruşturması kapsamında delil aramaya engel değildir. Bu yargısal bir faaliyettir ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılmıştır. Yetki aşımı olmuş mudur, olmamış mıdır, şüphesiz herkes her şeyi yazmaktan ve konuşmaktan dolayı özgürdür.”
Vahim tablo
Arınç’ın sözleri üzerine CHP Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay “Olay zapt ve müsaderenin ötesine varmış, imhaya ulaşmış. İmha edenler peşin hükümle ‘ben bunu mahkum ettim’ diyor. Çok vahim bir tablo. Endişem şudur ki bu kitabın anlatıldığı kişiler de içeriye tıkılacaktır” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.