Cumhuriyet Halk Partisi, Büyükçekmece İlçe Gençlik Örgütü yöneticiliği yapan ve son yapılan mahalle delegeleri seçimleri sonucunda, Kamiloba Mahallesi Delegesi seçilen Cantürk ERGÜL, 31 Mart 2012 Pazar günü gerçekleştirilecek olan ilçe yönetimi seçimli kongresi öncesinde, yönetime aday olan başkan adaylarına seslenerek; “Bu dönem, değişen tüzükle birlikte yenilenecek kadrolarda, engelli yurttaşlarımıza, mümkün olanın en üstünde kontenjan ayrılması, hak arama yolunda sınırlı imkanları bulunan engelli kardeşlerimiz ile toplumsal kaynaşma açısından oldukça önem arz etmektedir” dedi.
Kendisi gibi engelli olan birçok yurttaşın, siyasi zeminde kendilerini temsil edebilecek, fikir ve öneri getirebilecek bir kürsü bulma sıkıntısının yaşandığını dile getiren ERGÜL, “TBMM çatısı altında mevcut milletvekilleri arasında kaç engelli milletvekilimiz var? Sayının azlığını ve engelli olarak adlandırılan ama bana göre engelli değil, özden vatandaş sayılmaları gereken yurttaşlarımızın sayı bakımından çokluğunu göz önüne alınca, her alanda olduğu gibi bu alanda da temsil yetersizliği aşikârdır. Mevcut siyasal hayatımızda engellilerin rolü, sadece belirli günlerde hatırlanmak, oy talepleri için birkaç organizasyon düzenlemek ve medyaya resim vermekten ibarettir ne yazık ki. Benim üzerinde durduğum husus ise; bütün bu vasat pratikleri tam anlamıyla çöpe atmayı ve toplumsal bilinç ile sivil toplum yapıları arasına sıkışan engellileri, hem bireysel, hem de grupsal anlamda daha etkin bir eylem alanına kavuşturmayı hedefleyen çözümlerdir” diyerek birkaç düşüncesini paylaştığı konuşmasını sürdürdü.
“İlçe Gençlik Örgütü son iki yönetiminde aktif olarak görev aldığım süreçte, engelli yurttaşlarımız için birçok proje geliştirdik. 1 Etkinlik dışında, ne yazık ki bunları uygulayabilecek bir zemin bulamadık. Seçim hazırlıkları, eylem ve etkinlikler ile yoğunlaşan dönemde bu ve benzeri projeleri gündeme getirmek oldukça zor idi. Bütün bu olumsuz şartlara rağmen, kendi insiyatifimiz ile bu konuda bazı adımlar attık ama bunu da yeteri kadar duyuramadık. Bütün bu deneyimlerim sonucunda, zihnimdeki temsil alanının ve süreçlere katılımın aslında nasıl olabileceğine dair fikirlerimi olgunlaştırmış ve güncellemiş oldum. Özellikle; partiler içerisinde kurulan halk kürsülerinin, sadece kısır parti içi çekişmelerin ötesinde değerlendirmelere açılması ve engelli kardeşlerimizin her derdini, her mutluluğunu, her başarısını paylaşabileceği bir özgüven meclislerinin yaratılmasını oldukça önemsemekteyim…”
“Kendimden bir örnek verecek olursam; hali hazırda kullanmakta olduğum, toplu taşıma araçlarında ücretsiz yolculuk etmemizi sağlayan “Beyaz Kart”ın kullanımı sırasında karşılaştığım ve birçok engelli kardeşimin de karşılaştıklarını ifade ettikleri yanlış tepkileri hepimiz biliyoruz ama kim, ne kadar ifade edebiliyor? Araç sahiplerinden ve muavin arkadaşlarımızdan bir kısmı, kart kullanımından doğan maddi kayıplarını, ilgili mercilerden geri alamamalarının bütün hıncını bizlerden çıkarıyorlar maalesef. Tekerlekli sandalyeyi görmedikleri sürece engelli olduğumuza inanmama gibi bir dirençleri var. Kendini hayata adapte eden ve engelliliği fark edilemeyen benim gibi insanlara; “Senin neren özürlü!” diye bir hak gaspı yapılıyormuşçasına ithamda bulunan, destek olunacağı yerde kimi zaman azarlama seviyesinde ses tonunu yükselterek yönlendiren birileri ki, onlar kendilerini çok daha iyi bilmektedir, toplumsal kaynaşmadan ziyade toplumsal ayrışmaya ön ayak olmaktadır. Şahsen, yaşadığım buna benzer birçok olayı bizzat aktardığım yetkili mercilerden aldığım, “Öyle şey olmaz, bu maksatlı bir söylem” cevapları da engellilerin dikkate alınılırlığı konusunda açık bir işarettir sanırım. Bu yaklaşımlar ve olumsuz düşüncelerin tersine çevrilmesi ve olumlu hale getirilebilmesi için yalnızca yasal bir iki değişiklik yapıp takibini yapmamak yetmez. İşte, siyasal düzlemde açılacak özgür ifade alanları bu paylaşımların kamuoyuna duyurulması ve çözümlerin hızlanması adına hassasiyet gösterilmesi gereken husustur. Bunu hayata geçirmek kolay ama sıkıntı yaratıcıdır bazıları için. Halen milletvekili olabilmek için neden engellilerden de ücret istenir akıl sır erdiremem. Ya da, neden seçilecek yöneticiler arasında, aday olabilme kriterlerine uysalar dahi engelliler yer almaz, neden oy rantı olarak görülürler sadece ve neden sahip çıkmak yerine horlanmalarına izin verilir anlamış değilim.”
Konuşmasının sonunda, kendisi gibi, engelli kardeşlerinin de her alanda, kendi haklarını ve ifade alanlarını kendilerinin yaratmalarını tavsiye eden ERGÜL, yeni oluşacak yönetimlerde görev alıp almayacağı konusunda politik konuşarak sürecin ne göstereceğini sadece Allah’ın bildiğini ifade etti.
Cantürk ERGÜL şu aralar, “Mavi Yonca Yardımlaşma Platformu” kurucu eşbaşkanlığı sıfatıyla sosyal sorumluluk projelerini yürütüyor, siyasetten kopmadan ama siyaseti platform faaliyetlerine asla karıştırmadığının altını önemle çizerek faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.